Belki de koalisyonlar daha iyi

ALI al, moru mor odadan içeri girdiğinde, kendisinden hiç de beklenmeyen bir tepki içinde. 82 Anayasası’nın mimarlarından Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı müthiş öfkeli:

Haberin Devamı

“Her şeyi biliyor, Ticaret Hukukunu biliyor, Medeni Hukuku biliyor, Borçlar Kanunu, İmar Kanunu ve tabii ki, Anayasa Hukukunu da biliyor, bize hiç ihtiyacı yok”.

Serin kanlı tavrıyla tanınan, üç düşünüp bir konuşan Prof. Aldıkaçtı’yı bu kadar sinirlendiren 12 Eylül rejiminin lideri Kenan Evren.

82 Anayasası hazırlanırken, Aldıkaçtı sık sık Evren’le buluşuyor. Her buluşma Aldıkaçtı için stres kazanı. Çünkü Evren hukuk, iktisat, sosyoloji, geometri, antropoloji, istatistik hepsini sular seller gibi biliyor.

Çok tipik. Bizde o koltuğa tek başına oturanların çoğu artık her şeyi bilir hale geliyor.

İstisna Süleyman Demirel. Yoksa, hepsi her şeyi biliyor, onlardan başka bilen yok, onlardan başka doğru adım atan yok. Tek parti iktidarının, bu anlamda tek istisnası Demirel. Onda böyle bir psikoloji hiçbir zaman yok.

TATLI MELODİLER


Türkiye 1950’den bu yana, dördüncü kez tek parti iktidarını yaşıyor. Ve her sefer tek parti hegemonyası rejimi tehdit eder hale geliyor.

Son deneme günümüzde.

Lider her şeyi biliyor, ağzından çıkan her söz yasa, hatta Anayasa hükmünde. Bir anda kendine olağanüstü güven geliyor, her şeyi yapmaya muktedir güç vehmine kapılıyor. Herhangi birisinin lideri uyarması, çıtını çıkarması mümkün değil. Hele bir çıkarsın, yıldırımlar iner o kişi ya da kurumun başına.

Toplumun kurumlarını kendine göre oluşturma, dizayn etme merakı ayyuka çıkıyor. Çünkü, herkesten aynı tatlı melodileri duymak merakı hızla artıyor.
Birileri raydan çıkmaya heves etti mi, onu anında cezalandırmak temel kurallardan biri. Ekonomik ceza, idari ceza ya da eldeki Meclis çoğunluğu ile yasaları o yönde değiştirme hırsı. Yasal değişikliklerle o kurumları törpülemek sevdası.

Aynı anda halkı fena halde yormak. Hakkını arayan, sesini çıkartan hangi meslek grubu varsa, onlarla bağıra çağıra kavga etmek. Ama eczacı, ama tütün işçisi, ama memurlar, ama ve mutlaka medya.

KERTERİZ ONA GÖRE


Türkiye bir gelgit yaşıyor.

Koalisyondan bıkıyor, tek partiye dönüyor. Tek parti gelince, bu sefer, tek parti hegemonyası rejimi tehdit eder hale geliyor, yeniden koalisyon rüyası görmeye başlıyor.

Koalisyon bir, iki, üç partiden oluşuyor. Hepsinin programı ayrı, lideri farklı, tabanı değişik telden çalıyor. Herhangi bir konuda uzlaşarak karar vermeleri zaman alıyor, güç kaybına yol açıyor, halkta bıkkınlık yaratıyor. Birinin ak dediğine, öteki kara diyor. Bunlar doğru.

Ama, koalisyonlar rejimi tehdit eder hale hiç bir zaman gelmiyor, koalisyonlu yönetimlerde bir parti diğerinin freni, rejimin güvencesi. Kararlara ters açılardan yaklaşan partiler uzlaşmada buluşmayı öğreniyor. Oysa, bizde tek parti yönetiminde uzlaşma kültürü yok.

Yedi yıldır yine tek parti yönetimi. Hızla totaliter yönetime kayan bir ülke. Onu pompalayan şakşakçı ekip.

Lider o sabah nasıl kalktıysa, ülke ona göre kerteriz almak zorunda. Yoksa, vaziyet vahim.

Bugünkü gibi.

Haberin Devamı

İnternet azizliği ve özür

Haberin Devamı

İKİ gün önce Başbakan Erdoğan’a Amerika’da Musevi Lobisi tarafından verilen ödülle ilgili bir yazı yazıyorum. Yazıya, o törenin fotoğrafını ekliyorum.

Fotoğrafı İnternette buluyorum, tören haberinin ekinde o fotoğraf var.

Önceki gün Erdoğan’ın yakın danışmanlarından Nabi Avcı arıyor:

“Sizin yayınladığınız fotoğraf, 2006 Nisan ayında Amerika’da Saint Johns Üniversitesinde Sayın Başbakana verilen fahri hukuk doktorası töreninde çekilen fotoğraf. Üniversitedeki törende, sizin yayınladığınız özel giysi vardı, ama Musevilerin verdiği ödül töreninde özel giysi yoktu”.
Ben fotoğrafı internette bulduğumu söyleyince, Nabi Avcı tamamlıyor:

“Tahmin ettim, çünkü ben de baktım, internette gerçekten sizin yayınladığınız fotoğraf var”. İnternet azizliği, ama hata yine de bana ait. Özür diliyorum.

Yazarın Tüm Yazıları