Yeşiller de akıllanmaya başladı

Delegeler tam üç gün boyunca geleceğe dönük politikalarını konuşup tartıştılar.
Ancak bir şey dikkat çekti.
Farklı kanatlardan olan politikacılar da, delegeler de, oyunbozanlık etmemeye son derece özen gösterdi.
Partinin 2009 yılından beri Eşbaşkanlığını yapan Cem Özdemir, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) teröristlerine karşı mücadelede başarılı olunabilmesi için Irak ve Suriyeli Kürtlere silah ihracını savunduğu halde, karşı görüşte olanlar, daha önceki yıllardaki kurultaylarda sergiledikleri acımasız eleştirisel tutumlardan kaçındılar.
Hemfikir olmasalar bile daha ılımlı bir dil kullanmaya özen gösterdiler.
Oysa ki, daha önceki yıllarda kurultayda şiddet bile yaşanmıştı.

* * *

Çok iyi hatırlıyorum.
Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile iktidarda olan Yeşiller’in Bielefeld’de kurultayı vardı.
Kosova’yla ilgili olağanüstü kurultay.
Çünkü o dönemde Yeşiller’li Federal Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, NATO müdahalesini ateşli bir biçimde savunuyordu.
Ama bu durum baştan beri “Savaşa hayır”, “Atomlu silahlara hayır” diyen Yeşiller’in temel ilkeleriyle bağdaşmıyordu.
İşte o yüzden kurultayın yapılacağı kapalı spor salonun önünde sol otonomlar bir araya gelip protesto gösterisi yaptılar.
Yoğun güvenlik önlemleri vardı.
Buna rağmen kurultayın yapıldığı salonda diğer yöneticilerle birlikte podyumda oturan Joschka Fischer bir anda kanlar içinde kaldı.
Birinin fırlattığı bir torba, Fischer’in tam boynuna ve yüzüne isabet etmişti.
Torbayı fırlatan şahıs olay yerinden uzaklaşırken Fischer yüzünü gözünü silmeye çalışıyordu.
Ama şaşkındı.
Fischer’e isabet eden içi boya dolu bir torbaydı.
Kırmızı boya.
Ancak kulak zarı da patlamıştı Fischer’in.
Buna rağmen derhal hastaneye gitme yerine enfant terrible (yaramaz, haşarı, çılgın çocuk) olarak tanınan Joschka Fischer, salonda kalıp NATO müdahalesinin gerekliliğini savunmayı yeğledi.
Bu olay 13 Mayıs 1999 tarihinde yaşandı.

* * *

Aradan geçen süre içinde bazı kendini bilmez Yeşiller’in de akıllandığına tanık olduk Hamburg’da.
Sığınmacılar konusunda da öyle.
Baden Württemberg’de iktidarda bulunan ve Yeşiller Partili ilk Eyalet Başbakanı olarak tarihe geçmeyi garantileyen Winfried Kretschmann’ın desteğiyle Sırbistan, Bosna Hersek ve Makedonya’nın güvenli ülkeler listesine alınmasının eylül ayında Eyaletler Meclisi’nde kabul edilmesine, Yeşiller’in önde gelen bazı politikacıları da dahil, birçok partili tepki gösterdi.
Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile SPD’nin oluşturduğu büyük koalisyon hükümetinin Eyaletler Meclisi’nde çoğunluğu olmadığı için Yeşiller destek vermeseydi bu tasarının yasalaşması mümkün olmayacaktı.
Yeşiller’in çoğu Kretschmann’ın bu tutumunun partinin temel ilkeleriyle bağdaşmadığı yönünde açıklamalarda bulundu.
Yeşiller Eşbaşkanı Simone Peter de “Bugün Eyaletler Meclisi yanlış bir karar almıştır” diyerek dolaylı bir biçimde Kretschmann’ı eleştirdi.
Ancak Hamburg’daki kurultayda kürsüye çıkan Winfried Kretschmann, kürsüden alkışlar arasında ayrıldı.
Kretschmann konuşmasına başladığında, birkaç delege ellerinde “Tüm ülkelerden sığınmacılar hoşgeldiniz!”, “Uzlaşmasız sığınma” yazılı pankartlar taşısa da, partinin Eşbaşkanları Simone Peter ile Cem Özdemir, Kretschmann’ın yanında yer aldılar.
Yani tam bir birliktelik sergilediler.
Parçalanma, bölünme değil, birlikte olalım! mesajı verdiler.
Başka bir deyişle; yeniden iktidara ortak olabilmek için Yeşiller akıllanmaya başladı.