Ahmet KÜLAHÇI
Oluşturulma Tarihi: Haziran 06, 2020 11:10
DEMOKRASİNİN temeli M.Ö. Antik Yunan’da atılsa da, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), dünyanın en köklü demokratik ülkelerinin başında gelir.
ABD, ‘Eşitlik’, ‘İnsan Hakları’, ‘Adil Yargılama’ ve ‘Kuvvetler Ayrılığı’ temel ilkeleri üzerine kurulmuştur.
Nitekim ‘Hürriyet’, ‘Eşitlik’ ve ‘Kardeşlik’ ilkeleriyle 1789 yılında gerçekleşen Fransız Devrimi’ne de örnek olmuştur.
Ancak ABD’de bu ilkeler yıllarca gözardı edilmiştir.
Özellikle Afro-Amerikan olarak bilinen siyahiler hep dışlanmış, hor görülmüş ve aşağılanmıştır.
Martin Luther King öncülüğünde 28 Ağustos 1963 tarihinde düzenlenen ‘İş ve Özgürlük İçin Washington’a Yürüyüş’ eylemi sayesinde bir yıl sonra ırkçılık ve ayrımcılık yasal olarak yasaklanmıştır.
Ancak yasaklar ve yasalar hep kağıt üzerinde kalmıştır.
Irkçılık hem kafalarda hem de kurumlarda hep varolmuştur.
328 milyon 200 bin nüfuslu ABD’de halkın yüzde 72.4’ünü beyazlar, yüzde 12.6’sını siyahiler ve geri kalanını da diğer etnik gruplar oluşturmaktadır.
Washington Post gazetesinin verilerine göre, 1 Ocak 2015 tarihinden bu yana ABD’de 4 bin 728 kişi polis tarafından öldürülmüştür.
Bunlardan 2 bin 385’i beyaz, bin 252’si siyahi, 877’si Hispanik/Latin’dir.
Polis tarafından öldürülenler arasında siyahilerin oranı yüzde 30’u bulmaktadır.
Yani toplam nüfustaki siyahi nüfus oranının iki mislinden fazla.
*
İşte, 25 Mayıs’ta
George Floyd adında 46 yaşında bir Afro Amerikalı, Minneapolis kentinde beyaz bir polis tarafından öldürüldü.
Hem de ensesine dayadığı dizinin altında can çekişen George Floyd’un “I can’t breathe” (Nefes alamıyorum) diye çığlık atmasına ve yalvarmasına hiç aldırış etmeden. Yanındaki 3 beyaz polis de seyirci kaldı.
17 yaşında genç bir kız, cep telefonuyla 8 dakika 46 saniye boyunca çektiği ve son 2 dakika 53 saniye hiç reaksiyon göstermeyen George Floyd’un yaşamını yitirmesini ve düpedüz ırkçılığı içeren bu görüntüleri sosyal medyada paylaşınca, ABD’de halk sokaklara döküldü.
ABD’nin çeşitli kesimlerinde ırkçılığa karşı protesto gösterileri düzenlendi.
Hatta dünyanın birçok ülkesinde gösteriler düzenlenerek ABD’de yaşanan bu ırkçılık protesto edildi.
Hâlâ edilmekte de.
ABD Başkanı Donald Trump ise göstericilere karşı Amerikan askerlerini devreye sokma tehdidi ile ırkçılığa karşı önlemlerin artırılması yerine adeta yangına körükle gitmekte.
*
Ama yalnız ABD’de değil, ırkçılık her yerde.
Hem kurumsal hem de yapısal ırkçılık.
Yapılan bilimsel araştırmalara göre İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda, Belçika ve diğer Avrupa ülkelerinde, siyahiler başta olmak üzere ‘kendilerinden görmedikleri’ göçmen kökenlilere, demokrasi ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayan bir tutum sergileniyor.
Siyahiler ve göçmen kökenliler için de demokrasinin temel ilkeleri olan milli egemenlik, seçilme ve seçme hakkı, katılım, özgürlük, eşitlik, çoğulculuk, hoşgörü, hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığının geçerli olduğunu nedense hep unutuveriyorlar.
19 Şubat 2020’de Almanya’nın Hanau kentinde Tobias R. isimli 43 yaşında ırkçı bir Alman, 4’ü Türk olmak üzere göçmen kökenli 9 kişiyi öldürdürdü.
Almanya Cumhurbaşkanı
Frank-Walter Steinmeier de, Başbakan
Angela Merkel de, Alman halkını ve tüm demokratları ırkçılığa karşı mücadeleye çağırdılar.
Cumhurbaşkanı Steinmeier, “Ben, ırkçı kin ve nefretin tehdit ettiği tüm insanların tarafındayım” dedi.
Almanya’daki insanların çoğunun her türlü ırkçılığa, kine ve şiddete karşı, demokrasiden, hukuk devletinden, özgürlükten, azınlıkların korunmasından ve din özgürlüğünden yana olduğuna inandığı söyledi.
Başbakan Angela Merkel de hem federal hükümetin hem de tüm demokratların aşırı sağ, kin ve ırkçılığa karşı olduğunu söyledi.
“Almanya’da yaşayan tüm insanların güvenliğini sağlamak bizim en öncelikli görevimizdir” dedi.
“Irkçılık bir zehirdir. Kin bir zehirdir. Ve bu zehir bizim toplumumuzda vardır” dedi.
Tabii ırkçılığa karşı ve bu zehrin yok edilmesi için kararlı bir şekilde mücadele verilmesi gerektiğinin de altını çizdi.
Ama tüm önlem ve mücadeleye rağmen kafalardaki gizli ve sokaklardaki açık ırkçılığı yok etmek hiç de kolay olmayacaktır.