Azerbaycan askeri neden yalnız gitti?

AZERBAYCAN askeri, Irak'a gitti.‘‘Yolu açık olsun’’ diyebilirsiniz.

‘‘Azerbaycan bağımsız bir devlet, istediği kararı verebilir’’ sonucuna hemen varabilir, ya da ‘‘Bana ne’’ diye içinizden geçirip, 150 Azerbaycan gencinin yollara düşmesi üzerine fazla düşünmeden kendi işinize dönebilirsiniz.

Bir dakika, lütfen bir dakikanızı bana verin.

Öncelikle şunu hemen söyleyeyim, bugüne kadar birçok uluslararası meselede, Türkiye'nin fikrini öğrenen ve mümkünse birlikte hareket etmeyi seçen Bakü'nün Irak'a, arkasına bakmadan, asker göndermesi sıradan bir şey değil.

Azerbaycan'ın ulusal ordusu, Türkiye'nin damgasını taşır. Bu ne övünülecek ama ne de akıldan çıkartılacak bir şeydir.

Ve Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ilişkiler öyle derindir ki, bugün Türk ve Azeri askerleri Balkanlar'da birlikte barış görevi görmektedirler.

Kosova'da, Bosna'da Türk barış gücü içinde Azerbaycan askerleri de vardır.

Acaba Irak'ta neden öyle olmadı?

Çünkü, Türkiye ile Azerbaycan arasında önemli uluslararası meselelerde koordinasyon eskisi kadar güçlü değil.

Bu, AKP hükümetinden kaynaklanan, kasıtlı bir ihmal demiyorum, ama bir ‘‘siyasi duyarlılık’’ eksikliğidir.

* * *

BAKÜ'de görüştüğüm birçok kişiden, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki ikinci tezkere tartışmalarının Azerbaycan'da çok yakından izlendiğini duydum.

Türkiye'nin Irak'ta ne yapacağı, ABD ile hangi noktaya kadar birlikte hareket edeceği onları çok yakından ilgilendiriyordu.

Neden? Çünkü, Ortadoğu artık sadece Türkiye'nin güneyindeki coğrafya ile sınırlı değil. Ortadoğu, Kafkasya'dan başlıyor.

11 Eylül ile birlikte Türkiye ile Azerbaycan arasındaki danışma mekanizmasının daha da derinleştirilmesi gerekirken, son gelişmeler aksi yönde oldu.

Irak'a asker gönderilmesi de dahil, bölgede olan bitenle ilgili danışma mekanizması, hem de herkesin fark edebileceği bir açıklıkta, kurulması gerekirken bu olmadı.

İslami temelde koalisyon oluşturma akla geldi, Pakistan ile bu konu tartışıldı ama nedense Azerbaycan unutuldu. Washington'un asker gönderme talebini kabul eden Kazakistan'a ‘‘Siz ne düşünüyorsunuz, bizim görüşümüz bu’’ denmedi. Birlikte hareket edilebileceği akla gelmedi.

* * *

BUSH Yönetimi, Irak'ta kendi durumunun, ne NATO'yu ne de BM'yi devreye sokacak kadar kötüleştiğini düşünüyor. Bu yüzden Birleşmiş Milletler kısıtlı olarak devreye sokuluyor. Dört ay içinde alınan iki BM kararı ile önce Irak işgali meşrulaştı, şimdi de geçici yönetim meşrulaşıyor.

Yani meşruiyet arayışları kısmen de olsa karşılanıyor. Geçici Irak Yönetim Konseyi, istikrar ve barışın tesisi için yardım isteyecek ve Irak'a Türk askeri gidecek gibi görünüyor.

Ama her şey havada, durum karışık. Irak Yönetimi'nin talebi yeterli olacak mı?

ABD'ye gönderilen sualnameye hiçbir yanıt almamışken, hükümetten yapılan açıklamalar bu yönde kararlılık sergiliyor. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün dünkü açıklamaları bunu gösteriyordu.

Kendi koşullarımızı önceden açıklayıp çizgiyi çekmek yerine, önce karşı tarafı yoklamak, sonra karar vermeye çalışmak, geçen sefer sonuç vermedi. Aynı yol izleniyor.

Üstelik de, üstü kapalı açıklamalarla kafamız karışıyor.

Neler olup bittiğini, Türkiye'nin hangi koşullarla Irak'a asker gönderebileceğini, hangi koşullarda göndermeyeceğini bilmek vatandaş olarak hepimizin hakkı.

Eğer gönderilecekse, ‘‘Keşke’’ diyorum, ‘‘Azerbaycan askeri yalnız gitmeseydi.’’
Yazarın Tüm Yazıları