Oluşturulma Tarihi: Temmuz 10, 2015 11:17
Datça’dayım. Suyun öte yanında Yunanlar yüzde 60 “Hayır”la AB'ye bir nevi kafa tuttular. Dünya onları konuşuyor. Kimine göre “Hayır” demekle yanlış yaptılar, kimine göre onurlarını savundular.
“Hayır”dan sonra ülkedeki havayı merak ettim;
Yunanlar şimdi daha çok pişman mı yoksa mutlu mu?
Datça'dan bir tekneye atlayıp Symi'ye geçtim.
Alman, İngiliz, Türk, bir grup turistle birlikte. Symi limanına yaklaşırken, tepeye doğru üzüm salkımı misali sıralanan rengarenk Venedik tarzı evler bir tablo gibi.
Tarihi bir Venedik köyü manzarası sunuyor ziyaretçilerine.
Limanın etrafındaki butik, cafe ve tavernalar nakit para getirecek müşteri bekliyorlar. Burası Datça'dan ucuz. Meze, balık, ik
i kişi 33 Euro. Datça'da aynı
yemek 50 Euro.
Arka sokaklarda çam sakızı sorma bahanesiyle bir baharatçı dükkanına giriyorum.
Küçük bir paket çam sakızını uzatan kadın tezgahtara oyunun rengini soruyorum. Önce anlamıyor, “Hayır” mı “Evet” mi deyince, yüzüne çöken hüzün “Evet” dediğini ele veriyor.
"Şimdi ne olacak bilmiyorum. Ülkenin geleceği söz konusu" diyor.
Hali endişeli.
Liman boyunca yürürken, bir garson Türkçe, “Buyur beyim” diyor.
Adı Vasili.
“Vasili ‘Evet’ mi ‘Hayır’ mı dedin” diye soruyorum. Türkçe “Yok dedim” diyor.
“Niçin?”
Anlatıyor: “Ben 15 yıl teknelerde çalıştım, Symi, Marmaris, Bodrum, Rodos arası. Şimdi 400 Euro emeklim var. Ama Schaeuble (Alman Maliye Bakanı) bundan böyle 300 Euro alacaksın diyor. Ben de buna yok dedim.”
Yok sözcüğünü söylerken ses tonu daha bir gururlu. Bir cafede bir grup Yunan kadın oturuyor.
Oldukça şık giyimli ve bakımlılar.
Kahve eşliğindeki keyiflerine diyecek yok.
‘Umurumda mı dünya’ izlenimi veriyorlar. Yoldan bir kadın tanıdık geçtiğinde, her defasında, bir fincan kahveye çağırıyorlar.
Yanaktan sesli öpüşler, tam bir dolce vita (tatlı hayat) görüntüsü. Cafeye oturup bir süre onları izliyorum.
Cafeyi işleten Kosta, 75-80 yaşlarında. Şık kısa pantalonu, mavi t-shirtü ve James Bond güneş gözlüğüyle bir delikanlı edasında.
“Kaç yaşındasın Kosta” diye soruyorum.
“100” diyor, ama göz kırpıyor. Anlaşılan gerçek yaşını ele vermek istemiyor.
“Mutlu musun Kosta”
“Pazar gününden beri evet” diyor.
Kosta da hayırcılardan.
Bir markette konuştuğum Yorgo, “Sen benim yerimde olsan ne derdin” diye, soruma soruyla karşılık veriyor. “Evet derdim” diyorum. Şakayla “Bak, denize atarım seni” diyor.
“Hayır”cıların hiçbiri ama Drahmi'ye dönme, Euro’dan çıkma yanlısı değil. ‘Drahmi artık tarih’ diyorlar.
O zaman niye “Hayır” dediniz soruma, “Merkel'in daha fazla kemer sıkma isteğine karşı” diye karşılık veriyorlar.
Kimse gelecekten pek kaygılı gözükmüyor. Çünkü AB’nin
Yunanistan’ı yüzüstü bırakacağına inanmıyorlar. Sırtını birine dayama rahatlığının aslında ne kadar tehlikeli olduğunu henüz fark etmiş görünmüyorlar. Symi'de ada sakinlerinin refahı gözden kaçmıyor. Yunanistan'da ortalama emekli maaşı Almanya ortalamasının üstünde, 958 Euro'ya 734 Euro.
Symi'den bakınca, Yunanistan’da krizde olan devlet.
Yunanların keyfi henüz
yerinde.