?ztürk: "Tutukluluğumu kabul edebilmiş değilim"

Güncelleme Tarihi:

ztürk: Tutukluluğumu kabul edebilmiş değilim
Oluşturulma Tarihi: Aralık 02, 2008 16:33

"Ergenekon" davasının bugünkü 23. duruşmasının öğleden sonraki bölümünde, tutuklu sanıklardan eski Yüzbaşı Mehmet Zekeriya ?ztürk savunmasının bir bölümünü yaptı.

Haberin Devamı

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, savunmasını yapması i?in ?ztürk'ü sanık kürsüsüne ?ağırdı.

?ztürk'ün savunmasının bulunduğu notları, fazlalığından ötürü taşımakta gü?lük ?ektiği görüldü.

Bu sırada Başkan Şengün, ?ztürk'e, "Bugün bir saat savunma yapacaksın. Ona göre notlarını yanına al. Daha sonraki celsede savunmana devam edeceksin" dedi.

BAŞKAN ŞENG?N'E BAŞ SAĞLIĞI

Mehmet Zekeriya ?ztürk, savunmasına başlamadan önce, kız kardeşi ölen Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün'e baş sağlığı diledi.

?ztürk, sanıklardan emekli Binbaşı Fikret Emek'in silah arkadaşı ve ger?ek gazi olduğunu ifade etti.

"Hi?bir su? ve su?luluk duygusu taşımadan, hakları gasp edilen bir vatandaş kararlılığıyla buradayız" diyen ?ztürk, terör örgütü üyesi ve terörist olmadığını, kendisini terörist ilan edenlerin laiklik karşıtı olduklarını savunarak, bu davanın siyasi olduğunu ileri sürdü.

Adil yargılandığına da inanmadığını ifade eden ?ztürk, hakkındaki su?lamaların el konulan bilgisayarları ve dokümanlarla yapıldığını anlatarak, savunma yapabilmek i?in bunlara ihtiyacı olduğunu söyledi.

?ztürk, 23 Haziran 2007'de gözaltına alınıp serbest bırakıldığını belirterek, şöyle konuştu:
"7 ay sonra Ocak 2008'de tutuklandım. Savcı Zekeriya ?z bana, 'Mehmet bey, '3. kez gözaltına alındınız, bu kez tutuklanırsınız. Bize elle tutulur bir şey söyleyin. Veli Kü?ük İş?i Partisi'ne gidiyor muydu, Doğu Perin?ek ile görüşüyor muydu?' dedi. 'Bakın, bu kez tutuklanırsınız' diyerek, istenilen doğrultuda mahkemece tutuklandım. Beni tekrar gözaltına aldıran ve tutuklatan yeni durum neydi? Tutukluluğumun 11'inci ayındayım. Düşüncelerimden ve yazdıklarımdan ötürü kendimi savunmak zorundayım"

?ztürk, "Sayın mahkeme, devlet vatandaşına tuzak, pusu kurar mı?" diyerek, i?inde bulunduğu durumun "son derece kıyıcı ve yıkıcı" olduğunu kaydetti.

Sanık ?ztürk, Anayasal hak ve özgürlüklerini bilemeyen, eksik bilen sanık ve kişiler ile haklarını bilen sanıkların bu davada yargılandığını belirtti.

"İDDİANAMENİN İÇERİĞİ SİYASİ"

Hak aramayı bilen kişilerin "örgüt kurucusu ve yöneticisi olmak", haklarını ge? arayabilen kişilerin ise "örgüt üyesi, tetik?i, eylem grubu" olarak su?landıklarını iddia eden ?ztürk, "Hala 11 aydır tutukluluğumu kabul edebilmiş değilim. İ? dünyamda bu su?lamaların ger?ek olmadığını, 'iddia makamının başka bir nedeni vardır' deyip, bunları anlamaya ?alışıyorum. Bu dava hukuksal bir i?eriğe sahip, ama aynı zamanda siyasi. İddianame hukuki bir ?er?eve i?erisinde hazırlanmış olsa da i?eriğinin siyasi olduğunu tekrar söylüyorum" şeklinde konuştu.

?ztürk, toplum üzerinde psikolojik baskı yaratılmak istendiğini öne sürerek, "Sanıklara, önceden bu psikolojik etkiyle 'her cezaya müstahak' havası ortaya ?ıkarılmıştır" dedi.

"Bir savcı sürrealist bir iddianame ortaya koyamaz" diyen ?ztürk, kendisine göre iddianamenin büyük bir planın par?ası olduğunu savundu.

Bazı yazarların dava konusuna ilişkin kitap ve verdikleri röportajlarından bahseden ?ztürk, bunlara yönelik eleştiri ve ithamlarını dile getirdi.

İddianamenin terör ve terörle mücadeleye yeni boyutlar kazandırmış olması nedeniyle anlamlı olduğunu söyleyen ?ztürk, "Yeni boyutlar olması olumlu olacağı anlamını i?ermemektedir" dedi.

PORNO İDDİASI

İddianamede kendisini yaralayan ve büyük haksızlık yapıldığına inandığı bir bölümü de aktarmak istediğini söyleyen ?ztürk, "(?rgüt üyesi Mehmet Zekeriya ?ztürk'ün dijital verilerinde ?ocuk ve hayvan pornosu olduğu da görülmüştür) diyor" şeklinde konuştu.

Bahse konu dizüstü bilgisayarın kendisine ait olmadığını belirten belgenin klasörlerde mevcut olduğunu söyleyen ?ztürk, "Hangi vicdan bana ait olmayan bu dijital verileri bana ait gösterir ve bunu da kendi fantezisi doğrultusunda '?ocuk ve hayvan' diye nitelendirir" dedi.

?ztürk'ün savunmasına daha sonra devam edilmek üzere ara veren mahkeme, diğer sanıkların ve avukatların taleplerini dinledi.

Tutuklu sanıklardan Vatan Bölükbaşoğlu, "pornografik görüntü" iddiasına ilişkin olarak kendi bilgisayarında ?ıkan bu tip bilgilerden de bahsedildiğini söyleyerek, bunların emniyette yüklenmiş olabileceği iddiasını dile getirdi.

"BEN ULUSLARARASIYIM"

Tutuklu sanıklardan Sami Hoştan, "İddia makamı, 'uluslararası mafya lideri' demiş benim i?in" diye konuştu.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün, "mafyanın ulusal ve uluslararası şeklinde iki türü mü olduğunu" sorması üzerine Hoştan, "Ben uluslararasıyım" dedi.

Hoştan, böyle bir su?a ilişkin Organize Su?larla Mücadele Şube Müdürlüğüne ka? kez gittiğinin sorulmasını istedi.
Tutuklu sanıklardan Kemal Kerin?siz, sanık Ali Yiğit'in avukatı Mehmet Sami Sel?uk'un, Yiğit dışında Muzaffer Şenocak ve Rasim Görüm ile başka bazı sanıkların daha avukatlığını zorunlu müdafilik gereği yaptığını belirtti.
Kerin?siz, avukat Sel?uk'un "Ergenekon" sanıkları i?in zorunlu müdafilik kapsamında görevlendirilip görevlendirilmediğinin İstanbul Barosundan sorulmasını talep ederek, görevlendirilmemişse, emniyet ilişkisinin ortaya ?ıkacağını ileri sürdü.

Kerin?siz, iddianamedeki bazı beyanlara ilişkin "İddianame bir iftiraname olamaz" şeklinde konuştu.
Tutuklu sanıklardan Aydın Yüksek, mahkeme heyetinin kendisini salondan ?ıkarttığını hatırlatarak, asla saygısızlığı olmayacağını söyledi. Bunun üzerine Heyet Başkanı Köksal Şengün de "Zaten yaptırmazlar sana" dedi.

Yüksek, Barodan gönderilen avukatının gelmediğini ve ?apraz sorgusunun yapılamadığını da dile getirdi.

Sanıklardan Hayrettin Ertekin söz alarak, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün vefat eden ablasına ilişkin baş sağlığı dileğini iletti.

Sanıklardan Rasim Görüm, avukatı Mehmet Sami Sel?uk'un emniyetle ?alıştığı inancında olduğunu söyledi.
Sanıklardan Muzaffer Şenocak'ın avukatı, müvekkili i?in tahliye talebinde bulundu.

Muzaffer Tekin'in avukatı Sera Kadıgil, el bombası eğitimi verilen askeri birliklerde eğitimin el bombasıyla mı yoksa i?i boşaltılmış el bombasıyla mı yapıldığının sorulmasını talep etti.

Cumhuriyet Gazetesinin tirajının sorulmasına ilişkin talebini ileten avukat Kadıgil, Danıştay saldırısında şehit olan ve yaralanan yargı mensuplarının yakınlarından, bu davaya müdahil olup olmayacaklarının sorulmasını istedi.

"BİRİ YAPMIŞ, BİRİ TUTMUŞ, BİRİ GETİRMİŞ..."

Kadıgil, gizli bilgi i?erdiği iddia edilen CD'ye ilişkin olarak ise "Biri yapmış, biri tutmuş, biri getirmiş. Müvekkilimin hi?bir su?u yok" dedi.

"Müvekkilim bu iddianamenin su?lusu değil, mağduru haline getirilmiştir" diyen Kadıgil, tahliye edilmesini istedi.

Sanık avukatlarından Mehmet Taşdelen de yaklaşık 2 bin 500 sayfalık iddianameyle savunma hakkının engellendiğini ileri sürdü. Taşdelen, Kurban Bayramının yaklaştığını hatırlatarak, tahliye taleplerini dile getirdi.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, sanıklardan Vedat Yenerer'in avukatı Vural Ergül'ün talebine ilişkin olarak, Savcı Zekeriya ?z tarafından Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne yazılan talimatın i?eriği hakkında bilgi verdi.

Pekgüzel, avukat Ergül hakkında su? duyurusunda bulunulması yönündeki taleplerini de yineledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!