Güncelleme Tarihi:
DÜNYA çapında "Morbus Behçet" olarak bilinen Behçet Hastalığı Almanya'daki Türk ile Yunan doktorlar arasında yeni bir tartışmaya yol açtı. İlk kez 1937 yılında Prof. Dr. Hulusi Behçet tarafından tanımlanan ve bu Türk Tıp bilim adamının adı ile dünya Tıp literatürüne geçen hastalığı sahiplenen Yunan doktorların bu hastalığa "Adamantiades" ismini eklemeleri büyük tartışmalara yol açtı.
İSMİNİ DEÐİŞTİRDİLER
Yunanların bu hastalığı ilk olarak Yunan göz doktoru Benedictus Adamantiades'in araştırıp yayınladığını iddia ederek "Behçet-Adamantiades" ismini kullanmalarını eleştiren Giessen Üniversite Hastanesi kardiyoloji bölümü şefi Prof. Dr. Yaşar Bilgin "Bana muayeneye gelen bir hastamın elindeki evrakta "Behçet-Adamantiades" yazılı olduğunu görünce şaşırdım. Olayı araştırdım. Dessau Kliniği'nden bir Yunan doktorun "Deutsches Register Morbus Adamantiades-Behçet" adı altında bir dernek kurduğunu öğrendim. Doktoru aradığımda ise bana kaçamak cevaplar verip bu hastalığın aslında bir Yunan doktor tarafından bulunduğunu ve bu nedenle Almanya'da da bu ismin kullanıldığını bildirdi" dedi.
YUNANLAR ISRAR EDİYOR
Behçet hastalığı konusunda uzman olan Tübingen Üniversite Kliniği'nin Romatizma Merkezi koordinatörü Doç. Dr. İlhan Günaydın ise Behçet Hastalığı'nın ilk bulgularının M.Ö. 5. yüzyılda Hippokrat tarafından gözlemlenmiş ve daha sonra 18. yüzyıldan itibaren değişik hekimler tarafından da bildirildiğini söyledi. Günaydın "Yunanlı göz doktoru B. Adamantiades bir hastada Behçet Hastalığına benzer bulguları 1931 yılında yayınlamış, ancak bunun yeni bir hastalık olduğu konusunda her hangi bir bildiride bulunmamıştır. Daha sonra 1937 yılında Behçet Hastalığı ile ilgili bulguları tanımlayan ilk kişi Prof. Dr. Hulusi Behçettir. Hemen hemen tamamını Yunanlı hekimlerin oluşturduğu bazı yazarlar, B. Adamantiadesin 1931 yılında yayınladığı bu tek bir vakadan dolayı bu hastalığın Adamantiades-Behçet olarak adlandırılmasında ısrar etmektedirler" diye konuştu.
KARŞI ÇIKALIM
Yunanistan dışında, tüm Avrupada hastalığın Behçet Hastalığı' veya Behçet Sendromu' olarak bilindiğini ve ilave olarak Yunan isminin kullanılmadığına dikkat çeken Doç. Dr. İlhan Günaydın "Almanyada da Yunan doktorlar hariç hep Morbus Behçet' terimi kullanılır" dedi. Yunanların Adamantiades' ismini eklemelerini "Tamamen haksız ve etik olmayan bir durum" olarak değerlendiren Günaydın şöyle konuştu: Yunanlıların bu hastalığa ilave bir isim eklemeye hakları yoktur. Müdahale edecek kişiler bilim adamlarıdır. Zaten bu konuda değerli Türk Tıp bilim adamları çeşitli platformlarda Yunanların iddialarının asılsız olduğunu kanıtlamışlar ve bunu Yunanistan dışında tüm dünyaya kabul ettirmişlerdir. Bundan sonra yapılacak iş, çok çalışarak, bilimsel çevrelerde göstereceğimiz gayretle Yunanlı hekimlerin dünyada bu konuda kendilerine yandaş bulmalarını engellemektir".
KUTU
BEHÇET HASTALIÐI NEDİR?
Behçet Hastalığı (Behçet Sendromu), ağız içi ve genital organlarda tekrarlayan yaralarla seyredebilen, ayrıca göz, deri, eklem, damar ve sinir sistemini de tutabilen, nedeni bilinmeyen bir tür vaskülittir (damar iltihabi). Prof. Dr. Hulusi Behçet, ilk kez üç hastada ağızda ve genital bölgelerde tekrarlayan yaralar ve göz iltihabı ile seyreden bir hastalığı 1937 yılında Pariste uluslarası bir dermatoloji toplantısında sunmuş ve aynı yıl Dermatologische Wochenschrift' adlı dergide yayınlamıştır. Daha sonra aynı dergide bu konu ile ilgili bir makale daha yayınlamış ve nihayet 1947de Cenevre Tıp Kongresinde Prof. Dr. Hulusi Behçetin tanımladığı yeni hastalık Morbus Behçet' adı ile Tıp literatürüne girmiştir.
HULUSİ BEHÇET KİMDİR?
20 Şubat 1889 İstanbul doğumlu Hulusi Behçet 1918'e kadar Edirne Askeri Hastanesinde dermatoloji uzmanı olarak çalışmıştır. Daha sonra Budapeşte ve Berlin Charité Hastanesinde çalışmış ve 1919 Ekim'de Türkiye'ye dönmüştür. 1933 senesinde Deri Hastalıkları ve Frengi Kliniğine profesör seçilen Hulusi Behçet, Türk akademisinde profesör unvanını alan ilk kişidir.