Güncelleme Tarihi:
23 Kasım 1992’de Mölln kentinde neonaziler Lars Christiansen ve Michael Peters’in kundakladığı evde yakınlarını kaybeden, kendisi de ağır yaralanan İbrahim Arslan (27), annesi Hava Arslan, kardeşi Namık Arslan (21) ve babası Faruk Arslan’ın yaşamının anlatıldığı belgesel film izleyicilere ırkçı şiddetin mağdurlar üzerinde yarattığı derin yarayı gözler önüne serdi. Beş yıl aileyi ekibiyle izleyen Malou Berlin, “1992’deki cinayetler beni derinden etkiledi. Amacım ırkçı şiddetin öldürülenlerle birlikte tüm bir aileyi, sülaleyi de mahvettiği göstermekti” dedi.
BİZ HEP ORADA OLACAĞIZ
Faruk Arslan ve filmin ağırlıkla üzerine kurulduğu oğlu İbrahim Arslan, geçen neredeyse 20 yılda çok yalnız bırakıldıklarını ifade ederek, “Seri cinayetlerde olduğu gibi Mölln kundaklaması sonrası polis ve kamuoyu bizleri suçlu gibi göstermeye çalıştı. Basında neonaziler yakalanana kadar olayın ırkçılık değil mafya hesaplaşması olduğu yazıldı” dedi.
Baba oğul her yıl yapılan anma törenlerinin kendileri için tarif edilmez bir acıyı beraberinde getirdiğini belirterek, “Her şeyi tekrar yaşıyoruz. Buna rağmen Mölln’ün unutulmasına asla izin vermeyeceğiz. Kimse gelmese dahi Arslan Ailesi var olduğu sürece biz orada olup, aile fertlerimizi anıp, ırkçılığı kınayacağız” dediler.