Yerel seçim hakkı istiyoruz

Güncelleme Tarihi:

Yerel seçim hakkı istiyoruz
Oluşturulma Tarihi: Eylül 06, 2020 10:21

Almanya’nın en büyük eyaleti Kuzey Ren Vestfalya’da (KRV-NRW) gelecek hafta pazar günü, yani 13 Eylül’de yerel seçimler yapılacak. 17.9 milyon nüfuslu NRW’de 13.8 milyon seçmen sandık başı yapacak.

Haberin Devamı

AMA ne yazık ki, daha önceki seçimlerde de olduğu gibi, çok büyük bir bölümünü Türklerin oluşturduğu ‘üçüncü ülkelerden gelenler’, yani Alman vatandaşı olmayan veya Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden gelmeyen ‘göçmenler’, daha doğrusu ‘ötekiler’ yine oy kullanamayacaklar.
Seçim gününde 16 yaşını dolduran Alman vatandaşları ile en az 16 gündür seçim bölgesinde yaşayan diğer 26 AB üyesi ülkelerden gelenler oy kullanabilecekler.
110 bine yakını KRV’nin başkenti Düsseldorf’ta olmak üzere eyalet genelinde 1 milyon 200 binden fazla ‘yabancı’ ise yine oy kullanamayacak.
Yani yasal olarak 16 gündür KRV’de yaşayan bir AB vatandaşı bu seçimde oy kullanabilecek, ama bu ülkede doğan ve 20-30-40-50 yıldır burada yaşayan bir Türk ise Alman vatandaşlığına ve herhangi bir AB ülkesi pasaportuna sahip olmadığı için oy kullanamayacak.
Bundan 5 yıl önce KRV’de yapılan yerel seçim öncesi Düsseldorf’ta Eyalet Parlamentosu önünde bir etkinlik düzenlendi.
Slogan, ‘Kommunales Wahlrecht für alle!’ (Herkese yerel seçim hakkı!) idi.
Emekli öğretmen Bahattin Gemici’nin başkanlığını yaptığı ‘Yerel Seçimlere Katılma Girişimi’ öncülüğünde düzenlenen bu etkinlikte, eyaletin çeşitli kesimlerinde faaliyet gösteren, farklı görüşlü toplam 95 dernek ve cemiyet, ortak bir amaç etrafında birleşti.
AB ülkeleri dışından gelen ve Almanya’da yaşayan 4.5 milyon civarında göçmene yerel seçimlere katılma hakkı verilmesi için düzenlenen bu etkinlikte, “Biz de buralıyız. Bize de yerel seçimlere katılma hakkı verilsin!” denildi.
Bahattin Gemici yaptığı konuşmasında, “55 yıldır Almanya’da yaşıyor, çalışıyor ve vergimizi ödüyoruz. Toplumsal yükümlülüklerimizi yerine getiriyoruz. Ülkenin kalkınmasına büyük katkılarda bulunduk. Almanya bizim ikinci vatanımız olmuştur. AB ülkesi vatandaşları gibi biz de yerel seçimlere katılma hakkı istiyoruz” dedi.
Ama aradan geçen 5 yıl içinde olumlu bir gelişme olmadı.
Aslında bu Almanya’da hiç de yeni bir olgu değildir.
Federal hükümetin ilk Yabancılar Danışmanı ve KRV eski Eyalet Başbakanı Heinz Kühn öncülüğünde hazırlanıp 1979 yılında yayınlanan Künh Memorandum’da “Almanya’da en az 8 yıldır yaşayan yabancılara yerel seçimlere katılma hakkı verilmeli” deniyor.
Aradan tam 41 yıl geçtiği halde, Türkler de dahil bazı ‘yabancılar’, bu haktan hâlâ mahrum.
Almanya’da ilk kez Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) ağırlıklı olduğu Schleswig Holstein Eyalet Parlamentosu, 14 Şubat 1989 tarihinde eyalette en az 5 yıldır yasal olarak yaşayan tüm yabancılara yerel seçimlere katılma hakkı verilmesini karara bağladı.
20 Şubat 1989’da da SPD ve Hür Demokrat Parti’nin (FDP) desteğiyle Hamburg Eyalet Parlamentosu en az 8 yıldır yasal olarak yaşayan tüm yabancılara yerel seçim hakkı verilmesini kararlaştırdı.
Tabii Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) buna itiraz etti.
Federal Anayasa Mahkemesi 31 Ekim 1990’da iki eyaletin kararını da “Anayasa’nın 20. maddesi ile bağdaşmıyor” gerekçesiyle devre dışı bıraktı.
Alman Anayasası’nın 20. maddesinde, “Almanya Federal Cumhuriyeti demokratik ve sosyal bir federe devlettir. Egemenlik tümüyle halkındır. Halk egemenliğini seçimler ve oylamalar aracılığıyla ve yasama, yürütme ve yargı yetkileriyle donanmış özel organlar eliyle kullanır” denilmektedir.
Federal Anayasa Mahkemesi yargıçları, “Alman Anayasası’na göre halk Almanlardan, Alman vatandaşlarından oluşuyor” görüşünü savunmuşlardır. Onlara göre, bu egemenlik haklarından ancak Alman vatandaşı olanların oluşturduğu ‘halk’ yararlanabilir.
Ancak Federal Anayasa Mahkemesi’nin bu kararından 15 ay sonra 7 Şubat 1992 tarihinde, Avrupa Konseyi tarafından imzalanan Maastricht Sözleşmesi ile AB vatandaşlarına yaşadıkları üye ülkelerdeki yerel seçimlere katılma hakkı verildi.
Almanya’da yaşayan ve AB üyesi ülkelerden gelenler 1994 yılından beri yerel seçimlere katılma, seçme ve seçilme hakkına sahiptir.
Evet, Maastricht Sözleşmesi ile Alman yargıçların ‘halk’ anlayışı devre dışı kalmıştır.
Ama nedense Federal Anayasa Mahkemesi yargıçları adeta sessizliğe gömülmüştür.
“Bu sözleşme Alman Anayasası ile bağdaşmıyor” diyen olmamıştır.
Evet, Alman Anayasası’nın “Bütün insanlar yasa önünde eşittir. Cinsiyeti, soyu, ırkı, dili, yurdu ve kökeni inancı, dini veya siyasi görüşleri dolayısıyla hiç kimse mağdur edilemez ve hiç kimseye imtiyaz tanınamaz” denilen 3’üncü maddesi ihlal edilmektedir.
Hem de yıllardır.
Bu ayrımcılığa, dışlamaya artık son verilmelidir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!