Yeşiller’e şamar gibi ders

MARKUS Vogt, Frank Walz, Sandro Vidotto ile 2006 yılından beri Tübingen Büyükşehir Belediye Başkanı olan Boris Palmer de bağımsız aday olarak yarıştı.
1996 yılından beri Yeşiller üyesi olan ve 2006 ile 2014 yılındaki seçimleri kazanan Boris Palmer, partisiyle sürtüşmeler yüzünden üyeliği 2023 yılı sonuna kadar dondurulduğu için seçimlere bağımsız aday olarak katıldı.
Boris Palmer, Fransızların ‘enfant terrible’ dedikleri (Yaramaz, fırlama, haşarı, çılgın, ele avuca sığmayan çocuk) bir yapıya sahip.
Aklından geçeni söyleyen, ama kafasına koyduğunu da yapan bir yapıya.

IRKÇI TUTUM SERGİLEDİ
Almanya’ya 2015 yılında Suriyeli sığınmacıların akın etmesi üzerine Boris Palmer, yerel idarelerin yerleştirme sıkıntısı yaşamaya başladıklarına dikkat çekerek, Merkel hükümetine Avrupa kapılarına dayanan sığınmacıların nüfus oranına göre AB ülkelerine dağıtılması için ağırlığını koyması çağrısında bulundu.
Çıktığı televizyon programlarında, “Biz herkesi alamayız” diyerek Yeşiller’in politikasıyla örtüşmeyen bir tutum sergiledi.
Reşit olmadıklarını söyleyen sığınmacıların bunu ispat etmelerini istedi.
Suç işleyen sığınmacı gençlerin belirli bölgelerdeki yurtlara yerleştirilmelerini ve polis kontrolünde tutulmalarını önerdi.
Sosyal medyada kendisini “Afrikalı siyahi sığınmacıların sıkıştırdıklarını” paylaştı.
Almanya doğumlu siyahi Alman milli futbolcu Dennis Aogo’yu ‘kadınlara siyahi erkeklik organını gösteren bir ırkçı’ olarak niteleyip kendisi tam bir ırkçılık sergiledi.
Pandemi döneminde 65’in üzerindeki yaşlıların evlerine, yaşlılar yurduna kapanmalarını istedi.
Gençlere de aynı dönemde öğleden önce saat 09.30-11.00 arasında marketlerde alışveriş yapmamalarını tavsiye etti.
Toplu taşıma araçları yerine, yaşlıların başkalarına Kovid-19 bulaştırmamaları için, parası belediye tarafından ödenecek ‘dolmuş taksilere’ binmelerini istedi.
Pandemi nedeniyle hastanelerdeki yoğun bakım ünitelerinin dolup taşması üzerine, “Biz Almanya’da mümkün mertebe yarım yıl sonra zaten ölecek olan insanları kurtarıyoruz” diyerek nesilleri birbirine düşürmeyi yeğledi.
Tabii Boris Palmer’in bu açıklamaları Yeşiller’i küplere bindirdi.

PARTİDEN İHRACI İSTENDİ
Yeşiller’in o dönemde Eş Başkanı olan Federal Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ile Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck, partinin temel ilkeleriyle bağdaşmayan bir tutum sergileyen Boris Palmer’in Yeşiller’de yeri olmadığı sinyali verdiler.
Yeşiller Baden-Württemberg Eyalet Teşkilatı da Palmer’in partiden ihraç edilmesini istedi.
Ancak ‘Arabulucu Komisyon’ orta yolu buldu ve Boris Palmer ‘gönüllü olarak’ üyeliğini 2023 yılı sonuna kadar dondurdu.
Tabii Yeşiller’den aday olamayacağı kesinleşince de, bağımsız olarak Tübingen Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yeniden aday olduğunu ilan etti.
Ve pazar günü yapılan seçimlerde toplam oyların yüzde 52.4’ünü alarak Boris Palmer koltuğunu korudu.
Hem de ilk turda.
Yeşiller’in adayı Ulrike Baumgaertner yüzde 22 ve SPD’nin adayı Sofie Geisel de ancak yüzde 21.4 oy toplayabildi.
Diğer bağımsız adaylardan Markus Vogt yüzde 2.2, Franz Walz yüzde 1 ve Sandro Vidotto da yüzde 0.8 oy aldı.
Evet, Tübingenli seçmenler Yeşiller’e şamar gibi ders verdi.
Çünkü 16 yıldır sürdürdüğü görevi boyunca Boris Palmer hep halkın yanında yer aldı.
“Hedef 2023’e nötr iklim” diyen Boris Palmer, yaklaşık 90 bin nüfuslu Tübingen’de çevre korumasına verdiği önemle karbondioksit salınımını yüzde 40 azalttı.
Caddelerin görüntüsünü değiştirip, bisiklet yolları yaptırdı ve şehir içinde hız sınırını 30 km’ye düşürdü.
Konut sıkıntısının aşılması için boş arsaları konut inşasına açtı.
Seçmen de bunu takdir etti ve ‘Boris Palmer’ dedi.
Evet…
Tübingen önümüzdeki 8 yıllık dönem için yine Boris Palmer’e emanet.
Seçim akşamı Yeşiller’i tek başına dize getirmenin sevincini yaşadığı gözden kaçmayan Boris Palmer’in bu zaferi, hiç şüphesiz partide yeni tartışmalara yol açacaktır.
Tabii “Hırçın çocukları yuvada tutma” tartışmalarını da…