Berlusconi: Masada Türkiye'ye de yer var

KOPENHAG‘‘BU son yemek mi olacak?' Dünkü Hürriyet Gazetesi'ni Berlusconi'ye uzatıp soruyorum? Gazeteyi inceliyor, 'Hayır olmayacak' diyor 'Olmaması için elimizden geleni yapıyoruz. Bu masada Türkiye'ye de yer olmalı.'İtalyan Başbakanı, dün ayağının tozu ile geldiği Kopenhag'da önce Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül ile görüştü. Bir saate yakın süren görüşmede Türkiye'ye 2004'de müzakere tarihi verilmesi için çaba harcadıklarını söyleyen Berlusconi, ‘‘Bunun için kendi meselemiz gibi uğraşıyoruz' mesajını verdi.Avrupa, Türkiye zirvelerinden birini daha yaşıyor. Kopenhag sokaklarında neredeyse Danimarkalıdan çok Avrupa'nın eski ve yeni üyelerine rastlanıyor. Adaylar ve bu büyük olayı izleyen dünya gazetecileri de cabası.Türkiye'den gelen gazeteciler ise en geniş ekip. Nitekim zirve için hazırlanan basın merkezinde en geniş oda Alman ve Türk gazetecilere ayrılmış durumda. Yeni üyeler için ayrılan basın odaları ile Türkiye'ninki karşılaştırıldığında, Avrupa'nın Türkiye'ye kapıyı aralamakta neden bu kadar çekimser davrandığı ortaya çıkıyor. Cüsse meselesi. Özellikle Alman ekonomisinin hiç de iyi sinyaller vermediği bu dönemde, Avrupa hükümetleri işsizlik ve buna bağlı olarak ırkçılık sorunu ile boğuşurken Alman Hükümeti Türkiye için karar vermekte zorlanıyor.Ancak, Almanya'dan son gelen kamuoyu yoklamaları Türkiye'nin üyeliğine karşı olanların sayısını 46 olarak gösteriyor. Yüzde 42 ise Türkiye de Avrupalı olmalı diyor. Demek ki Tayyip Erdoğan'ın yürüttüğü Avrupa çıkartmasının kamuoyu üzerinde de olumlu etki yaptığını söylemek mümkün. Çünkü, önceleri karşı olanların oranı daha yüksek iken son günlerde eşitlenmiş.* * * AVRUPA Türkiye'ye vereceği mesajı, son ana kadar tartıştı. Bu tartışmaların tam merkezinde ise Kıbrıs konusu vardı. Öyle ki, Kıbrıs planının Kofi Annan'dan da daha fazla sahibi olan,yani planın oluşmasında en fazla katkısı bulunan İngiliz dış politikasının mimarlarından deneyimli diplomat Sir David Haney, dün Kopenhag'daydı. Sir David Haney Türk, Yunanlı ve Kıbrıslı yetkililerle dün gün boyunca temastaydı. Ancak, müzakere öylesine çetin geçti ki gün boyu diplomatların ağzını bıçak açmadı. Kimse bir sözcük fazladan söyleyip hassas dengeyi bozmak istemedi.Ancak, Başbakan Abdullah Gül'ün Yunanistan Başbakanı ile yaptığı görüşmeden çıkıştaki sözleri ilginçti. Simitis, tarih konusunda 2004 için çaba sarfettiklerini söylerken Kıbrıs sorununa da değindi. Çözüm istediklerini vurguladı ancak çözüm olmaması halinde Türkiye ile Kıbrıs ve diğer sorunlar üzerinde işbirliğinin devam edeceğini söyledi.Başbakan Gül'ün ise yaklaşımı farklıydı. Gül, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyesi olması halinde tüm sorunların çözümleneceğini söylemekle yetindi. Kıbrıs konusunda sessiz kalmayı yeğledi.Türkiye, tarih konusunda Avrupa'dan net bir yanıt gelmeden adım atmak istemiyor, karşı taraf ise (üyelik müzakereleri için erken bir tarih verilmesini isteyen ülkeler bile) 'Önce siz Kıbrıs kartınızı açın' diyorlardı. * * * 'BİR ördek kümesinde dünyaya gelmenin hiçbir sakıncası yoktur. Kuğu yumurtasından çıkmadıysanız eğer.'Çocukluğumun ve büyüklüğümün favori masalcısı Hans Christian Andersen böyle diyordu bir masalında. Masalın adı 'Çirkin ördek yavrusu'ydu. Andersen'in ülkesinde dün, genişleyen Avrupa'ya ve orada kendimize baktım da bu masal geldi aklıma.
Yazarın Tüm Yazıları