Beni çoktandır unuttuğum bir ürperme alıyor

Goethe’nin Faust eseri 200 yıldır her seferinde yeni bir yorumla sahneleniyor. Çünkü Faust, çünkü insan her yoruma açık.

Tanrı ve insan. Işık ve karanlık. Ruh ve cisim. İyi ve kötü. İnsan hep bu çelişkiler içinde yaşıyor. Tıpkı bugünlerde olduğu gibi... Herkes birbirine kuşkuyla bakıyor, herkes birbirini kolluyor, herkes başına bir şey gelmesinden kaygılı. Bu ürpermeyi iyi biliyorum. Darbelerden biliyorum. Faşizmin kitle ruhu. "Beni çoktandır unuttuğum bir ürperme alıyor."

"Beni çoktandır unuttuğum bir ürperme alıyor. İnsanlığın bütün sefaleti üstüme çöküyor."

Faust’un bu feryadına şeytan Mefisto oralı bile değil: "Gök gürültüsünü mü yakalayacaksın? Masum cevaplar vereni hurdahaş ederek sıkıntılı hallerde öfkesini çıkarmak, zorbaların usulüdür."

Cadı avına çıkılan günlerden biri. Ya da mezarlık kazanların dansı. Şeytan bile farkında.

Elimde Goethe’nin aşılmaz klasiklerinden Faust. Goethe Faust’u yirmi yılda yazıyor, 1808’de tamamlıyor. Dünya bu yıl Faust’un 200. yılını kutluyor.

Faust bilgi ihtirası içinde, öğreneceği bilim kalmıyor. Sonunda kendini büyücülüğe veriyor. Bilgiye sadece ruhuyla ulaşabileceğini umuyor.

Gökte Tanrı ile şeytan bahse giriyor. Şeytan Faust’u baştan çıkaracağından, Tanrı ise, insanın kendi ruh iyiliği sayesinde doğru yolu bulacağından emin.

MEFİSTO’NUN OYUNLARI

Mefisto öyle oyunlarla baştan çıkarıyor ki, iş Faust’un cinayet işlemesine kadar varıyor.

Faust 200 yıldır dünyanın en ünlü tiyatrolarında sahneleniyor. Her seferinde yeni bir yorumla. Çünkü Faust, çünkü insan her yoruma açık.

Tanrı ve insan. Işık ve karanlık. Ruh ve cisim. İyi ve kötü. İnsan hep bu çelişkiler içinde yaşıyor. Hep ikilemler içinde.

Bana göre Faust, ikilemlerden hiçbir zaman kurtulmadan hayatın her gün yeniden fethini anlatıyor. Şeytan Mefisto’nun, amaç için her aracı kutsal sayan Makyavelist zorbalığına rağmen.

Oyunda zorbalık ön planda. Kimsede böyle özel bir rol yok. O rol, oyunda yer alan herkesin ruhunda saklı.

Nedeni var. Goethe Faust’u yazmayı ilk düşündüğü dönemde, 1789 Fransız Devrimi yaşanıyor. Fransız Devrimi etkisi altında yirmi yıl oyun üzerinde çalışıyor.

Zorbalık insanlık tarihini değiştiriyor. Tek başına bir insanın kaderini haydi haydi değiştiriyor. Zorbalık her zaman ve her yerde geçerli.

"Beni çoktandır unuttuğum bir ürperme alıyor."

HERKES KUŞKUYLA BAKIYOR

İki kişi kocaman bir otelin lobisinde oturuyor. Yandaki masada bir adam. Sanki onları dinliyor. Oysa, ilgisi yok. Ama, iki kişinin ikisi de, aynı duyguda, "birileri onları dinliyor".

Adam evine geliyor, başı ağrıyor, ilaç içecek. İlaç dolabını açıyor. İlaçların yeri mi değişik? Birileri onu zehirlemek mi istiyor? Yoksa, o yanlış mı anımsıyor?

Telefon masada. Telefonu kapatmak nafile. Kapalı telefon üzerinden bile, insanları dinlemek artık mümkün. Birileri bizi mi dinliyor?

O adam bana neden öyle bakıyor, şu kadın neden bizim kata taşınıyor, elektriği her açtığımda neden farklı bir ses daha duyuyorum?

Herkes birbirine kuşkuyla bakıyor, herkes birbirini kolluyor, herkes başına bir şey gelmesinden kaygılı. "Beni çoktandır unuttuğum bir ürperme alıyor."

Bu ürpermeyi iyi biliyorum. Darbelerden biliyorum. Faşizmin kitle ruhu.

Şimdi çok daha kötüsü. Darbe şart değil. Sivil yönetim, bana unuttuğum ürpermeyi hatırlatıyor.
Yazarın Tüm Yazıları