Zayıflıyorsa radikaldir

Güncelleme Tarihi:

Zayıflıyorsa radikaldir
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 02, 2012 10:46

Almanya'da İslami terör eğilimindeki gençleri belirlemek üzere Aşağı Saksonya Eyaleti'nin hazırladığı broşürde "Olası teröristleri" ele verecek 26 davranış biçimi açıklanıyor. 26 madde arasında yer alan "Aniden zayıflama ya da ölümden sonraki yaşamı düşünme" radikalleşme olarak görülüyor.

Haberin Devamı

Broşüre tepki gösteren İslam Toplumu Milli Görüş Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü "Alman toplumunun bir parçası olan milyonlarca Müslüman genel şüphe altına sokulmaktadır" dedi.

Almanya'da Aşağı Saksonya Eyaleti İçişleri Bakanlığı’nın yayınladığı “İslamcı ekstremizm ve terörizm alanlarındaki radikalleşme süreçleri” başlıklı broşürde İslami terörizme kayan gençlerin "Tipik davranış şekilleri" anlatılarak halktan kuşkulu davranış sergileyen Müslümanlara karşı dikkatli ve duyarlı olmaları isteniyor.

26 maddelik bir kontrol listesi içeren broşürde başta öğretmenler ve gençlik dairesi yetkililerinin bu maddelere göre dikkat çeken Müslümanları tespit ederek, güvenlik birimlerine bilgi vermeleri öngörülüyor.

İlginç kriterler var
Broşürdeki kriterler arasında "Ölümden sonraki hayat ile yoğun şekilde meşgul olma" veya "Dini daha da kısıtlayıcı anlamda yorumlama" gibi maddeler de bulunuyor. Buna göre kişi ahiretle ilgilenir ya da örneğin birden bire namaz kılmaya başlarsa aşırı İslamcı olarak değerlendirilebilir ve ilgili makamlara şikayet edilmelidir. Ancak broşürde bu maddelerin bağlayıcı olmadığı, sadece gözlemlere dayanılarak, bilgi mahiyetinde derlendiği belirtiliyor.

İşte aşırı İslamcıları ele verecek 26 davranış şekli:
-İslam'a yönelik eleştirel tutumları bir saldırı olarak görmek
-Aynı gruptan gelen eleştirel yaklaşımı ihanet olarak değerlendirmek
-Kendi çevresi dışındaki ortamı düşman olarak kabul etmek
-Ahlak kurallarında sürekli daha keskin tavırlara yönelmek
-Bir grup içinde bireylere baskının artması veya koşulsuz sadakat talep edilmesi
-Dini yaşam tarzına sürekli artış gösteren eğilim
-Batılı her şeyi reddetme durumu
-Konuşmalarda din sürekli gündeme taşınır ve her duruma bir açıklama olarak getirilirse. Örneğin sürekli dünyada Müslümanlara yönelik baskılardan söz etmek.
-Sosyal çevrede değişim. Dini bir çevreyle yoğun temaslar
-Tüm sorunların müsebbibi olarak Batı'nın gösterilmesi ve çözüm olarak İslam'ı öne çıkarma
-Dual (ikili) dünya görüşünün hakim olması, sürekli dost ve düşman ikilemi oluşumu
-İslami parolaların dile getirilmesi
-Kişi kendi sergilediği dini muhafazakarlığı tüm toplumdan beklemeye başlarsa
-Diğer mezhepleri, örneğin Şiileri kafir olarak tanımlama
-Dış görünüşte (kılık, davranış, zayıflama ve yemek alışkanlığında) değişim
-Radikal cami ya da vaizler ziyaret -Dini seminerlere katılım veya radikal hatiplere ilgi
-Radikal ve aşırı kişilere bağlanma
-İslami internet sitelerini ziyaret, cihat çağrısı yapan filmleri izleme
-Dini içerikli şiddete eğilim, silahlara ilgi artışı
-Farklı görüştekileri küçümseyerek onlara karşı kaba kuvvet kullanma ve İslam düşmanı olarak görüp zarar
verme
-Zor yaşam koşullarına direnme, dövüş eğitimi gibi alanlara ilgi duyma
-Müslüman halkın çoğunlyuikta olduğu ülkelere uzun ziyaretler ve kamp eğitimi
-Sosyal etkinliklere katılmamak için bahaneler uydurma (Geziye katılmamak için pasaportumu unuttum bahanesi gibi)
-Ölüm sonraki yaşamla yoğun şekilde ilgilenme, şehitliğe merak
-Mali durumdaki değişiklikler (Kaynağı bilinmeyen gelirler ya da ani borçlanma)

Milli Görüş'ten sert tepki
İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü broşürle ilgili açıklamasında şunları söyledi:

"Aşağı Saksonya Eyaleti anayasal yetkilerini aşarak bu toplumun bir parçası olan milyonlarca Müslümanı genel şüphe altına sokmaktadır. İnsanların bu şekilde damgalanmasının arkasında acaba nasıl bir düşünce yatmaktadır? Bahsi geçen broşürün amacının öğretmenlerin ve gençlik dairelerinin konuya daha hassas yaklaşmalarını sağlamak olduğu belirtiliyor. Ancak bu broşür pratikte bambaşka sonuçlar doğurmaktadır. Önyargılar oluşmakta ve var olan basmakalıp düşünceler gözden geçirilmesi gerekirken aksine iyice yerleşmektedir. Neticede bu broşür tehlikelere karşı toplumun daha hassas olmasını değil, maalesef toplumu ayrıştıran şüpheleri körüklemektedir. Aynı zamanda Aşağı Saksonya Eyaleti’nde seneler süren sebepsiz cami kontrolleri de bundan farksızdı. On binlerce Müslüman vatandaş herhangi bir şüphe olmaksızın aşağılayıcı bir şekilde Cuma namazları sonrasında polis kontrolünden geçmek durumunda kalmışlardı. Bu kontroller ancak Eyalet Parlamentosu’nun yasama ve danışma servisinin ‘anayasa aykırıdır’ tespiti ile son bulmuştu. Devletin aldığı vergilerle finanse edilen bu tür yayınlar kesinlikle gereksiz ve yanlıştır. Bu broşüre ve yayınlanmasına katkı sağlayan herkesi, yaptıklarını anayasal çerçevede eleştirel olarak yeniden düşünmeye çağırıyoruz. Özellikle de İçişleri Bakanı Schünemann’ı.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!