Güncelleme Tarihi:
6 Mart 1983 tarihinde yapılan genel seçimlerde de toplam oyların yüzde 5.6’sını alarak Federal Meclis’e girdi.
‘Anti partiler partisi’ olarak nitelendirilen Yeşiller’e köklü partiler başlangıçta hep ‘öcü’ gözüyle baktı.
Yeşiller, NATO Çift Yön Kararı çerçevesinde Almanya’ya ‘atom roketleri’ yerleştirilmesine karşı kararlı bir biçimde karşı çıktı.
Onların da tam desteğiyle 22 Ekim 1983’te Almanya genelinde yapılan protesto gösterilerine 1.3 milyondan fazla kişi katıldı.
O dönemdeki Almanya’nın başkenti Bonn’dan da 400 binden fazla gösterici sokaklara döküldü.
Yeşiller, nükleer santrallere hep “Hayır” dedi.
Ülkenin çeşitli kesimlerinde düzenlenen gösterilere öncelik etti.
Ve ‘öcü’ Yeşiller’le Hessen Eyaleti’nde Sosyal Demokrat Parti (SPD) Almanya genelinde ilk ‘kırmızı-yeşil koalisyonu’ 12 Aralık 1985 tarihinde kurdu.
Hem de “Ben Yeşil faşolarla masaya oturmam” dediği söylenen dönemin SPD Hessen Teşkilat Başkanı Holger Börner başbakanlığında.
1998 yılında da Gerhard Schröder başbakanlığında Yeşiller’le federal düzeyde ilk koalisyon hükümeti kuruldu.
Hep barıştan yana ve savaşa karşı olan Yeşiller’in, Yugoslavya’nın Kosova’da giriştiği katliamın durdurulması için NATO’nun müdahalesine onay vermesi, partilileri birbirine düşürdü.
Hatta 13 Mayıs 1999’da Bielefeld’de yapılan kurultayda, “Biz yeni Auschwitzler (Gaz odalı Nazi Toplama Kampları) yaşanmasını istemiyoruz” diyen dönemin Yeşiller’li Federal Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, içi kırmızı boya dolu plastik torbalı saldırıya bile uğradı.
NATO’nun müdahalesiyle olası bir soykırım engellendi.
Ama “Parti ilkesinden uzaklaşıyor” diyerek Yeşiller’i terk edenler oldu.
Ancak zamanla Yeşiller yeniden toparlandı.
2018 yılında 63 bin olan üye sayısı bu yılın başında 125 bini aştı.
ÖZEL VARLIK PLANINA ‘EVET’ DEDİ
Baden-Württemberg’de Yeşiller’li Eyalet Başbakanı Wilfried Kretschmann iktidarda.
Yeşiller, 9 eyalette iktidar ortağı.
Saarland hariç, 16 eyaletin 15’inde parlamentoda.
Tabii 8 Aralık 2021 tarihinden beri ikinci kez federal hükümette de koalisyon ortağı.
Ancak iktidara ortak olduktan sonra Yeşiller’de yeniden sancılar başladı.
Seçim öncesi en büyük hedef, her zaman olduğu gibi yine çevre ve iklim korunması, yenilenebilir enerji, Paris Anlaşması ışığında insan kaynaklı sera gazı salınımlarının neden olduğu küresel sıcaklık artışını 1.5 santigrat dereceye düşürmekti.
Tabii SPD ve küçük ortak Hür Demokrat Parti’nin (FDP) bastırması nedeniyle bazı ödünler vermek zorunda kaldı.
Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açması ise diğer partiler gibi Yeşiller’in planlarını da hedeflerini de altüst etti.
Silahlanmaya baştan beri karşı olan Yeşiller, hükümetin Alman Ordusu için 100 milyar euro hacimli ‘Özel Varlık’ planına “Evet” dedi.
Kerhen de olsa, Ukrayna’ya Almanya’nın silah göndermesine de onay vermek zorunda kaldı.
Rusya’dan petrol, doğal gaz ithaline son vermek için Yeşiller’li Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck, demokrasiden uzak, insan haklarının ayaklar altına alındığı ülkelerden doğal gaz ve petrol satın almak için yollara düştü.
‘SİZİNLE DEĞİL, SİZE KARŞI’
İşte geçen cuma günü, ‘Fridays for Future’ (Gelecek için her cuma) gösterileri kapsamında Almanya genelinde iklim korunması için sokaklara döküldü.
Yeşiller de bir gün öncesinden partinin sosyal medya hesabından tweet atarak bu gösterilere katılma çağrısında bulundu.
Ancak iklim aktivistleri, buna “Biz sizinle birlikte gösteri yapmıyoruz, size karşı gösteri yapıyoruz” içerikli bir tweetle karşılık verdi.
Tabii partiyi terk etme sinyalleri de verildi.
Yani Yeşiller’in, değişen dünyada koşulların da beklenmedik şekilde değişmesi üzerine haklı olarak da olsa bazı ilkelerinden taviz vermek zorunda kalması, ilkim korumacılarını, aktivistlerini partiye karşı isyan ettirdi.
Bu da “Bakalım ‘Yeşil Barış’ ne zaman sağlanacak?”, hatta “Acaba sağlanacak mı?” sorularını ve tartışmalarını gündeme getirdi.