Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’da neonazi cinayetlerini soruşturan Bavyera Eyaleti Meclis Araştırma Komisyonu, aşırı sağ odaklı terör olaylarında uzman gazeteci ve bilim adamlarını dinledi. Çalışmalarını neonazi terörü üzerine yoğunlaştıran gazeteci Andrea Röpke, 1990 yılından günümüze 150 kişinin neonazi terörüne kurban gittiğini, bunun ancak çok geniş ağı bulunan bir yapılanma tarafından ortaya çıkabileceğini söyledi.
Neonazi terör örgütü NSU’nun sadece bilinen üç kişiden ibaret olamayacağını savunan Röpke, Nürnberg’de işlenen ilk cinayetten önce bölgedeki neonaziler tarafından dağıtılan “Artık eylem zamanı” yazılı el ilanlarının manidar olduğunu söyledi. Aynı zamanda Münih’te işlenen cinayetin de azılı neonazi Norman Bordin’in Münih mahkemesinde yargılanmasından bir gün önceye denk gelmesinin rastlantı olamayacağını belirten Röpke, son olarak NSU terör örgütü üyelerinin birbirlerini öldürmesinden sonra eş zamanlı postalanan videoların sadece şu an tutuklu bulunan ve yargılanmasını bekleyen Beate Zschaepe tarafından postalanmış olamayacağına dikkati çekti.
Andrea Röpke ayrıca NSU üçlüsünün özellikle Bavyera’daki diğer neonazi gruplarla yakın temas içinde olduğunun uzun zamandır bilinen bir gerçek olduğunu ekledi. Seri cinayetleri soruşturmakla görevli Nürnberg’deki Bosporus isimli özel emniyet biriminin 2006 yılında iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Örgütü ile bir çalıştay yaptığını belirten Röpke, burada alakasız neonazi isimler üzerinde durulduğunu, ancak cinayetlerle neonazilerin hiçbir bağlantısının olmadığı yönünde görüş belirtilerek konunun kapatıldığını söyledi.
REFORM GEREKİYOR
Neonazi terör uzmanı Profesör Hajo Funke de olayı soruşturan emniyet güçleriyle istihbarat birimlerinin çalışma sistemlerine eleştirdi. Özellikle istihbarat teşkilatlanın kimseye sorumlu olmadan çalışma göstermesinin demokratik bir ülkede kabul edilemez olduğunu söyledi. Profesör Funke, “Büyük ölçüde dışarıdan muhbir kullanarak faaliyet gösteren Anayasayı Koruma Örgütü bu özelliğini bahane ederek, adamlarımız açığa çıkar ve varolma meşruluğumuz kaybolur düşüncesiyle talep edilen bilgileri vermiyor. Bunun yasalar yoluyla acilen değiştirilmesi ve sistemin reforme edilmesi gerekiyor” dedi.