Yıllardır verilmeyen seçim hakkı

Güncelleme Tarihi:

Yıllardır verilmeyen seçim hakkı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 09, 2021 09:56

Almanya, 26 Eylül’de yapılacak genel seçimlere hazırlanırken, Yeşiller’in Eş Başkanı ve başbakan adayı Annalena Baerbock ile diğer Eş Başkanı Robert Habeck, Avrupa Birliği (AB) üyesi olmayan ülkelerden gelenlere de yerel seçimlere katılma hakkı verilmesini yeniden gündeme taşıdılar.

Haberin Devamı

Yıllardır verilmeyen seçim hakkı
ALMANYA’da uzun yıllardır ‘buralı’ olan ‘yabancılara’ yerel seçim hakkı verilmesi yıllardır gündemdedir.
Nitekim dönemin Almanya Başbakanı Helmut Schmidt tarafından 1978 yılında göreve getirilen federal hükümetin ilk Yabancılar Sorumlusu olan Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eski Eyalet Başbakanı Heinz Kühn öncülüğünde hazırlanıp 1979 yılında yayınlanan ‘Künh Memorandum’da “Almanya’da en az 8 yıldır yaşayan yabancılara yerel seçimlere katılma hakkı verilmeli” önerisi yer aldı.
Aradan tam 42 yıl geçti.
Hâlâ gerçekleşmedi.

ANAYASA MAHKEMESİ İPTAL ETTİ
Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) ‘Temel İlkeler Programı’nda 1989 yılından beri ‘buralı yabancılara’ yerel seçim hakkı verilmesi yer almaktadır.
SPD bunun gerçekleşmesi için girişimde bile bulundu.
SPD’nin iktidarda olduğu Schleswig Holstein’da, eyalet parlamentosu 14 Şubat 1989 tarihinde, eyalette en az 5 yıldır yasal olarak yaşayan tüm yabancılara yerel seçimlere katılma hakkı verilmesini karara bağladı.
20 Şubat 1989’da da SPD ve Hür Demokrat Parti’nin (FDP) desteğiyle Hamburg Eyalet Parlamentosu en az 8 yıldır yasal olarak yaşayan tüm yabancılara yerel seçim hakkı verilmesini kararlaştırdı.
Tabii Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) buna itiraz edip Federal Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
Federal Anayasa Mahkemesi 31 Ekim 1990’da iki eyaletin kararını da “Almanya Federal Cumhuriyeti demokratik ve sosyal bir federe devlettir. Egemenlik tümüyle halkındır. Halk egemenliğini seçimler ve oylamalar aracılığıyla ve yasama, yürütme ve yargı yetkileriyle donanmış özel organlar eliyle kullanır” içerikli Alman Anayasası’nın 20’nci maddesiyle bağdaşmadığı gerekçesiyle iptal etti.
Almanya’nın en yüksek yargıçları, “Alman Anayasası’na göre halk Almanlardan, Alman vatandaşlarından oluşuyor” görüşünü savundular.
Onlara göre, bu egemenlik haklarından ancak Alman vatandaşı olanların oluşturduğu ‘halk’ yararlanabilirdi.

Haberin Devamı

SADECE 3 AY YAŞAMASI YETERLİ SAYILDI
Ancak Federal Anayasa Mahkemesi’nin bu kararından 15 ay sonra 7 Şubat 1992 tarihinde, Avrupa Konseyi tarafından imzalanan Maastricht Sözleşmesi ile AB vatandaşlarına yaşadıkları üye ülkelerdeki yerel seçimlere katılma hakkı verildi.
AB üyesi ülkelerden gelen ve 3 ay Almanya’da yaşayanlar, 1994 yılından beri yerel seçimlere katılma, seçme ve seçilme hakkına sahiptir.
Yani Maastricht Sözleşmesi ile Alman yargıçların ‘halk’ anlayışı birden altüst oluverdi.
Ama nedense Federal Anayasa Mahkemesi yargıçlarının gıkı bile çıkmadı.
“Bu sözleşme Alman Anayasası ile bağdaşmıyor” diye itiraz eden bir yargıç bile olmadı.
Ve bu uygulama ile Alman Anayasası’nın “Bütün insanlar yasa önünde eşittir. Cinsiyeti, soyu, ırkı, dili, yurdu ve kökeni, inancı, dini veya siyasi görüşleri dolayısıyla hiç kimse mağdur edilemez ve hiç kimseye imtiyaz tanınamaz” denilen 3’üncü maddesi apaçık ihlal edildi.
Hâlâ edilmekte de.

Haberin Devamı

SPD, 2009-2013 hükümet programına ‘Almanya’da en az 6 yıldır yaşayan yabancılara yerel seçimlere katılma hakkı verilmesini’ aldı.
Hatta 16 Mart 2010 tarihinde Federal Meclis’e bir yasa tasarısı bile sundu.
Tabii CDU/CSU buna yine karşı çıkınca yattı.
Belçika, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Hollanda, İrlanda, İspanya, İsveç, İtalya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan gibi birçok AB ülkesi aralarında Türklerin de bulunduğu ‘üçüncü ülkelerden gelen’ yabancılara yıllardır yerel seçimlere katılma hakkı vermektedir.
Ama demokratik bir hukuk devleti olan 83 milyon nüfuslu Almanya’da yaşayan 21 milyon 200 bin göçmen kökenliden 11 milyon 400 bini yabancı statüsünde olduğu için seçim çağındaki 8 milyon 700 bin civarında ‘yabancı’ yerel seçimlere katılma hakkından mahrum bırakılmaktadır.
Hem de Alman Anayasası göz göre göre ihlal edilerek.
Bu da ‘benim Almanya’ma’, ‘bizim Almanya’mıza’ hiç yakışmamaktadır.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!