Güncelleme Tarihi:
Erzurum’un Konaklı Kayak Merkezinde 13-15 Ocak günleri yapılacak olan Alp Disiplini 1’nci Etap Yarışmasına katılmak için İstanbul’dan gelen milli kayakçı Aslı Nemutlu, 12 Ocak 2012 günü Bayanlar Süper G pistinde antrenman yaparken kayağının ayağından çıkması sonucu hayatını kaybetti. Ölüm nedeni olarak genel beden travmasına bağlı beyin kanaması, boyun ve omurga kemiği kırıkları, kaburga kemiklerinin batması nedeniyle oluşan akciğer yaralanması gösterilen Aslı Nemutlu’nun hayatına malolan kazayı aydınlatması için bilirkişi olarak önce Atatürk Üniversitesi Beden Eğitim ve Spor Yüksekokulu (BESYO) Spor Sağlık Bilimleri Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Fatih Kıyıcı, atandı.
İLK BİLİRKİŞİ RAPORUNDA, İHMAL VE EKSİKLİK ÖN PLANDAYDI
Bilirkişi Yrd. Doç. Dr. Fatih Kıyıcı, 23 Ocak günü savcılığa verdiği raporda, sosyal tesislerin sorumluluğunun Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünde, mekanik tesisler, kayak pistlerinin hazırlanması ve güvenlik sorumluluğunun Türkiye Kayak Federasyonu (TKF) tarafından hizmet alımı yapılan Anadolu Kayak İşletmeleri ve Turizm Ticaret Ltd.’de olduğunu bildirdi. Yrd.Doç.Dr. Fatih Kıyıcı, tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda "Sporcunun kayağının çıkması bu kötü son için başlangıç olmuştur. Pistin genişliğinin 24.5 metre olmasından dolayı hızını alamaması ya da pistte düşmesi gerçekleşmemiş direk kar perdelerine çarpmıştır. Kar perdesinin üzerinde veya önünde herhangi bir önlem, çarpma anında ölse de kazazedeye ilk müdahale ve ambulansa götürülmesi için gerekli ekiplerin olmaması, ambulansın 20-25 dakikada Erzurum’dan gelmesi, normal bir kaza sonrasından bile kişinin sağlık sorununu ciddi şekilde etkileyecek ihmal ve eksikliktir. Kar perdeleri bu şekilde kullanılamaz. Pistin kayarken sol kenarlarına 'A-net' denilen güvenlik ağlarının uygulanması ve sağlık ekiplerinin eksiksiz çalışmasını önermem akademik ve vicdani sorumluluğumdur. Suni kar yağdırılarak kullanılan pistin Jandarma olay yeri inceleme kayıtlarında 25.5 metre olarak gözüküyor. Oysa FIS’e göre pistin ortalama 30 metre genişliğinde olması gerek. Dünyada birçok kayak merkezinde bulunan rüzgara karşı pisti koruyan ve kar tutmaya yarayan tahta kar perdelerinin karlama makinelerinde olduğu gibi koruyucu süngerle kaplanmamış olması eksikliktir. Süngerle kaplanma ve ağ germe işinin bundan sonraki kazaların şiddetinin hafifletilmesi için mutlaka yapılmalı" denildi.
ASLI’NIN ANNESİ, İKİNCİ RAPORU GÖRÜNCE SAVCIYI ZİYARET ETTİ
Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Hasan Dalak, önceden hazırlanan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu savunarak yeni bir bilirkişi olarak Türkiye Kayak Federasyonu Eğitim Kurulu Üyesi ve Atatürk Üniversitesi BESYO Spor Yönetim Bilimleri Anabilim Dalında görevli Yrd. Doç. Dr. Orcan Mızrak’ı atadı. Kayak sporu ile ilgili birçok konuda makaleleri yayınlanan Yrd. Doç. Dr. Mızrak, olayın gerçekleştiği Konaklı’da inceleme yaptıktan sonra 21 Haziran günü hazırladığı raporu soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Hasan Dalak’a verdi. Rapor ile ilgili olarak dün Erzurum’a gelen anne Ayşe Nemutlu ile avukatı, Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Apaçık ve Cumhuriyet Savcısı Hasan Dalak ile görüştü. Yeni bilirkişi raporunun ’yanlı’ olduğunu ileri süren Ayşe Nemutlu şunları söyledi:
"TKF’NİN SAVCILIĞA VERDİĞİ SAVUNMANIN KOPYASI"
"Rapor genel anlamı ile Türkiye Kayak Fedarasyonu’nun savcılığa verdiği savunmanın kopyası şeklinde. Direk olarak Aslı’yı ve antrenörleri suçluyor. Kayak Federasyonu’nun bu olayda hiçbir suçu olmadığına dair bir rapor. Sonuçta bilirkişi rapor bizi oldukça şaşırttı. İlk bilirkişi Fatih Kıyıcı’nın ve Spor Bakanlığı’nın hazırladığı müfettiş raporu birbiri ile bu kadar parelelken üçüncü bilirkişi raporu, istenmesi enteresan oldu. Başsavcı ve savcı beye endişelerimizi dile getirdik. Ziyaret amacımız buydu. Raporda Aslı’nın düşmeyi bilmediği belirtiliyor. Yani herhangi bir tehlike ile karşılaştığında, milli sporcunun düşmeyi bilmediği konusunda suçlamışlar. Antrenörleri ise pistin koşullara uygun olmadığı halde kaymaya izin verdiği için suçlanmış. Ölüm sebebinin kar perdeleri değil de Aslı’nın düşmesi ile ilgili olduğunu savunuyorlar. O kadar komik ki. Son bilirkişi raporunun dikkate alınmamasını, dayanak olarak gösterilmemesi konusunda itiraz ettik. Sayın savcılara ve adalet sistemine güveniyoruz. Muhakkak 'doğru ortaya çıkar' diye düşünüyorum. Türkiye Kayak Federayonu bu konuda suçlu ise gerekli önlemlerin alınması konusunda da istekli olması gerekir."