FRANKFURT
Oluşturulma Tarihi: Kasım 20, 2020 13:53
Yaşar Üniversitesi, binlerce kişiye istihdam yaratan rüzgâr enerjisi santralları çalışanlarının niteliğinin yükseltilmesi amacıyla İzmir’de uluslararası bir eğitim merkezi açıyor. Üniversitenin, Avusturya Kalkınma Ajansı katkıları, Avusturyalı ve Türk proje ortakları ile sektör bileşenleriyle birlikte başlatacağı proje, ülkemizde 10 yılda 10 kat artış gösteren rüzgâr enerjisi santrallarının, servis ve bakım hizmetlerinde çalışacak personelin kalifikasyonunun yükseltilmesi için hayata geçirilecek.
YAŞAR Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Başkanı Dr. Emrah Bıyık, ülkemizde, yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji üretimi alt yapısının ilk olarak 2005 yılında çıkarılan Yenilenebilir Enerji Kanunu olduğunu hatırlattı. Bıyık, “2011-2020 dönemi için Avrupa Birliği uyumu kapsamında çıkarılan Yenilenebilir Enerji Eylem Planı ile de çevre dostu enerji kaynaklarına yönelim hedefleri belirlendi. Yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde de rüzgâr öne çıkan üretim kaynağı olarak görülebilir. Rüzgâr Enerjisi Potansiyel Atlası’na göre, Türkiye rüzgâr enerjisi potansiyeli, 48 bin MW olarak belirlenmiş durumda. 2020 yılı Eylül ayı sonu itibarıyla ülkemiz tüm enerji santrallarının toplam kurulu gücü 93 bin 207 MW’a ulaştı. Ülkemiz kurulu gücünün kaynaklara göre dağılımına baktığımızda ise yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim santralları (hidrolik enerji, güneş, rüzgâr, jeotermal) 45 bin 743 MW, termik kaynaklı elektrik üretim santralları (doğal gaz, kömür, diğer kaynaklar) 47 bin 464 olduğu görülmektedir. Toplam kurulu gücün yüzde 49’unu oluşturan yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim santralları içerisinde, rüzgâr enerjisine dayalı üretimin payı ise Eylül 2020 verilerine göre, toplam güce oranı yüzde 8.66 ile 8 bin 77 MW olduğu görülmekte” dedi.
10 YILDA 10 KAT ARTTIÜlkemizin rüzgâr kapasitesinin türbin teknolojilerindeki aralıksız gelişmeler nedeniyle arttığına dikkat çeken Dr. Emrah Bıyık, “Hazırlanan eylem planları doğrultusunda, ülkemizde kurulu gücü her geçen gün artan ve 10 yılda 10 kat artış gösteren rüzgâr enerjisinde Türkiye’nin 2030 yılında 25 bin MW’a ulaşacağı öngörülüyor. Üretim kaynaklarının servis, bakım hizmetlerinin sağlanmasına bağlı olarak nitelikli personel ihtiyacı da artmakta. Türkiye’de rüzgâr enerjisi binlerce kişiye istihdam sağlıyor. Yatırımlar arttıkça bu alandaki insan kaynağı ihtiyacı da aynı ölçüde artmaya devam edecek” diyerek sektördeki kalifiye ve yetişmiş eleman ihtiyacının da artacağına dikkat çekti.
AVUSTURYALI VE TÜRK ORTALIĞIYLA...Bıyık, bu kapsamda, dünyada gelişen teknolojiler de dikkate alınarak, rüzgâr enerjisi santrallarında servis ve bakım hizmetlerinde çalışacak personelin kalifikasyonunun yükseltilmesi ihtiyacının giderilmesi amacıyla Avusturya Kalkınma Ajansı katkısıyla bir eğitim alt yapı projesinin Yaşar Üniversitesi, Avusturyalı ve Türk proje ortakları ile sektör bileşenleriyle birlikte başlatılacağını söyledi. Dr. Bıyık, dünyanın en etkili bilim insanları listesinde yer alan Yaşar Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Asli Üyesi
Prof. Dr. Arif Hepbaşlı’nın da eğitmen kadrosunda yer alacağını ifade etti.
BİR İLK OLACAKTek bir eğitim kurumundan sunulan ve rüzgâr enerjisinin tüm alanlarını kapsayan mesleki veya ilave eğitimin Türkiye’de bulunmadığına dikkat çeken
Dr. Emrah Bıyık, “Türkiye’de
Yaşar Üniversitesi ile işbirliği ile hayata geçirilmesi planlanan yeterlilik merkezi projesi, RES bakımı uzman çalışanları ile ilgili eksikliği giderme açısından esaslı ve sürdürülebilir bir katkı sağlayacak. Bu proje ile rüzgâr enerjisi alanında mesleki yeterlilik kazandıran bir yeterlilik merkezi yaratılması planlanmakta. Bu, Türkiye için uzun vadede ekonomik ve bir sosyal katma değer, yerli iş piyasası durumunun iyileşmesi demektir. Bu projenin karakteristik özelliği, ilerleyen zamanda uzman çalışanlara aşırı derecede ihtiyaç duyulacak bir alanda boşluğu kapatmasıdır. Çalışanların uluslararası standartlara göre daha yüksek vasıflandırılmaları, Türkiye ekonomisine hem yerli hem de küresel piyasada katma değer kazandıracaktır” dedi.
İZMİR HEM ÖNCÜ HEM DE KONUM OLARAK AVANTAJLILisanslı rüzgâr enerjisi santrallarının illere göre dağılımına bakıldığında, toplam kurulu güç bakımından ilk sırada yer alan İzmir’in, üretim sektörünün yanında bakım, onarım, servis hizmetlerinde de öncülük edebileceğini kaydetti. Kentin, birkaç saatlik mesafe ile Türkiye’deki rüzgâr enerjisi kurulu gücünün yarısından fazlasına hizmet verebilecek bir konuma sahip olduğunu da hatırlatan Emrah Bıyık, “İzmir ve çevresindeki Balıkesir, Çanakkale ve Manisa gibi illeri dikkate aldığımızda Türkiye’nin rüzgâr enerjisi kurulu güç kapasitesinin büyük bir kısmının bu bölgede yer aldığını görüyoruz. İzmir ve çevresi bu anlamda ülkemize öncülük ediyor” diye konuştu.