’Benimle ilgili iyileştirme yok’

"Sizi Yargıtay’dan (... Bey ) arayacak, telefonunuzu verir misiniz?"

Veriyorum, on gün kadar önce. Bir süre sonra telefon. Ben Yargıtay’dan adı verilen yargıcın telefonunu beklerken, karşımda başka bir yargıç:

"Ben Anayasa Mahkemesi üyesi ve Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı Ahmet Akyalçın, sizi Moskova’dan arıyorum."

AKP kapatma davası kararından hemen önce, Akyalçın’ın girişimi üzerine, Meclis, Uyuşmazlık Mahkemesi ile ilgili yıllardır bekleyen bir yasayı kabul ediyor.

Yasa, mahkeme üye, savcı ve personeli ücretlerini arttırıyor. Bu yasa çıkıyor, ardından Anayasa Mahkemesi AKP kapatma kararını alıyor. 5’e karşı 6 oyla AKP kapatılmıyor. Kapatmaya karşı oy veren üyeler arasında Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı Ahmet Akyalçın da var.

Ben konuyla ilgili iki yazı yazıyorum. İlk yazıda olayı aktarıyorum, ikinci yazıda, Akyalçın’ın istifa etmesinin daha doğru olacağını dile getiriyorum.

Akyalçın, "Moskova dönüşü sizi arayacağım, açıklamak istediğim noktalar var" diyor.

DÜZELTME HAKKI

Ben on gün bekliyorum. Akyalçın aramıyor. Ancak, önceki gün gazeteye gittiğimde, masamda 27 Ağustos tarihli bir yazı:

"Hürriyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürlüğüne, Düzeltme ve Cevap Hakkı".

Akyalçın
’dan açıklama. Şaşırıyorum. Akyalçın beni arayacağını söylüyor, ama resmi açıklama göndermeyi tercih ediyor.

O aramıyor, ben onu arıyorum. Önce o açıklamanın özeti, sonra da, aramızdaki konuşma.

Yazdığım iki yazıyı, "yasal dayanaktan yoksun, incitici nitelikte" bulduğunu belirten Akyalçın, Uyuşmazlık Mahkemesi ile ilgili değişiklik istemlerinin yaklaşık on yıl öncesine dayandığını aktarıyor.

Uyuşmazlık Mahkemesi uygulamasından doğan aksaklıkların kamu yararı göz önünde tutularak giderilmesi amacıyla yasada değişiklik yapıldığını söyledikten sonra:

"Şahsımın Başkanlığında da, konunun takipçisi olunmuştur. Ben 12.9.2005 gününde Uyuşmazlık Mahkemesi başkanlığına seçildim ve benden önceki başkanın kalan süresini doldurdum. 22.10.2007’de dört yıllık görev için yeniden seçildim, halen bu görevi yürütmekteyim."

İNSAFSIZLIK


Hem açıklamasında, hem de telefon görüşmemizde vurguladığı nokta şu:

"Yeni kabul edilen yasada benimle ilgili bir iyileştirme yoktur."

Akyalçın
devam ediyor:

"Yasal değişiklik, toplantıya katılan üye, savcı ve raportörlerin özlük haklarının iyileştirilmesini, üyelerin seçim usul ve süreleri ile mahkemenin çalışmasına yönelik düzenlemeleri kapsamakta olup, Başkanın özlük haklarında bir değişiklik getirmemiştir."

Açıklamasının sonunda Akyalçın:

"Bu durum gözetildiğinde, yasadaki değişikliği iktidar partisinin tavizi ve skandal olarak nitelendirip, istifaya davet etmeyi hakkaniyet ve hukukla bağdaştırmak insafsızlıktır."

Açıklamanın özü bu.

Neden kapatma davası öncesinde

ŞİMDİ Ahmet Akyalçın ile telefon görüşmemiz. Söze ben giriyorum:

- Beni arayacağınızı söylemiştiniz, ama resmi açıklama göndermişsiniz, yadırgadım. Konuşmuş olsaydık, söylediklerinizi zaten yazacaktım, öyle anlaşmıştık.

- Özür dilerim, haklısınız, bir yanlışlık olmuş.

- Bazı sorularım var. Yıllardır bekleyen bir yasa değişikliğini, neden tam kapatma davası öncesinde gündeme getirdiniz?

- Daha önceki başkanlar zamanında talep edilmiş. Konuyu şimdi de ben takip ettim ve değişiklik istedim.

- Siz aynı zamanda AKP kapatma davasında oy kullanmakla görevli Anayasa Mahkemesi üyesisiniz. Tam bu sırada, yasal değişiklik girişiminde bulunmanız doğru mu?

- Yalçın Bey, ben sizi yıllardır okurum ve takdir ederim...

- Teşekkür ederim, girişiminizin zamanlaması doğru mu?

- Bir art niyet yok, bu zamana rastlamış.

- Ama, sizin girişiminiz üzerine, AKP yıllardır bekleyen yasaya öncelik tanıdı ve sizin istediğiniz değişikliği yaptı. Tam kapatma kararı öncesinde.

- İktidarlar beni ilgilendirmez, daha önce takip edilen konuyu ben de takip ettim. Benimle ilgili hiç bir iyileştirme yok. Benim maaşım artmadı. Toplantıya katılan üye, savcı ve raportörlerin özlük haklarında iyileştirme oldu. Toplantı başına dokuz YTL gibi komik ücretler alıyorlardı.

- Yılladır bekleyen bir yasa için, birkaç ay daha bekleyip, kapatma davası sonrasına bıraksaydınız, ne kaybederdiniz?

- Ücretler çok düşük olduğu için, toplantı yapmakta güçlük çekiyordum.

- Siz de, AKP’nin kapatılmasına karşı oy kullandınız. Elbette, sizin vicdani ve hukuki kararınız o.

- Evet, ama Hazine yardımının kesilmesini istedim.

Telefondaki sohbet karşılıklı nezaket cümleleri ile sona eriyor.
Yazarın Tüm Yazıları