Güncelleme Tarihi:
Bağımsız aday olduğu Sivas’tan 17 bin oy alarak milletvekili seçilemeyen Abdüllatif Şener, beraber çalıştığı arkadaşlarıyla biraraya gelerek değerlendirme yaptı. Eşi Berrin Şener’in de katıldığı olduğu toplantıda seçimle ilgili değerlendirmelerde bulunan Şener, sonuçların ülkeye hayır getirmesini diledi.
Seçimlerin seçilenler hakkında verilen bir karar değil, oy verenlerin kendi haklarında verdikleri kararlar olduğunu ifade eden Şener, "İnsanlar kendileri için neyi uygun gördülerse o kararı vermişlerdir. Ancak insanların kendileriyle ilgili verdikleri, ülkenin geleceğiyle bağlantılı vermiş oldukları bu kararlar, oluşan algıları ve kurguları çerçevesinde sonuçlanmaktadır. Eğer seçmenin algısı ve seçmenin gelecekle ilgili kurgusu saptırılmışsa küresel ve ulusal iletişim ve güç merkezleri tarafından bu güç merkezlerinin yönlendirmelerine uygun oluşan algı ve kurgular sonuçları ortaya çıkaracaktır. Bu seçimlerde bu şekilde neticelendirilmiştir" diye konuştu.
'EN DİNAMİK KESİM KÜRTLER'
Seçim sonuçlarıyla ilgili uzun analizler yapmak istemediğini belirten Şener, şöyle devam etti:
"Bu seçimler göstermiştir ki Türkiye’de yaşayan 74 milyon insan birlik beraberlik içinde olmak zorundadır. Ülkemizin bütünlüğü her şeyin önünde. Ancak sindirilen ve yükselen değerlerin var olduğunu görmüş olmaktan üzüntü duyduğumu belirtmek istiyorum. Ülkemizin içinde Sivas’ın bulunduğu büyük kesiminde sindirilen, susturulan, özgüven duyguları tahrip edilerek değerleri yitirilen geniş kitleleri görmek en büyük üzüntümdür. Hiçbir seçimde görmediğim kadar, rastlamadığım kadar insanımızın özgüven duygusunu yitirdiğini, sindirildiğini ve bastırılmış olduğunu görmekten büyük üzüntü duydum.
Bu seçim sonuçlarında en büyük oy artışlarını BDP’nin bağımsızları gerçekleştirdi. Bu gösteriyor ki toplumun, ülkemizin en dinamik kesimi Kürt nüfustur. Bunu da önemli nokta olarak belirlemek gerektiğini düşünüyorum. BDP barajı aşamayacağı için bağımsız olarak aday olan ve BDP çatısında toplanacaklar 22 iken 36 olmuştur. Baktığınızda en dinamik unsurun burası olduğunu görüyoruz. Bunun çok iyi analiz edilmesi gerekir. Bu aynı zamanda bir özgüven duygusunun orada yükseliş halinde olduğunu, kendine oy verme duygusunun güçlü olduğunu gösterir. Ben doğruları anlatmaya çalıştım. Gerçekleri anlatmaya çalıştım. Ancak insanların doğruları ve gerçekleri duyar duymaz ’Bu gerçekten hayatın kendisi ve ülkenin gerçeğidir’ diye oy patlaması yaşanmayacağı görülmüştür. Bu sosyolojik bir olaydır. Bazı şeyleri erken söylemiş olabilirim. İlkokula da 6 yaşında başlamıştım. Toplum bir süre sonra ifadelerimizin doğruluğunu kabul edebilir. Bir şeyi erken söylediğiniz de kabul görmez, zaman alabilir. Biz de doğrularımızın oya dönüşmediğini üzülerek gördük."
HİTLER VE SADDAM ÖRNEĞİ
İslamiyet öncesinde Araplar’in kendi yaptıkları putlara taptıklarını, hatta seyahate çıkarken peynir ve helvadan yaptıkları putlara taptıklarını, acıkınca da onları yediklerini hatırlatan Şener şöyle dedi:
"Peygamber efendiniz bu gerçeği onlara gösterdiği ve çağırdığı halde 13 yıl boyunca putperestliği bırakan insanın sayısı bir avuç kalmıştır. Dolayısıyla bir düşüncenin güçlü olması insanların topyekun birden kabul etmesini sağlamıyor. En saçma, en yanlış düşünceler bile yeri geliyor kitleleri peşinden sürüklüyor. Yeryüzünde büyük heyecanlar oluşturan büyük önemli siyasilerin tamamı ülkelerini felakete sürüklemiştir. Hitler’den daha coşkulu lider yoktu. Hitler’den daha büyük coşkuyla iktidara gelen 20 Yüzyıl’da başka bir dünya lideri yoktur. Hitler’in karizmatik yapısıyla oluşturduğu rüzgarın ardından Alman halkı o zamana kadar hiç çekmediği ızdırabı, parçalanmayı ve elemi çekmiştir. Saddam bir zaman Irak’ta efsaneydi. O efsane Irak halkına tarihin en büyük acılarını çektirmiştir. İnsanlık tarihi coşkulu yönetimler döneminin her zaman coşkulu güzellikler değil çoğu kez coşkulu felaketler getirdiğini gözlemiştir. Ama tüm algıların bozulduğu, herkesin gücün peşinde birleşme iradesi gösterdiği bir ortamda bile ülkenin içinde bulunduğu durumu gören insanların tek başına kalsalar bile 'Kral çıplak' demeleri gerekir. Ben seçim kampanyası boyunca ülke gerçeklerini anlatmaya çalıştım. Suskun ortamda tek başıma ’Kral çıplak’ diye haykırmaya çaba sarf ettim. İçinde bulunduğumuz koşulların küresel güç merkezlerinin oluşturduğu algı ve kurgular etrafında yanlış şekillendiğini haykırdım ve duyurmaya çalıştım. Görevimi yaptığımı düşünüyorum. Tek başıma kalsamda, doğruyu söyleyip haykırmanın her zaman görevim olduğunu düşünerek haykırdım. Bu zeminde de üzerime düşeni yaptım."
'BAZEN ZAFERLERİN EN BÜYÜĞÜ YENİLGİLERDİR'
Sivas’ın kendisine 17 binin üzerinde oy verdiğini ve bunun az bir rakam olmadığını belirten Şener şöyle devam etti:
"İnsanlık tarihini her zaman tek bir kişi kararlılık ile yürüyerek değiştirmiştir. Sivas’ta 17 bin yiğit kadın ve erkek var. Ben Sivas’ımızın bu yiğit insanlarını kutluyor tebrik ediyorum. Bu yiğit insanlar, kurulu siyasetin pasif unsurları olmaktan öte doğru bir siyasetin kurulması için iradelerini ortaya koymuşlardır, cesaretlerini ortaya koymuşlardır. Bireysel anlamda değerlendirecek olursak ben kendimi bu seçimden başarıyla çıkmış buluyorum. Seçim öncesinde seçmenin yüzde 80’i benim Sivas’tan meclise gitmemi isteğini göstermiştir. 'Bunların ne kadarının oy vereceğini bilemiyorum' demiştim. Ama seçim günü bu yüzde 80’den kaçının doğrudan doğruya bizi desteklediğini görmüş olduk. Bizim mücadelemiz hemşehrilerimizin mücadelesidir. Benim mücadelem Türkiye’nin, bu toprakların, ülkenin geleceğinin mücadelesi, çocuklarımızın geleceğinin mücadelesidir. Bazen zaferlerin en büyüğü yenilgilerdir. İnsan bazen kaybettiğini hissettiği, gördüğü anda en büyük zaferi kazanmıştır. Ben bunu bir yenilgi değil bir zafer olarak görüyorum. Ülkemizin yolu aydınlık olsun."
YENİ YOL HARİTASI
Bundan sonra siyasette nasıl yol izleyeceğine, partisinin karar organı ve il başkanları ile yapacakları değerlendirmeden sonra vereceğini belirten Şener, "Bu karardan önce yapacağım ilk iş, bir zamanlar çok popüler ve tartışılan bir kitap vardı. Kütüphanemde olmasına rağmen okuyamamıştım. Barrington Moore’un 'Diktatörlüğün ve Demokrasinin Toplumsal Kökenleri' isimli kitabı var. Bin sayfaya yakın bir kitap. İlk yapacağım iş o kitabı okumak olacak" diye konuştu.
15 KİLO VERDİ
Seçim çalışmalarını 16 Nisan’da başlatan Abdüllatif Şener’in il, ilçe ve köyler olmak üzere toplam 70 bin kilometre yol katettiği öğrenildi. Seçmenlerle şipşak fotoğraf çektiren Şener’in bu çerçevede 40 bin fotoğraf dağıttığı belirtildi. Yoğun seçim çalışmaları kapsamında, Şener’in bir hayli zayıfladığı da gözlendi. Sivas’a geldiğinde 86 kilo olan Şener’in toplam 15 kilo vererek, 71 kiloya düştüğü belirtildi.