Güncelleme Tarihi:
Merhaba Güzin abla, ben 20 yaşındayım, şu anda Almanya da yaşıyorum. Sorunlarım 8 yaşıma kadar uzanıyor...
O sırada babam bana tacizde bulunmuştu. Annemin haberi yoktu. Korkudan kimseye söyleyemedim? Ancak bir süre sonra, dayanamayıp ağabeyimden yardım isteyince, o da tuttu babamı öldürdü. Şimdi, ağabeyim hapiste... Babam mezarda. Annemin ise bu olayların şoku yüzünden dengesi bozuldu. Şu anda annemle birlikte yaşıyorum ama, o da yaşayan bir ölü gibi. Benim ise psikolojik açıdan durumum hiç iyi değil...
Şu anda kendimi satarak hayatımı kazanıyorum. Bir erkek arkadaşım olmuştu. Fahişe olduğumu öğrenince beni terk etti. Üstelik beni çok sevdiğini söylüyordu. Bu olaydan sonra defalarca kendimi öldürmeye çalıştım. Her seferinde başarısızlıkla sonuçlandı.
Birkaç gün önce annem, bitkisel hayata girdi. Doktorlar artık ümit olmadığını söylüyorlar. Beni hayata bağlayan tek varlık olan annemin de ölümünü göreceğime, bin kez ölmeyi tercih ederim. Bu durumda tekrar intihar etmeyi deneyeceğim. Böyle bir çıkmazın içinde olan bir insan başka ne yapabilir?
RUMUZ: ŞANSSIZ KIZ
Canım kızım, durumuna gerçekten üzüldüm. Bu dünyada ne acılar yaşanıyor, kimsenin kimseden haberi yok...
Babanın suçu affedilecek gibi değilmiş. Ancak ağabeyin elini kana bulayıp, böyle hapislere düşmemeliydi. Bıraksaydı, elbette ona verilecek yasal bir ceza olurdu. Ama artık iş işten geçmiş...
Sen bütün bu olaylardan elbette etkilenmiş olmalısın. Etkilenmemek mümkün mü? Ama bu kadar zayıf davranıp, intihara kalkışmak, psikolojik dengem bozuk, diyerek bunun altına sığınarak bir kadının kendini düşürebileceği en zavallı duruma düşürmek... Bu şekilde para kazanmaya razı olmak, akıl almaz bir durum.
Kızım, bu senin hayatın, artık ne annen, ne baban, ne ağabeyin sana yardım edebilir... Sen kendi hayatından sorumlusun. Ve Kuran’da yazdığı gibi Allah bize önce kendi bedenimize iyi bakmamızı, yaşamımızı en iyi şekilde yönlendirmemiz gerektiğini söylüyor. O halde, artık geçmişe bir sünger çekmelisin. Bütün yaşadıklarını bir kenara atıp, sıfırdan başlayabilmelisin... Bunun için kimseden destek bekleme...
Sana gereken güç, 20 yaşının tüm enerjisinde ve tüm heyecanında vardır... Bu seni ezen ve lekeleyen işe son ver... Gerekirse, ismini değiştir, bulunduğun şehri terket... Başka bir yere, yerleş... Seni kimsenin tanımadığı bir çevrede, gerekirse en basit bir işi yaparak başla yeni hayatına... Ölümden, intihardan da söz etme... Hayat bize verilen bir lütuftur... Onu yaşamamız gerekiyor... Hem de intihar büyük günahlardandır... Elbette karşına iyi biri çıkıp, sana bu yaşadıklarını unutturabilir?
Ben mutluluğu buldum
Sevgili Güzin Abla, yazılarını sürekli takip eden bir okurunuzum. Geçen perşembe genç bir hanımın sorusunu yanıtlamıştınız. O arkadaş, kolunda hemiparezi olduğu ve elini rahatça oynatamadığı için sevgilisinin annesinin evliliklerine karşı çıktığını, bu yüzden ayrıldıklarını yazmıştı. İzin verirseniz ben de buradan ona bazı şeyler söylemek istiyorum. Ben sakat doğmuşum. Doktorlar “Bu bebek yaşamaz, yaşasa da yürüyemez” demişler benim için. Ama ailem beni kendi halime bırakmamış, İstanbul’a getirmiş. Dokuz ameliyat geçirdim, şu anda yürüyebiliyorum çok şükür.
Lise zamanında, ilk aşkı tanıdım. Okul bittiğinde, biz hâlâ birbirimizi deli gibi seviyor, birbirimiz olmadan bir hayat düşünemiyorduk. Sonunda evlenmeye karar verdik. Ben ona zaten başımdan geçenlerden söz etmiş, ameliyat izlerimi bile göstermiştim. O ise bana “Bunun için senden ayrılabileceğimi nasıl düşünürsün? Ailem de böyle bir durumu konu edecek insanlar değil” demişti.
Tanışma faslını atlattık. Tam nişan haftası telefon etti, “Ayrılmalıyız, ben aileme karşı gelemem, onlar olmadan yapamam” dedi. Dünya başıma yıkıldı! Gerekçe aynıydı. Benim hastalığımdan dolayı ileride onlara sorun olabileceğim ve çocuk bakamayacağım düşüncesi...
Zor bir dönem geçirdim. Önce hayata küstüm ama Rabbim öyle büyük ki, bu en zor zamanımda eşimi çıkardı karşıma. İlk başlarda korktum aynı şeyleri yaşayacağım, beni özrümden dolayı kabul etmeyecekler diye. Ama korktuğum gibi olmadı. Ailesi beni sevgiyle bağrına bastı. Şimdi mükemmel bir ikinci aileye sahibim. Kayınvalidem dostum, arkadaşım adeta.
Demem o ki, bu tür dar zihniyetli insanlar için sakın üzülmesin. İyi ki olmamış bu evlilik... Artık nedeni niçini düşünmemeli. Yoksa bu düşünceler yer bitirir insanı.
ŞİMDİ MUTLUYUM İŞTE
Çok doğru söylüyorsun kızım, bu dar zihniyetteki insanlar, hayatın insana ne tür bir gelecek hazırladığının bilincinde bile değiller. Her an, her saniye herkes bir kaza geçirip, bir hastalık yaşayıp, engelli duruma düşebilir. Ya da kimselere layık göremedikleri evlatlarının da engelli bir çocuğu olabilir. Ama Tanrı insanlara hatalarını öyle güzel anlatır, öyle güzel derslerini verir ki... Bak sen ne güzel yaşamını mutlu bir evlilikle sürdürmektesin. Eminim onun da karşısına böyle bir insan çıkacaktır.