Güncelleme Tarihi:
Bugün (perşembe) 90. yaşına basan Mandela hakkında Anna Trapidonun yazdığı "Özgürlüğe Susamak" adlı kitap, yazarın değimiyle "tariflerle dolu bir gastro-tarihi hikaye".
Kitapta, Mandelanın 27 yıllık mahpusluğu döneminde yemek kaselerinin mesaj göndermek için kullanılmasından, özgürlüğüne kavuştuğundaki ilk akşam yemeğinde körili tavuk yemesine kadar pek çok anekdota yer veriliyor.
Kitaba göre Mandela arkadaşlarını yemeğe, "Hadi savaşa gidelim" diye çağırırmış.
Kitapta, Cape Town açıklarındaki Robben adasındaki 18 yıllık mahpusluğunda kendisi ve cezaevi arkadaşları az miktardaki mısır lapasıyla doymaya çalışırken, beyaz gardiyanların balık yemesi anlatılıyor. Daha sonraki yıllarda ise mahkumlara balık tutarak yemeleri izni verilmiş.
Ancak mahkumlar yemeği aynı zamanda, cezaevi koşullarının iyileştirilmesini sağlamak için açlık grevleri yaparak silah olarak da kullanmışlar.
Mandela ve arkadaşları, siyasi olmayan mahkumlara yemek tasları içinde mesaj iletmişler, böylece onlara Afrika Ulusal Kongresi (ANC) cezaevi liderinin aldığı kararlar ve son gelişmeler hakkında bilgi vermişler.
Yattığı cezaevlerinin bahçesinde sebze-meyve yetiştiren Mandela, otobiyografik kitapta toprakla uğraşmanın kendisine özgürlük hissi verdiğini söyledi.
Kitapta, Mandelanın mücadelenin ilk zamanlarında öğle yemeklerini sık sık siyasi toplantıları maskelemek için kullandığı yazılıyor.
Eylemcilerin o dönemde öğle yemeği bahanesiyle birbirlerinin evine giderek ANCnin stratejilerini konuştukları belirtiliyor.
Kitaba göre, 1990da özgürlüğüne kavuşup 1994te devlet başkanı olunca, Mandelanın ilk işi pirinç, baharat, et/sebzeden yapılan bir Güney Asya yemeği olan "biryani"yi bilen bir saray görevlisinin bulunması talimatını vermek olmuş.
1999da emekli olduktan sonra da bu görevli, Cape Towndan Mandelanın yaşadığı Johannesburga biryani göndermeye devam etmiş.