Güncelleme Tarihi:
Wulff konuşmasında, “Hıristiyanlık hiç şüphesiz Almanya'ya aittir”, “Musevilik hiç şüphesiz Almanya'ya aittir” dedi.
Cumhurbaşkanı Wulff aynı zamanda, “İslam da artık hiç şüphesiz Almanya'ya aittir” açıklamasında bulundu.
Tabii bu söyleme özellikle muhafazakar kanattan tepkiler ve eleştiriler geldi.
Wulff'un bu söylemine tepki gösterenler arasında o dönemde Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Eyalet Grup Başkanı olan Hans-Peter Friedrich de vardı.
Friedrich, Almanya'nın kültür ve geleneğinin Hıristiyanlık ve aydınlanmayla şekillendiğini, İslam'ın bunda bir etkisi olduğuna dair bir kanıt bulanmadığını söyleyerek, Alman Cumhurbaşkanı'nın söylemine tepki gösterdi.
Doktora tezinde intihal suçlamaları nedeniyle CSU'lu Federal Savunma Bakanı Karl-Theodor zu Guttenberg'in görevi bırakması üzerine Başbakan Angela Merkel yerine 3 Mart'ta Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere'i getirdi.
De Maiziere'den boşalan Federal İçişleri Bakanlığı'na da aynı gün Hans-Peter Friedrich getirildi.
Friedrich'e Berlin'de göreve başladıktan sonra yaptığı ilk basın toplantısında tabii İslam'a yaklaşımıyla ilgili söylemi de soruldu.
Hala o görüşünde ısrar edip etmediğini bilmek istediler medya mensupları.
Friedrich, söylemini geri almak için bir neden görmediğinde ısrar etti.
Tabii bu katı tutumunu daha sonraki günlerde de sürdürdü.
İşte kendi başkanlığında önceki gün yapılan ilk Alman İslam Konferansı böyle gergin bir havada geçti.
Nitekim, “diyaloğu geliştirmek” hedefiyle yapılan bu konferansa Bakan Friedrich'in İslam'la ilgili söyleminin damgasını vurduğu gözden kaçmadı.
Tam 4 saat süren Alman İslam Konferansı'ndan sonra düzenlenen basın toplantısında da, bu gerginlik çok açık bir biçimde hissedildi.
Friedrich'in solunda oturan İslam Kültür Merkezleri Birliği (VIKZ) Başkanı Mustafa İmal Alman Bakan'ın gözlerinin içine baka baka ve üstüne bastıra bastıra “İslam son 50 yıllık tarihiyle Almanya'ya aittir” dedi.
Bosna kökenli İslam bilimci Dr. Armina Omerika daha da ileri giderek bu ülkeye yaşayan Müslümanları Almanya'ya ait gören, ancak onların dinini Almanya'nın dışında tutmak isteyen Bakan Friedrich'le bu diyaloğun sürdürülmesinin mümkün olmayacağına işaret etti.
Basın toplantısı boyunca Hans-Peter Friedrich renkten renge girdi...
Zaman zaman gülümsemeye çalışsa da, öfkesini dışa vurmamak için yoğun çaba sarfettiği gözden kaçmadı.
Ama katı tutumunda ve söyleminde sonuna kadar ısrar etti.
Yani adeta “erkek sözünden dönmez” dercesine, İslamla ilgili söylemlerinin doğruluğunu savunup durdu.
Körü körüne ısrarla diyaloğu geliştirmenin mümkün olmayacağını Almanya'nın yeni İçişleri Bakanı Friedrich de bilmelidir.
Bir politikacının da, bir Bakan'ın da hata yapabileceğini Friedrich de bilmelidir.
Yapılan bir hatanın kabul edilmesinin ve “bir hata yaptım” diyebilmenin “erdemli bir davranış” olacağını Friedrich de bilmelidir.
Bilmiyorsa bile öğrenmelidir...
Hem de hiç zaman kaybetmeden...