Antalya’da, Tahtalı Dağı’nın eteklerindeki Ulupınar, Çıralı ve Olimpos’un bağlı olduğu köyün adı. Antalya kent merkezine 70, Kemer’e 30 kilometre uzakta. Yazın bile buz gibi akan suları ve bu suların üzerine kurulu balık restoranlarıyla ünlü. Dileyen oltasını alıp, alabalık tutabilir. Ulupınar, özellikle bu yıl Antalyalıların haftasonlarında yoğun olarak tercih ettiği bir adres.
Ulupınar Köyü, doğanın bahşettiği tüm güzellikleri içinde barındırıyor. Bir tarafında karlı zirvesi ile 2365 rakımlı Tahtalı Dağı, diğer yanında Olimpos, hemen altında ise eşsiz güzelliği ile Çıralı Plajı’nın bulunduğu bu şirin köy, su kaynaklarıyla yüzyıllar boyu insanların vazgeçemediği bir yerleşim bölgesi olarak varlığını sürdürdü.
Antalya-Kumluca karayolu üzerinde devam edip, Kemer’i geçtikten sonra, Çıralı sapağına gelmeden 3 kilometre önce solda Ulupınar yol ayrımını göreceksiniz. Köyü sık ve gür çınar, defne, kızıl çam, kadran ve ardıç ağaçları çevreliyor. Köy yoluna girdiğiniz an havanın değiştiğini hissediyorsunuz. Ciğerlerinizi mis gibi çam kokusu dolduruyor.
Köy merkezinde, ağaçları birer örtü gibi üzerine alan 15 restoran bulunuyor. Altlarından ırmaklar ve çevresinden doğal şelaleler akan restoranlar, yaz aylarında 45 dereceyi bulan hava sıcaklığından uzaklaşmak isteyenler için doğal bir klima ortamı sağlıyor.
Yaz aylarında akarsu üzerine kurulu ahşap balkonlarda yemek yiyebiliyorsunuz. Yere bir kilim serilmiş, üzerine minderler dizilmiş. Yuvarlak köy sofrasınnın etrafında dilediğiniz gibi oturabilirsiniz. Yayılmak serbest. Yalnız bu ahşap platforma adım atmadan önce ayakkabıları çıkarmak gerekiyor. Siz yemeğinizi yerken, etrafınızda ördekler yüzüyor, ekmeğinizi sizinle paylaşıyor.
Ulupınar yalnızca yaz aylarında ziyaret edilen bir yer değil elbette. Restoranların hepsinin kışlık bölümleri var. Yine akarsu kenarına kurulu bu kapalı bölümler, manzaraya yüksekten baktığı için daha da hoş bir görüntü sunabiliyor. Restoranların hiç birinde otopark sorunu yok.
KEMER’İN BALIK İHTİYACINI BU ÇİFTLİKLER SAĞLIYOR
Ulupınar’da hizmet veren restoranlardan biri Havuzbaşı Şelale Restoran. İşletmecisi Doğan Akkelle, uzun zamandır köyde alabalık üretimiyle de uğraşıyor. Doğan Akkelle’nin alabalık çiftliklerinde 6 ayda 560 bin adet balık üretiliyor. Kemer bölgesinde bulunan 25 otelin balıkları da bu sayede Ulupınar’dan karşılanmış oluyor. Restoran ismini, ormanın içinden çıkıp gelen ve ağaçlarla kaplı oturma gruplarının altından akan şelaleden alıyor. İçerisinde 120 yıllık bir un değirmeni var. Özellikle yabancı turistler, bu değirmenin başında oldukça fazla zaman geçiriyor. Mekan, neredeyse günün her saati dolu. Turistler, acenteler aracılığı ile yapılan rezervasyonların ardından, restoranın araçları ile konakladıkları otellerden getiriliyor.
Ulupınar restoranlarının kendilerine has yiyecekleri, yerinde yetişen doğal alabalık, sac kavurma, bıldırcın, ızgara çeşitleri ve deniz mahsulleri. Tüm yerli ve yabancı içecek çeşitlerini bulabilirsiniz. Pek çok restoranda, yiyeceğiniz balığı kendiniz de tutabiliyorsunuz. Siz yeter ki avcılıkta becerikli olun, onlar tuttuğunuz balıkları pişirip, taze taze servis ediyor. Oltalar, restoranlar tarafından veriliyor.
Köyün muhtarlığını iki dönemdir Sami Ilgaz yapıyor. 1970 yılında Ulupınar’ın ilk restoranını açan Ilgaz, o yıllarda turizm ile uğraşmanın ne kadar zor olduğunu anlatıyor. Bugün artık yöre halkının çok az bir kısmı tarım ve hayvancılıkla uğraşıyor. Köyün nüfusu 1183. Bu sayı yaz aylarında günlük ortalama 10 bine ulaşıyor. Ilgaz, Ulupınar’ın bir sezonda ortalama 1 milyonun üzerinde yerli ve yabancı turisti ağırladığını söylüyor.
Tüm restoranlarda fiyatlar gayet uygun. Alabalık 4, ızgaralar 9, salata ve meşrubat çeşitleri 2 YTL civarında. İki kişi zengin bir yemek yiyip, yaklaşık 20-25 YTL ödüyor.
Ulupınar’a giderken, hava ne kadar sıcak ve nem seviyesi ne kadar bunaltıcı olursa olsun, yanınıza bir hırka almayı ve yüksek seviyedeki oksijen nedeni ile yemeği fazla kaçırma ihtimaliniz bulunduğunu unutmayın.