Ahmet KÜLAHÇI / Fotoğraf: dpa
Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2019 10:25
Evet... Koskocaman bir yılı daha geride bırakıyoruz... Ve yeni bir yıla giriyoruz. 2019, kimimiz için neşe, sevinç, mutluluk doluydu, kimimiz için de üzüntü, acı, kâbus...
BAZI ülkelerde yaşanan iç savaşlar 2019 yılı boyunca da devam etti. Bebekler, çocuklar, gençler, yaşlılar, kadınlar, erkekler bu anlamsız ‘kardeş savaşlarında’ can verdiler.
Hayatta kalabilmek için milyonlarca insan evlerini, köylerini, kentlerini, hatta vatanlarını terk etmek zorunda kaldı.
Birçok insan, Türkiye başta olmak üzere kendilerine kapılarını açan ülkelere sığındı.
Daha iyi koşullara sahip olma umuduyla Avrupa yollarına düşen birçok sığınmacı Akdeniz’de can verdi.
*
2019, Federal
Almanya Cumhuriyeti için de sıkıntılı bir yıldı.
Hatta politik alanda kara, kapkara bir yıl.
2019’da eski Doğu Almanya sınırları içinde oluşturulan yeni eyaletlerde yapılan eyalet parlamentosu seçimlerinde sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD), Saksonya’da toplam oyların yüzde 27.5’ini alarak, Sosyal Demokrat Parti (SPD), Hür Demokrat Parti (FDP) ve Sol Parti’nin üçünün aldığı oylardan daha fazla oy topladı.
Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi’nden (CDU) ise sadece yüzde 4.1 daha az oy aldı.
AfD, Brandenburg’da da seçmenlerin yüzde 23.5’inin desteğini alarak SPD’den sonra ‘en güçlü parti’ olarak ikinci sıraya yerleşti.
Thüringen’de Sol Parti yüzde 31’le en güçlü parti konumunu korudu.
Ancak AfD yüzde 23.4’le ‘ikinci en güçlü parti’ konumuna yükseldi.
Her ne kadar AfD 2019 yılında Bremen’de yapılan eyalet seçimlerinde yüzde 6.1’de kalsa da, Almanya’da sağ popülistlerin ve aşırı sağcıların “Geliyoruz” sesleri, daha gür çıkmaya başladı.
*
2019, Almanya’nın en köklü partisi olan SPD için tam bir ‘hezimet yılı’ oldu.
Bremen seçimlerinde ilk sırayı CDU’ya kaptırdı.
Mayıs ayında yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde toplam oyların ancak yüzde 15.9’unu alarak CDU ve Yeşiller’in gerisinde kaldı.
Brandenburg’da yüzde 26.2 oyla ilk sırayı koruduğu halde, Thüringen’de yüzde 8.2’ye, Saksonya’da yüzde 7.7’ye düştü.
Alman sosyal demokratların Avrupa Parlamentosu seçimlerinde hezimete uğraması üzerine, tüm gözler ve oklar partinin tarihindeki ilk kadın Genel Başkanı Andrea Nahles’e çevrildi.
İçten gelen tepki ve eleştirilerin artması üzerine Nahles, “Ne haliniz varsa görün” diyerek haziran ayında istifa etti.
Hatta Federal Meclis milletvekilliğini bile bıraktı.
Uzun süren iç sürtüşmeler, tartışmalar ve kavgalardan sonra aralık ayında SPD’nin tarihinde ilk kez ‘eş başkan’ sistemine geçildi.
‘Büyük koalisyonu (CDU/CSU-SPD) sonlandırma’ hedefiyle koltuklarına oturan Saskia Esken ile Norbert Walter-Borjans ikilisi, “Çok da acele etmeyelim” diyerek ‘büyük koalisyona şimdilik devam’ onayı verdiler.
Ama kafalardan, “Bu gidişle büyük koalisyon ne kadar devam eder?” sorusu bir türlü gitmedi.
Gitmeyecek de.
Genel
seçimler 24 Eylül 2017’de yapıldığı halde, uzun süren pazarlıklardan sonra 12 Mart 2018’de, yani yaklaşık 6 ay sonra kurulan ‘büyük koalisyon hükümeti’ için 2020 yılı ‘kader yılı’ olacak.
“Avrupa için atılım, Almanya için yeni bir dinamik ve ülke için yeni bir birliktelik” adını taşıyan ‘Koalisyon Protokolü’ son aylarda daha çok sorgulanmaya başladı.
SPD, bazı alanlarda değişikliğin kaçınılmaz olduğunda ısrarlı.
Muhafazakar kanat (CDU/CSU) ise buna “Hayır” diyor.
Başbakan
Angela Merkel, bu yasama dönemi sonunda, yani 2021 yılında yapılacak genel seçimlerde bir daha aday olmayacağını çoktan ilan etti.
Ancak ‘büyük koalisyon’ o zamana kadar devam edecek mi?
İşte bunu kimse bilmiyor.
Kimse garanti de edemiyor.
Evet...
2020 yılı Almanya’da da ‘kader yılı’ olacak.
Büyük koalisyonun kaderi yeni yılda belirlenecek.
Tabii Başbakan Angela Merkel’in kaderi de...
-------------------------------------------------------
Okuyucularımızın yeni yılını yürekten kutlar, güzelliklerle dolu nice yeni yıllar dilerim.