Güncelleme Tarihi:
UBP Heyeti Pazartesi gününden beri bir yandan aralarında Berlin'de binlerce üyeye sahip Alevi Derneği'ni, Türk-Alman İşadamları Derneği'nin, Kıbrıs'ta yatırıma sıcak bakan bir işadamının tesislerinin ve Almanya Türk Toplumu'nun da olduğu Almanyalı Türkiyeli'leri ziyaret ederken diğer yandan neredeyse her partiden politikacılarla da temas kurarak bir ilki gerçekleştirmekte.
CDU'dan Berlin Eyalet Meclis Grup Başkanı Friedbert Pflüger, CDU Eyalet Meclisi milletvekili ve CDU Federal Yönetim Kurulu üyesi Emine Demirbüken, CDU federal milletvekili ve Kıbrıs Politikası sözcüsü Bernhard Kaster ve CDU federal milletvekili ve İnsan Hakları Komisyonu Başkan Yardımcısı Holger Haibach ile yapılan görüşmelerde CDU ve UBP arasında gündeme gelecek işbirliğinin temellerinin atılması KKTC ve Almanya arasında bu alanda da ilişkilerin derinleşmesini beraberinde getirecek. SPD federal milletvekili ve Türkiye ve Kıbrıs Politikası sorumlusu Gerd Andres, SPD Berlin Eyalet milletvekili ve Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Dilek Kolat, Yeşiller Berlin Eyalet milletvekili Özcan Mutlu ve Sol Parti federal milletvekili Hakkı Keskin ile yapılan sıcak görüşmeler de sevindirici oldu.
Tüm bunlar olurken acı ama aslında aynı zamanda "kalleş" bir haber bomba gibi düştü. Almanya'da çok az kişinin okuduğu ama Sol Parti için önemli konumda olan Junge Welt isimli gazetenin 23 Nisan 2008 yani Perşembe Günü baskısında geçtiğimiz hafta sonu Kuzey Kıbrıs'ta gerçekleşen Türkiye kökenli milletvekilleri zirvesi ile ilgili "iğrenç" bir haber 1980 Türkiye'sinin "muhbir vatandaşlarının" faaliyetlerini hatırlattı.
"Diplomasi yerine kavga" başlıklı haberde Hakkı Keskin'e ve zirveye katılanlara saldıran bir yazıda bu zirvenin Kıbrıs'ta barış sürecine karşı yapılan bir provakasyon olduğu iddia edilmekte. 2007 yılında ilki yapılan ikinci zirvenin aslında Ankara'nın "yardımcı kuvvetleri" olan Türkiye kökenli milletvekilleri tarafından yapıldığı gibisinden yalanların kaleme alındığı yazıda bir de "muhbir vatandaş" adı verilmekte. Yeni Kıbrıs Partisi Başkanı olduğu belirtilen Murat Kanatlı isimli bir şahsın zirveyi "bir provakasyon ve özellikle Ercan Havaalanı kullanıldığı için zararlı" bulduğu ifade edilmekte.
Murat Kanatlı isimli "ihbarcılar kahramanının" dedikleri kanıt gösterilerek bu yazı ile Hakkı Keskin'in Sol Parti içinde ve diğer milletvekillerinin partilerinde güçsüz duruma düşürülmesi hedeflenen "ihbar" yazısın bu derece zavallı bir şekilde alet olanlara acımaktan başka yapılabilecek bir şey yok. Ancak bu tarz "muhbir vatandaş" tavrıyla Almanya'daki Türkiye kökenli milletvekillerinin Kuzey Kıbrıs'a verdiği destekten rahatsız olan çevrelere bir çift sözüm var: Biz Türkiye kökenli milletvekillerini bu yöntemle yıldırmayı geçmişte Fransa'daki "Türkiye'deki Ermenilerle de anlaşamayan" Ermeni Lobisi de çok denedi! Onun için de Almanya'da ummadığınız kadar güçlüyüz. Kuzey Kıbrıs'a verdiğimiz desteği sizin gibiler sayesinde emin olun çok daha kararlı ve azimli bir şekilde sürdüreceğiz.
Tek üzüldüğüm bizleri Almanya'da "provakatör" olarak gammazlayanların kendilerini solcu olarak tanımlamaları. Bence onlar başka türlü tanımlanmalılar. Biz artık onlara bir isim koyduk. Bu ismi Almanya'nın tarihinden aldık. Merak eden çok kolay onlara ne denmesi gerektiğini Almanya Tarihini araştırarak öğrenebilir.
Tüm Kuzey Kıbrılılara sayfalarına girip 23 Nisan 2008 tarihli gazeteyi bir "acı anı" olarak saklamayı öneriyorum!