Ahmet KÜLAHÇI / Fotoğraf: dpa
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 08, 2019 11:42
Almanya’da iç istihbarattan sorumlu Federal Anayasa Koruma Teşkilatı, ülkedeki aşırı sağcı grupların birbirleriyle yoğun bir ağ kurdukları yönünde ciddi bulgular olduğunu açıkladı. Hatta sığınmacılar, göçmenler ve İslam karşıtı aşırı sağcıların kamu düzenini bozup, iç savaş senaryoları hazırlığı içinde oldukları yönünde ciddi ipuçları bulunduğunu da.
EVET,
Almanya da dahil birçok
Avrupa ülkesinde aşırı sağcılar, çoğulcu demokrasi için gerçekten ciddi bir tehdit ve tehlike oluşturmaya başladı.
Federal İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre Almanya’da 27 bin civarında aşırı sağcı var.
Bunların 12 bin 700’ü her an şiddete başvurmaya hazır.
33’ü de terör eylemlerine.
Almanya’da aşırı sağcı partiler hep vardı.
Günümüzde de öyle.
Bunların başında Almanya Nasyonal Demokrat Parti (NPD), Sağcılar (Die Rechte), Üçüncü Yol, Hareket için, Özgürlük, Cumhuriyetçiler (REP) gelmektedir.
Tabii 2013 yılında sığınmacı, göç, İslam ve Avrupa Birliği (AB) karşıtı olarak politik sahnelere çıkan ve 2017 yılındaki genel seçimlerde toplam oyların yüzde 12.6’sını alarak Almanya’da ‘üçüncü güçlü parti’ konumuna yükselen sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) de.
Şu anda 33 bin civarında üyesi olan AfD, genel seçimlerde 5 milyon 878 bin 115 oy almıştır.
4 bin 800’e yakın üyesi olan NPD de 176 bin 20 oy.
Bu gelişmeler hiç şüphesiz tedirgin edicidir.
Ama daha tedirgin edici ve tehlikeli olanı ise Almanya’da aşırı sağcıların devlet kurumlarında, emniyet teşkilatında, Alman ordusunda hiç çekinmeden ‘renklerini’ açık bir biçimde göstermeye başlamalarıdır.
‘MAD’ kısa adıyla tanınan Askeri Gizli Haberalma Servisi’nin verilerine göre, aşırı sağcı 4 asker geçen yıl ordudan atılmıştır.
2017’de de aşırı sağcı 6 asker.
Alman ordusundaki aşırı sağcıların sayısı hiç şüphesiz bu rakamların çok çok üzerindedir.
Kısa bir süre önce Duisburg’da bir polis aracının ön camındaki güneş koruyucusuna yapıştırılmış, aşırı sağcı ‘Kimlikçiler Hareketi’nin “Kendini savun! Burası senin vatanın” yazılı afişi dikkati çekti.
Tabii tepki de çekti.
Ama görevleri herkesi korumak olan polislerin aşırı sağcıların arasında yer alması haklı olarak, “Ben böyle polislere nasıl güveneyim?” sorusunu da beraberinde getirdi.
*
Aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü davasının müdahil avukatlarından Türkiye kökenli Seda Başay Yıldız’a ‘NSU 2.0’ imzasıyla gönderilen ve hem kendisini hem de çocuğunu öldürme tehdidi içeren mektuplarda Frankfurt Emniyetinde görevli bazı polislerin parmağı olduğu ortaya çıkmıştı.
Bir grup polisin kendi aralarında Hitler ve gamalı haç fotoğrafları paylaştıkları da.
*
1 Mayıs’ta ise Almanya’da tam bir skandal yaşandı.
Saksonya Eyaleti’nin Plauen kentinde 500’e yakın aşırı sağcı, daha doğrusu
neonazi, tam bir gövde gösterisi yaptı.
Gösteriyi aşırı sağcı partilerden ‘Üçüncü Yol’ düzenledi.
Bu partinin üyelerinin çoğu, daha önceki yıllarda Alman makamlar tarafından faaliyetleri yasaklanıp kapatılan aşırı sağcı partilerin önde gelen yöneticileri ve üyeleridir.
Hedefleri demokratik temel düzeni, gerekirse şiddet kullanarak devre dışı bırakmaktır.
Özgürlükler ülkesi Federal Almanya Cumhuriyeti’nde herkes gibi hiç şüphesiz aşırı sağcıların da gösteri yapma özgürlüğü vardır.
Ama neonaziler Plauen sokaklarında ellerinde meşaleler ve tek tip tişörtlerle, yani ‘üniformalarla’ yürüdüler.
Hem de davul çalarak.
Hem de “Nasyonal Sosyalizm şimdi!”, “Almanya uyan!” sloganları atarak.
Saçlarını Hitler gibi taramış, Hitler bıyıklı göstericiler de vardı aralarında.
Hitler selamı verenler de.
Almanya’da geçerli yasalara göre nazi çağrışımı yapan semboller yasaktır.
Aynı politik görüşü paylaştıkları çağrışımı yapan üniforma giymek de.
Hitler selamı vermek de.
Ama Plauen’de neonaziler adeta “Biz yasak da, yasa da tanımayız” dediler.
Hem de polisin gözleri önünde.
Bölge kaymakamının izniyle aşırı sağcı neonaziler tam bir güç gösterisi sergilediler.
Alman makamları buna bilerek göz yumdular.
Tabii hukuk devletinin ayaklar altına alınmasına da.
Evet, “Yasaklar delmek için vardır” denir.
Ya yasalar?