Paylaş
Hakkındaki yolsuzluk iddiaları üzerine, Adana’nın MHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak’ın partisinden istifasını istiyor. Bu irade, Bahçeli’ye geniş bir alan kazandırıyor.
İktidar partisi ile bağlantılı yolsuzluk iddiaları karşısında, Tayyip Erdoğan’ı bu yönde zorlamak. Artık bu hakkı var.
İktidara gelirken. Erdoğan yolsuzlukla mücadele edeceğine söz veriyor. Hatta, “biz üç Y ile mücadele edeceğiz” diyerek, bunu formüle bağlıyor. Üç Y, yoksulluk, yolsuzluk ve yasakların kaldırılması ile mücadele.
ÜÇ (Y) KUŞ OLDU
İktidara gelirken, meydanlarda bu sözü vermek kolay. İktidara geldikten sonra, bu sözünü ne kadar tutuyor?
Mecliste bazı milletvekillerine ilişkin yolsuzluk iddiaları içeren dosyalar var. O dosyaların açılması için, dokunulmazlıkların kaldırılması gerek. Erdoğan başlangıçta buna da söz veriyor, dönün Meclise bakın, şekil 1 A’da görüldüğü gibi, dokunulmazlık ve yolsuzluk iddiası ile ilgili tek bir dosya açılmış değil. Çünkü, o iddiaların bir bölümü iktidar partisi milletvekilleri ile ilgili.
Ne oldu üç Y?
Uçtu uçtu, kuş oldu.
Şimdi Bahçeli o kuşu ait olduğu yere kondurmak için adım atıyor. Bahçeli’nin adımı iktidar partisi milletvekilleri dışında da, Erdoğan’ı çok ilgilendiriyor.
İLK AKLA GELENLER
Akla gelen bir kaç örnek var.
- RTÜK Başkanı Zahid Akman’la ilgili Deniz Feneri yolsuzluk iddiası. İddia ta Almanya’ya kadar uzanıyor. Akman hakkında soruşturma izni Başbakan Erdoğan’a ait. O bu izni vermiyor.
- Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında iddialar var. İçişleri Bakanlığı Gökçek hakkında soruşturma açılmasına izin vermiyor.
- Bir tarihte Öcalan’a “Sayın Öcalan” dediği iddiasıyla, Tayyip Erdoğan hakkında suç duyurusu yapılıyor. O dosya Başbakanlıkta 16 ay bekliyor. CHP milletvekili Atilla Kart olayı kovalıyor ve Başbakanlık sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Erdoğan soruşturma izni vermiyor.
- Özelleştirmelerle ilgili iddiaları suç duyuruları var, Maliye Bakanlığı bunlara soruşturma izni vermiyor.
- Bazı valilerle ilgili soruşturma izni yine İçişleri Bakanlığı’na takılıyor.
Özetle, yolsuzluk iddiaları karşısında, kendi milletvekili, kendi atadığı bürokrata Erdoğan sahip çıkıyor, soruşturma açılmasına izin vermiyor.
Altı-yedi yıldır bunlar yaşanırken, aniden ortaya Devlet Bahçeli çıkıyor. Aytaç Durak tamam, aynı zamanda iktidarı da sıkıştıracak bir hamle yapıyor.
Haydi, ayıklayın pirincin taşını bakalım Tayyip Bey. Kozlar muhalefette, sırazat-ı alinizde.
Ordu olunca açıkçek, AB olunca fren
“ORDUNUN, halkın çoğunluğu ile yaklaşık yüz yıl süren anlaşması, Nisan 2007’de e-muhtıra ile bozuldu. Ardından ortaya çıkan darbe iddiaları bu anlaşmayı temelden yok etti”.
“Ordu halkın üzerindeki koruyucu rolünü tümden yitirdi, halk kendisini koruyan, kendisini eğiten olmadan da, yaşayabileceğini öğrendi”.
“Herkesin gözü önünde, Türkiye’de yüz yıldır süren sistem çöküyor, devletin baskın gücü ordu,düzenin nöbetçi rolünü kaybediyor”.
Almanya Başbakanı Merkel bu ay sonunda Ankara’ya geliyor. Her fırsatta Türkiye üzerine haber veren, yorum yazan Alman basını, o gelmeden bu alışkanlığını daha sık tekrar ediyor.
Üzerinde asıl durulan, darbe iddiaları ve buna ilişkin yorumlar. Son olarak haftalık Die Zeit gazetesi koca bir sayfa ayırıyor. Yukarıdaki alıntılar oradan. (Die Zeit, 11 Mart 2010, s. 9).
Merkel gelmeden önce, Almanya’dan Türkiye’ye bakışın özeti böyle. Tayyip Erdoğan’ı destekler nitelikte. Varsa ordu, yoksa ordu. Yabancı desteğin altında bu yatıyor, orduya kadar.
Ama, konu Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine geliyorsa, Almanya’dan o zaman ıhhhh, uhhhh, sıkı bir fren, destek bir anda tuz buz.
Paylaş