Yine göç kavgası

Hükümet ortağı Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) Genel Başkanı Sigmar Gabriel, “Almanya’nın kalifiye göçe ihtiyacı var. Bunun için mutlaka yeni bir Göç Yasası’nı hayata geçirmeliyiz” diyor.
SPD Federal Meclis Grup Başkanı Thomas Oppermann da, partinin Genel Sekreteri Yasmin Fahimi de öyle.
Başbakan Angela Merkel’in genel başkanlığını yaptığı Hıristiyan Demokrat Birlik Parti (CDU) Genel Sekreteri Peter Tauber de yeni bir Göç Yasası’ndan yana.
“Almanya’nın şu andaki refah düzeyini koruyabilmesi için kalifiye göç kaçınılmaz. Bunun için de yasal düzenlemeler gerekli” diyor Tauber.
Ama CDU’da farklı düşünenler de var.
CDU’lu Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maizere, “Geçerli yasalar yeterli. Yeni yasal düzenlemelere gerek yok” tezinde ısrar ediyor.
Kardeş Parti olarak bilinen Hıristiyan Sosyal Birlik Parti (CSU) de yeni yasal düzenlemelere karşı.
Başbakan Merkel ise sessiz.

* * *

SPD’li Rheinland Pfalz Eyalet Başbakanı Malu Dreyer, kendi eyaletinde birçok şirketin kalifiye eleman bulmakta güçlük çektiğine işaret ediyor ve “Federal Hükümet Göç Yasası’nda yeni bir düzenleme yapmazsa, biz Eyaletler Meclisi’ni devreye sokacağız” diye neredeyse tehditte bulunuyor.
Evet, Almanya’da Göç Yasası tartışmaları kızıştı.
Ama bu yeni bir şey değil.
Biz bunu daha önceki yıllarda da yaşadık.
Almanya’da o dönemler Yabancılar Yasası olarak nitelenen ilk Göç Yasası 1965 yılında uygulamaya konuldu.
Petrol krizi nedeniyle işsizliğin artması üzerine yoğun tartışmalar yaşandı ve 1973 yılında yeni işçi getirilmesi yasağı devreye sokuldu.
1983 yılında Helmut Kohl başbakanlığındaki CDU/CSU ile Hür Demokrat Parti’nin (FDP) iktidarı döneminde geri dönüş primi uygulaması devreye sokuldu.
Gönüllü olarak geri dönen misafir işçi’ye (Gastarbeiter) 10 bin 500 Mark, aile fertlerine de kişi başı bin 500 Mark ödendi.
Aile fertleriyle birlikte 180 bine yakını Türk olmak üzere 350 bin civarında yabancı, ülkelerine geri döndü.
Ancak neredeyse al paranı defol git anlamına gelen bu uygulama Almanya’ya yarar değil, zarar verdi.
Bu geri göçün yarattığı boşluk doldurulamadı.

* * *

1990 yılında yeni bir Yabancılar Yasası devreye sokuldu.
Almanya’ya göç zorlaştırıldı.
Ancak 1990’lı yılların ikinci yarısından itibaren Almanya kalifiye eleman sıkıntısı çekmeye başladı.
Gerhard Schröder başbakanlığında oluşturulan SPD-Yeşiller koalisyonu 2000 yılında Green Card (Yeşil Kart) uygulamasını devreye soktu.
Amaç başta bilgisayar uzmanı olmak üzere çeşitli alanlarda kalifiye eleman çekmekti.
Ama Almanya’nın planları tutmadı.
Çünkü kalifiye elemanlar için Almanya cazip bir ülke değildi.
2004 yılına kadar geçerli olan bu uygulama çerçevesinde Almanya’ya sadece 17 bin 931 kalifiye eleman geldi.
CDU/CSU-FDP’nin Angela Merkel başbakanlığında oluşturduğu koalisyon hükümeti döneminde de benzer bir uygulama hayata geçirildi.
Yeşil Kart’ın ismi Mavi Kart (Blaue Card-Blaue Karte) oldu.
Ama o da işe yaramadı.
1 Ağustos 2012 tarihinden beri geçerli bu uygulama çerçevesinde Almanya’yı tercih eden kalifiye eleman sayısı 20 bini bile geçmedi.
Oysa ki, Almanya’nın hem şu andaki refah düzeyini hem de emeklilik sigortası sistemini uzun vadede koruyabilmesi için göçe ihtiyacı var.
Yapılan araştırmalar ve projeksiyonlar, önümüzdeki 10 yıl içinde 6 milyon 700 bin kişinin yaşlılık veya başka nedenlerle Almanya’da iş piyasasını terk edeceğini göstermekte.
Daha şimdiden çeşitli alanlarda kalifiye eleman sıkıntısı çekilmekte.
İşte bunu göz önünde bulundurup, Göç Yasası kavgası yerine Almanya’da politik sorumluluk taşıyanlar akıllı ve somut adımlar atmalıdır.
Hem de zaman kaybetmeden.