Güncelleme Tarihi:
Belçika'nın başkenti Brüksel'de yapılan AB Zirvesi, birliğin geleceğine ilişkin sorularla birlikte sona erdi. Özellikle "AB Anayasası" olarak nitelendiren "Lizbon Anlaşması"nın İrlanda tarafından reddedilmesinden sonra belirsizliğe giren AB'nin geleceği, Brüksel'de yapılan zirvede irdelendi.
AB Dönem Başkanı Slovenya Başbakanı Janez Jansa, ABnin yeni anayasası olacak Lizbon Anlaşmasının uzun
müzakerelerin ardından 27 üye ülke tarafından imzalandığını hatırlatarak, 'Yürürlüğe girmesi için tüm üyeler elinden geleni yapacak' dedi.
Jansa, AB zirvesinin ardından düzenlediği basın toplantısında, Lizbon Anlaşmasını hayata geçirmek için 'güçlü bir kararlılığa' sahip olduklarını anlattı.
AB zirvesinin hemen öncesinde İngilterenin Lizbon Anlaşmasını 19uncu üye olarak onaylamasını 'büyük teşvik' olarak gördüğünü anlatan Jansa, farklı üyelerin farklı onay süreçlerine saygı gösterilmesini istedi.
Lizbon Anlaşmasını onaylamak için Anayasa Mahkemesi kararı bekleyen Çek Cumhuriyetinin bu tutumunun İrlandadaki referandum sonucundan bağımsız olduğunu belirten Jansa, 'İrlanda ve Çek Cumhuriyeti dahil, Lizbon Anlaşmasını imzalayan 27 üye, yürürlüğe girmesi için elinden geleni yapacak. En kısa zamanda çözüm bulmak için her beraber çalışacağız' dedi.
AB zirvesi kararlarında referandum sonucunu analiz etmesi için 'İrlandanın daha fazla zamana ihtiyaç duyduğu' kabullenilerek çözüm önerilerini sunması için bu ülkeye bir sonraki AB zirvesine (15 Ekim) kadar süre tanındı.
Kararlarda bugüne dek 19 üyenin Lizbon Anlaşmasını onaylaması ve onay sürecinin diğer ülkelerde devam ettiği not edildi.
Zirve kararlarında Çek Cumhuriyetine yapılan özel atıfla bu ülkenin Lizbon Anlaşmasını onaylamak için Anayasa Mahkemesinden olumlu görüş alması gerektiği kayıt altına alındı.
Akdeniz bölgesinin AB için 'hayati stratejik öneminden' bahsedilen kararlarda, 'Barselona Süreci: Akdeniz İçin Birlik' önerisinin ABye Akdeniz ülkeleri arasındaki ilişkilere yeni bir ivme kazandıracağı ifade edildi.
Kararlarda, bu kapsamda AB Komisyonu tarafından hazırlanan Akdeniz Birliği önerisi taslağının memnuniyetle karşılandığı belirtilerek, 13 Temmuzda Pariste planlanan Akdeniz Zirvesi için ABnin 'ortaklarıyla gerekli görüş alışverişini gerçekleştireceği' bildirildi.
Öte yandan, İsveç ve Polonyanın ortaklaşa hazırladığı 'Doğu Ortaklığı' önerisine de yer verilen zirve kararlarında, ABnin doğu komşularıyla bölgesel işbirliğini daha ileri götürmesi gerektiği kabul edilerek, bu kapsamdaki önerilerini hazırlaması için AB Komisyonuna 2009 yılı bahar zirvesine kadar süre tanındı.
HALONEN: 'PANİK YAPMAYIN, GENİŞLEME SÜRECEK'
Finlandiya Cumhurbaşkanı Tarja Halonen, 'panik yapılmamasını' isteyerek, ABnin genişlemeyi sürdüreceğini
söyledi. Halonen, AB zirvesinin ardından yaptığı açıklamada, 'Panik yapmayın, genişleme sürecek. 13 yıldır buradayım. Krizler gelir, gider fakat biz yola devam ederiz' dedi.
AB Komisyonunun dış ilişkilerden ve komşuluk politikasından sorumlu üyesi Benita Ferrero-Waldner ise 'Genişleme müzakereleri devam edecek. Hırvatistanın katılımı acil hale gelmeden bir çözüm bulunacağından
eminim' dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, zirvede ilk günün ardından yaptığı açıklamada, Lizbon Anlaşması yürürlüğe girmezse genişlemenin fiilen duracağını ve Hırvatistanın üye olamayacağını söylemişti.
Sarkozy, 'Lizbon Anlaşmasına şüpheyle yaklaşan üyelerin önemli bir çoğunluğu genişlemeyi destekliyor. Lizbon Anlaşması olmadan genişleme olmaz... Genişleme için oy birliği gerekiyor. Avrupanın kendi kurumları üzerinde uzlaşmada sorunlar yaşarken 28inci, 29uncu ya da 30uncu üyenin katılımında uzlaşabileceği düşüncesini garipsiyorum' şeklinde konuşmuştu.
Zirve sonunda bir soru üzerine genişleme konusuna tekrar değinen Sarkozy, 'Bence genişlemenin sürmesi için Lizbon Anlaşmasına ihtiyaç duyuyoruz' dedi. Sarkozy, 'birçok üye ülkenin bu konuda kendisiyle aynı görüşte olduğu izlenimini edindiğini' belirtti.
Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker da Sarkozy ile aynı görüşte olduğunu belirterek, Lizbon Anlaşmasının yürürlüğe girmesi halinde ABnin yeni üyeleri kabul etme imkanına kavuşacağını ifade etti.
BROWN DA, ABNİN GENİŞLEMEYE DEVAM EDECEÐİNDEN "HALA EMİN"
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozynin "Lizbon Anlaşması olmazsa genişleme olmaz" yaklaşımı, AB Dönem Başkanı Slovenyanın ardından İngiltere Başbakanı Gordon Brown tarafından da reddedildi.
Brown, AB zirvesinin ardından yaptığı açıklamada, İrlandadaki referandumda ABnin yeni anayasası Lizbon Anlaşmasının reddedilmesine rağmen "genişlemenin süreceğinden hala emin olduğunu" söyledi.
AB üyesi ülkelerin Lizbon Anlaşmasını onaylamaya devam etmesini isteyen Brown, "çok açık ki Lizbon Anlaşması üzerinde uzlaşmamız gerekiyor" dedi.
İngiltere Başbakanı Gordon Brown, Lizbon Anlaşmasının ABnin genişlemesiyle ilgili olduğuna dikkat çekti.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ise Sarkozy ile, genişleme konusunda görüş birliği içinde olduğunu belirterek, "Mevcut Nice Anlaşması, AByi 27 üyeyle sınırlıyor. Bana göre Lizbon anlaşmasının tamamına bakmak yerine Nice anlaşmasının bir kısmını değiştirmek tasavvur edilemeyecek bir şeydir" dedi.
AB Dönem Başkanı Slovenya Başbakanı Janez Jansa, zirvede ilk günün ardından düzenlediği basın toplantısında, İrlandadaki referandum mağlubiyeti nedeniyle ABnin yeni anayasası Lizbon Anlaşmasının yürürlüğe girmesinin gecikmesi halinde "genişlemenin kurban edilmemesi gerektiğini" söylemişti.
Jansa, Lizbon Anlaşmasının İrlandada reddedilmesinin ABnin genişlemesini olumsuz etkileyip etkilemeyeceğinin sorulması üzerine, "Herhangi bir aday ülke üyeliğe hazır olana kadar ya da bu konuda karar zamanı geldiğinde çıkış yolu bulacağımıza inanıyorum. O halde üyelik müzakerelerini sürdüren ülkeler için reformları yavaşlatmanın gerekçesi olamaz. Aynı şekilde AB Komisyonunun (aday ülkelerle) müzakereleri yavaşlatmasının da gerekçesi olamaz" demişti.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ise İrlandadaki referandumda Lizbon Anlaşmasına "hayır" çıkmasının ardından ABnin genişleme sürecinin "fiilen durduğunu" söylemişti.
Sarkozy, ABnin geleceği konusunda 27 üyenin anlaşma sağlayamadığı bir ortamda genişlemekten bahsetmenin anlamlı olmadığını ileri sürmüştü.
Nicolas Sarkozy, AB Komisyonu ve AB Dönem Başkanı Slovenyadan farklı olarak, Lizbon Anlaşması olmadan Hırvatistanın üyeliğine de karşı çıkmıştı.
17:24 20/06/08