’Ben yaptım’ isyanı

"İSTESEK, binlerce kişiyi Ankara’da toplar, kapatma davasına karşı miting yaparız, ama gerilim istemiyoruz, Tayyip Bey parti teşkilatından bu yönde gelen talepleri durduruyor".

Kapatma davasına bu bir tehdit, bir göz korkutma mı, yoksa gerçekten gerilimi düşürme politikası mı?

Eğer, Tayyip Erdoğan’ın konuşmalarını dinlemesem, böyle bir politika var, diyeceğim. Ancak, Erdoğan daha kürsüye çıktığı andan itibaren, kendisi gibi düşünmeyenlere söylemediğini bırakmıyor.

Nerede ve ne zaman kürsüye çıksa, o üslup, o hırçınlık, o kavgacı söylem. Gerilim tohumlarını biraz daha ekiyor. Ülke biraz daha geriliyor.

İNANÇ VE DUYGU

Tayyip Erdoğan’da, çevresiyle paylaştığı, şöyle bir inanç var:

"Bugüne kadar, hiç bir başbakanın yapmadığını ben yaptım, beni nasıl anlamıyorlar?"

Hem o kadar iş başarmış olsun, hem partisine kapatma davası? Ve onca başarıya karşı, ona siyasal yasak? Kendisine göre, bu büyük haksızlık. Onun için her çıkışı o haksızlığa isyan.

Bu duygu, bu inanç Erdoğan’ı müthiş hırçınlaştırıyor. Sivil toplum örgütlerinin "geri adım" çağrısına tepkisi ortada. "Ne geri adımı" çıkışı, bu duygunun ürünü.

Böylesine katı inanç ve duygu yoğunluğu içinde, Erdoğan’dan gerilimi düşürmesini beklemek, hayal.

Fırtına galiba böyle biçiliyor.

Ara kararı zaten gereksiz

ANAYASA Mahkemesi dün aldığı kararla, AKP’nin kapatılmasına ilişkin açılan davayı oybirliği ile kabul ediyor.

Anayasa Mahkemesi eski üyeleri ya da başkanları şu görüşte:

"Başsavcının iddianameyi Anayasa Mahkemesi’ne göndermesiyle birlikte, dava zaten açılmıştır. Ayrıca, bugünkü (dünkü) gibi, ara bir karara gerek yoktur".

Anayasa Mahkemesi’nin davayı kabulü AKP için sürpriz değil. Onlar zaten bunu bekliyor. Hatta, pek çok AKP’li, "parti kapatılabilir bile" görüşünde. O nedenle parti kapatmayı zorlaştıracak Anayasa değişikliği gündemde.

Ama, moraller yine de bozuk.

Çekim alanı MHP

İSPANYA, özgür bir ülke. Buram buram demokrasi. Çevrede bir dolu yabancı gazeteci. Onlar Tayyip Erdoğan’a türbanla ilgili soru yöneltiyor.

Erdoğan da, o ünlü sözünü söylüyor, "türban velev ki, siyasal simge". Ondan sonra ipler kopuyor. MHP’nin unutulmaz katkısıyla, türbanla ilgili Anayasa değişikliği gerçekleşiyor.

Erdoğan partisinin kadın kolları kongrelerinde sık sık türbana gönderme yapıyor. Ama, ondan önce, kürsüde söylemediği ve fakat partisinin özel toplantılarında dile getirdiği bir görüş var:

"İspanya’da kendimi tutamadım, yabancı gazeteciler sorunca, ben de öyle söyledim".

AKP bu noktada, türbanda kendisine yardımcı olan MHP’ye hem teşekkür ediyor, hem eleştiriyor:

"MHP bizim çekim alanımıza girdi, makas değişti, Başbakan da o sözü söyleyince, ok yaydan çıktı".

MHP türban yasağının kaldırılmasına yardım edeceğini açıklamasa, AKP sanki bu işe girişmeyecekmiş gibi bir hava veriyor AKP’liler. Erdoğan’ın birkaç gündür MHP’ye dönük konuşmaları bu eğilimin ürünü.
Yazarın Tüm Yazıları