Babadan oğula kalan en onurlu armağan

PARİS Büyükelçimiz Osman Korutürk, 1996 yılının ekim ayında büyükelçi olmuş ve Tahran’a atanmıştı.

Görevine başladıktan bir süre sonra İranlılar kendisine bir belge getirip verdiler.

Belgeyi verirken de şöyle dediler:

‘Sayın büyükelçi bu belge sizin için büyük bir onurdur. Onun için bunu size takdim etmek istedik.’

Şimdi belgenin öyküsünü ve içeriğini anlatmaya çalışalım.

Amerikalılara ait olan belge, Türkiye’nin 6. Cumhurbaşkanı rahmetli Fahri Korutürk’ün 1960-1964 yılları arasında bulunduğu Moskova Büyükelçiliği’yle ilgili.

Bu belge İranlıların eline 1979 yılında Tahran’daki ABD Büyükelçiliği’nin işgalinde geçmiş.

Belge, Amerikalıların Sovyetler Birliği ile ilgili toparladıkları bazı bilgileri içeriyor.

Bu bilgiler arasında en ilginci Moskova’da görev yapan yabancı büyükelçilerle ilgili olanı.

* * *

Belgede, Moskova’da görev yapan büyükelçilerin tümünün maaşlarını karaborsada bozdurduğu belirtiliyor.

Sonra da şu önemli nokta özellikle vurgulanıyor:

‘Ancak... Sadece Türk Büyükelçisi Fahri Korutürk maaşını ısrarla ve devamlı olarak Sovyet Rusya Merkez Bankası’nda bozduruyor.’

Bilindiği gibi 1960-64 yılları arasında Sovyet Rusya’da dolar çok değerli.

O yıllarda bir dolar karaborsada resmi kurun 30-40 misli.

O nedenle Amerikan büyükelçisi dahil herkes maaşını karaborsada bozduruyor.

Bunu yapmayan tek kişi de Türk Büyükelçisi...

Bu durum Amerikalıların dikkatini çekiyor ve bunu raporlarına yazıyorlar.

İşte Tahran’daki Amerikan Büyükelçiliği’nde işgalci Humeyni yanlılarının eline geçen belge bu.

Aradan yıllar geçtikten sonra Fahri Korutürk’ün oğlu Osman Korutürk Tahran Büyükelçisi olunca İranlılar bu belgeyi kendisine ‘Bu sizin için büyük bir onurdur’ diye armağan ediyorlar.

Büyükelçi Osman Korutürk de bu belgeyi büyük bir mutlulukla alıyor ve babasıyla bir kez daha iftihar ediyor.

* * *

Yukarıdaki öyküyü özellikle anlattım.

Türkiye’de yolsuzlukların, hırsızlıkların, talanın, dolanın insanların paçalarından akar hale geldiği bir dönemde bu tip onurlu davranışlara ne kadar hasret kaldığımızı vurgulamak istedim.

Bugün çevrenize bakın, en üstten en alta kadar hangi taşı kaldırırsanız kaldırın mide bulandırıcı pis kokular duyuyorsunuz.

İhaleler, alımlar, satımlar, komisyonlar, rüşvetler vs...

Kapıkule’de olanları hep birlikte gazetelerde okuyoruz.

Çok sayıda görevli rüşvet aldığı için tutuklandı.

Ne değişecek? Kısa bir süre sonra aynı düzen yeniden geri gelecek.

Geri kalmışlıktan kurtulamadan, refah düzeyini yükseltmeden, gelir dağılımını adil bir hale getirmeden yolsuzluk ve rüşveti azaltmak mümkün değildir.

Türkiye’de hangi yönetim iktidara gelirse gelsin durum değişmez.

Sadece talancılar değişir.

Hepsi o kadar.
Yazarın Tüm Yazıları