Bağdat'ta ne değişti

GAZETECİLER Saddam zamanında da Bağdat'ta istedikleri gibi çalışamazlardı, şimdi de.

Birisi, Saddam rejimini korumak adına müdahale ederdi, öteki yeni bir rejimi getirmek adına gazetecilerle uğraşıyor.

Hürriyet ve DHA ekibinin dün sabah bir buçuk saat Amerikan askerleri tarafından göz altına alınmaları öyle sıradan bir yol kazası mı?

‘‘Savaş ortamında olur böyle şeyler’’ gerekçesiyle olayı geçiştirmek mümkünse eğer, bundan sonra temel hak ve özgürlükler konusunda kimseden hassasiyet beklemeyelim.

Herkes kendi ‘‘haklı gerekçeleri’’ni ileri sürerek medya mensuplarının, gazetecilerin, televizyoncuların çalışmalarını engelleyecek, gerçeği değil istediğinin yansıtılmasını hak görünce, bunu kabul etmemiz gerekecek demektir bu.

ABD Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitz, Irak'ı ziyaretinden sonra yaptığı açıklamada medyayı suçladı, ‘‘zararlı yayın’’lardan şikayet etti. Irak'ta istikrarın sağlanamayışında gazetelerin de rolü vardı.

Kendi önceliklerine ve çıkarlarına özel önem atfederek, bunların korunmasının herkes için kutsal bir görev olduğuna inanmak kadar tehlikeli bir şey yoktur.

Washington'un muhafazakarları, dünyayı bu tehlikeli yolda peşlerinden hızla sürüklüyorlar.

* * *

SADDAM Hüseyin'in oğulları Uday ve Kusay, rejimin cinayet şebekeleriydi.

Cezalandırılmayı hak ettikleri muhakkak. Ama bu şekilde mi olmalıydı ceza?

Irak'ta, Washington'da biçilen patrona uygun bir istikrar sağlamak diz kapağı vücudundan ayrılmış cesetlerin resimleri ile mümkün mü?

Bunun, rejim düşmanı ilan edilenleri halka ibret olsun diye meydanlarda sallandıran zihniyetten ne farkı var?

Kaldı ki, komplo teorileri ve efsaneler üreten Arap kültüründe bu yöntemle sonuç da alınmaz.

Bir yandan demokratikleşme adına Irak'ta idam cezasını kaldırdığını açıklayacaksın, öte yandan adam infaz edeceksin.

İdam değil infaz. Daha beter.

Demokrasiye böyle adım atılabilir mi? Bunun sonucu, muhalefete tahammülsüz yeni bir Irak cumhuriyetidir.

Dış güçlerin desteğiyle kurulmuş olan bütün diğerleri gibi.

Amerikalılar yaptı diye, insan haklarının temel ilkelerini bir kenara itip, bundan sonra hiçbir şey sorgulanmayacaksa işler daha da zorlaşacak.

* * *

ÖYLE zorlaşacak ki, bugün terörist ilan edilen rejimler bile yarın Irak'ta ABD'nin programına tam destek verirlerse ‘‘affedilebilecekler’’. Ve Türkiye de dahil tüm bölge ülkelerinde gerçek demokrasi adımları, kozmetik değişimlere kolaylıkla feda edilebilecek.

Irak'taki gelişmeler, bölgede radikal unsurların kin ve nefret propagandalarına olanak sağlarken, demokratik değerleri savunan çevrelerin işini daha da güçleştiriyor.

Demokrasi ve insan hakları gibi değerlerin tamamen gözardı edilebileceği ‘‘özel koşullar’’ alanı meşrulaşıyor.

Saddam'ın oğullarının infaz edildiğinin duyulmasıyla PKK'ya af yasasının parlamentoda ret edilişi arasında hiç mi psikolojik etkileşim yok sizce?
Yazarın Tüm Yazıları