Yeni nükleer santral

ULUSLARARASI Atom Enerji Ajansı (IAEA) tarafından dünyanın en tehlikeli nükleer santrali ilan edilen Ermenistan’ın Metsamor Nükleer Santrali’nin yerine yenisi yapılıyor. Ermenistan ile Rusya arasında imzalanan anlaşmaya göre, 5 milyar dolara mal olacak yeni santral, son derece güvenli ve modern olacak. Mevcut santrali de eski Sovyet teknolojisi ile yine Ruslar yapmış, Çernobil kadar tehlikeli olduğu için Avrupa Birliği (AB) santralin kapatılmasını istemişti. Ermenistan ise yenisini yapma koşuluyla bunu kabul etmişti.
2011’de başlayacak
Center for Armenian Remembrance (CAR) sitesinde yer alan bilgiye göre, Ermenistan, Metsamor Nüklear Santrali’nin yerine yeni bir nükleer reaktör kurmak için Rusya ile yaptığı anlaşmanın detayları belli oldu.
Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakanı Armen Moysisyan, işbirliği anlaşmasınında nükleer reaktörün tasarlanması, personel eğitimi, reaktör faaliyete geçtikten sonra teknik desteğin ne şekilde yürüyeceği, Rusya’dan santralde kullanılmak üzere ithal edilmesi planlanan nükleer yakıta ilişkin hususların yer aldığını söyledi. Nükleer santralin inşasına 2011’de başlanacak ve 5 milyar dolara mal olacak.
Halen çalışıyor
Metsamor’daki santralin şu an aktif olan bir tek raktörü var ve bu reaktör 400 megawatt kapasiteli. 1976’da açılan bu reaktör, 1988’deki Ermenistan Depremi’nden sonra kapanmış ve 1995’te yeniden açılmıştı. Güvenlik endişelerine rağmen bu reaktörün açılmasında, Türkiye ve Azerbaycan’ın Ermenistan’a uyguladığı enerji ambargosu etkili olmuştu.
Avrupa Birliği (AB), Ermenistan’ın bu reaktörü kapatmasını talep etmiş, Ermenistan ise yeni bir reaktör inşa etmeden bu talebi yerine getirmeyeceğini açıklamıştı.

Radyoaktif sızıntı var

IĞDIR’a 20, Erivan’a ise 50 kilometre mesafede ve sadece bu tarafıyla bile, ‘Nükleer santraller yerleşim yerlerine en az 90 kilometre mesafede bulunmalıdır’ prensibine aykırı. Santralin soğutma suyunu Aras ve Arpaçay ırmaklarından alıp tekrar aynı yere vermesi bölgedeki riski artırıyor. Santralde insan sağlığını ciddi şekilde tehdit eden radyoaktif madde sızıntısı var. Bu durum, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından da dikkatle izleniyor. 1986’da Çernobil’de yaşanan faciaya benzer herhangi bir patlama ihtimaline karşı da bölgeye erken uyarı sistemleri yerleştirildi.