Güncelleme Tarihi:
Koalisyon hükümetini oluşturan Yeni Demokrasi (ND) ve Panhelenik Sosyalist Hareket (PASOK) partilerinin adayı Stavros Dimas, seçime tek aday olarak katılıyor. İlk iki turda yeterli oyu alamayarak seçilemeyen Dimas'ın üçüncü turda, 180 milletvekilinin "evet" oyunu alması cumhurbaşkanı seçilmesi için yeterli sayılacak.
Yunanistan Anayasası'na göre, bir adayın cumhurbaşkanı seçilebilmesi için birinci ve ikinci turda parlamentodaki 300 milletvekilinden 200'ünün, üçüncü turda ise en az 180'inin oyunu alması gerekiyor. Anayasa, beşer günlük aralarla yapılan üç tur oylama sonunda cumhurbaşkanının seçilememesi durumunda, meclisin 10 gün içerisinde feshedilmesini ve erken genel seçime gidilmesini öngörüyor.
Parlamentoda 23 Aralık'ta yapılan ikinci tur oylamada Dimas'a 168 milletvekili "evet" oyu verirken, 131 milletvekili ise çekimser kalmıştı.
İktidardaki koalisyon hükümeti ortaklarından ND'nin 127, PASOK'un da 28 milletvekilinin bulunduğu parlamentoda, muhalefetteki Radikal Sol İttifak (SYRIZA) 71, Demokratik Sol (DİMAR) 10, Altın Şafak (Hrisi Avgi) 16, Yunanistan Komünist Partisi (KKE) 12, Bağımsız Yunanlılar (ANEL) da 12 milletvekili ile yer alıyor. Parlamentoda 24 milletvekili de bağımsız olarak görev yapıyor.
Yunanistan'ın karar günü
Cumhurbaşkanı seçiminin öne alınmasıyla yılın son günlerinde yaşanan yoğun gelişmelerin neden olduğu siyasi ve ekonomik belirsizlikler zaten zor durumda bulunan ülkenin bir yıl daha kriz yaşayacağı sinyallerini veriyor. Yapılan değerlendirmelerde, ekonomik krizle mücadelede alınan tedbirlere rağmen, hala Avrupa'da ekonomik krizde bulunan ülkelerin içerisinde en zor durumda bulunduğu belirtilen Yunanistan'da, 2015'te olası bir erken seçim ihtimalinin kimsenin tahmin edemeyeceği sonuçlar getirebileceği belirtiliyor.
Uzmanlar, Yunanistan'da bir yıl daha derin kriz yaşanacağı, gelişmelerin ülkenin Avro Bölgesi'nden çıkmasına neden olabileceği değerlendirmesinde bulunuyor.
İki ana senaryo
Cumhurbaşkanı seçimlerinde başarısızlıkla sonuçlanan ilk iki turun ardından dikkatlerin 29 Aralık'ta yapılacak üçüncü ve son tura çevrildiği ülkede, seçim sonrasında yaşanacak gelişmelerle ilgili çeşitli senaryolar ortaya atılıyor. İki ana senaryo temelinde yapılan değerlendirmelerde, birinci olasılığa göre, üçüncü turda cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda erken seçim olasılığı ortadan kalkıyor ve koalisyon hükümeti kalkınma programının uzatıldığı şubat sonuna kadar Troyka ile müzakereleri tamamlıyor. Bu durumda, Yunanistan, Troyka ile varılan anlaşma gereğince, memorandumlar sonrası dönem için yeni tedbirler içeren yasaları parlamentodan geçirecek ve yürürlükte bulunan kalkınma programı kapsamında, son taksitler olan 7,1 milyar avroyu tahsil edebilecek. Ayrıca bütçede öngörülen 3,5 milyarlık açığın kapatılması ve her şeyin yolunda gitmesi durumunda 2016 sonuna kadar IMF'den de 12 milyar avro tahsil edecek ya da bu miktarı piyasalardan alabilecek durumda olacak.
İkinci olasılığa göre, cumhurbaşkanı seçilmemesi durumunda erken seçime gidilecek ve kalkınma programının daha fazla uzatılması gündeme gelecek. Ocak ya da şubatta düzenlenecek erken seçim sonucunda hükümet kurulamazsa seçimler tekrarlanacak. İktidardaki Antonis Samaras başkanlığındaki Yeni Demokrasi Partisi'nin (ND) hükümeti kurması durumunda kalkınma programının uzatma süresi içerisinde Troyka ile anlaşma olasılığı yeniden gündeme gelecek. Ancak bu durumda da cumhurbaşkanı seçimi yine engel olarak yeni hükümetin karşısına çıkacak. Ayrıca hükümet, yeni tedbirler içeren yasaları parlamentoya getirmesi durumunda zaten zor durumda bulunan vatandaşların büyük bölümünün ve muhalefetin sert tepkilerini göğüslemek zorunda kalacak.
Değerlendirmelere göre, ana muhalefet Radikal Sol İttifak hükümet olursa müzakereler daha sert geçecek ve uzun sürecek. Bu senaryoya göre, Troyka ile belirlenen zaman süreci içerisinde anlaşma sağlanmazsa kalkınma programı kapsamında ödenmesi beklenen taksitler gecikecek ve bütçe açığı 8,9 ila 21,5 milyar avroya ulaşacak. Avrupa Merkez Bankası'nın finansmanları kesilecek ve IMF tarafından verilmesi planlanan 12,6 milyar avro verilmeyecek. Dış yardımların kesilmesiyle ekonomik ihtiyaçlar daha da büyüyecek ve ülke ihtiyaçlarını başka yollardan karşılamak zorunda kalacak.