Zil takıp oynamak mümkün mü?

Ben Türkiye’de ilk kadın başbakan Tansu Çiller göreve geldiğinde “zil takıp” oynayanlardanım.

İşte bu nedenle TBMM’nin sadece yüzde 4’ünün kadın vekillerden oluşmasına fena halde içerliyorum.

Tansu hanımın “Başbakan” olması, kadına karşı şiddet, ayrımcılık yaşanan, kadının erkeğe göbeğinden ekonomik olarak bağımlı olduğu ve “erkek terörünün” hat safhada yaşandığı ülkemizde ne önemi olabilir?

Zaten alt alta sıraladığım bu sorunlar olmasa, bir Başbakan’ın kadın olmasının, “göbek atacak kadar” sevindirici tarafı olabilir mi? İsveç, Danimarka, Finlandiya hatta Avrupa Birliği’nin herhangi bir ülkesinde bir kadının başbakan olmasına benim gibi göbek atacak kadar sevinecek insan var mıdır acaba?

***

Türkiye’de Avrupa Birliği Genel Sekreterliği’nde (ABGS) çalışan kadınların oranı yüzde 74’lerde...

Geçenlerde Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, haklı olarak göğsünü gere gere bana bunu söylediğinde, çantamdaki zilleri aramaya başladım. Oynayasım geldi yani...

Ama bir an düşündüm...

Hükümetin topu topu iki kadın bakanı var.

Çantamı açtığımla kaldım. Zilleri ellemeden, geri kapattım.

Ama yine de Bağış, övünmekle haklıydı.

Acaba kaç kurumda “uzman” ve “üst düzey” bu kadar çalışan kadın sayısı vardı.

Bizim ülkemizde, bir kadın “Müsteşar Yardımcısı” olursa, bu birinci sayfa haberidir.

Bırakın, bakanı, başbakanı, hatta müsteşarı...

Müsteşar Yardımcısı’nın kadın olması, “Flaş...flaş...flaşşş” diye, duyurulur.

Dışişleri Bakanlığı’nda, AB’den sorumlu Müsteşar Yardımcılığı’na, Ayşe Sezgin getirildi.

Bu bir “son dakika” haberi...

***

Ama dikkat ediyorum. Hep “AB” ile bağlantılı olan yerlerde mi acaba kadına önem veriliyor?

Öyle ya...

ABGS’de çalışan “üst düzey” kadın oranı yüzde 74...

Dışişleri Bakanlığı’nın AB’den sorumlu Müsteşar Yardımcısı bir kadın...

Acaba AB’nin Türkiye ile ilgili raporlarında yer alan “Kadınlara yönelik eşitsizlik” eleştirilerini önce AB’den sorumlu temsilcilikler mi dikkate alıyor?

Öyle olsa gerek...

Ama bu bile sevindirici... Yine “zil takıp” oynayasım geldi.

Sonra gözüm bir ankete takıldı. Kadınlara en büyük sorunlarının ne olduğu sorulmuş...

Yüzde 22.5’i ayrımcı tutum ve şiddet, yüzde 22.1’i ekonomik bağımlılık, yüzde 21.6’sı eğitimine gereken önemin verilmemesi, yüzde 1.6’sı ise görücü usulü evlilik, başlık parası, töre gibi yanıtlar vermiş.

İşte bu rakamları görünce yine oynamaktan vazgeçtim.

Kadınlar günüydü dün...

Ayrımcılığa, töre cinayetlerine, zoraki evliliğe, şiddete bakıp da zil takıp oynamak mümkün mü?...