Güncelleme Tarihi:
AŞIRI SAĞCILAR SAHNEYE ÇIKTI
Bunun üzerine İngiltere’nin çeşitli kesimlerinde aşırı sağcılar sokaklara döküldü.
Southport, Londra, Hull, Nottingham ve Liverpool başta olmak üzere birçok kentte aşırı sağcılar tarafından protesto gösterileri düzenlendi.
Bazı camilere, Müslümanlara ve göçmen kökenlilere ait iş yerlerine, dernek ve cemiyetlere saldırıldı.
Bazı mağazalar ve marketler yağmalandı.
Park edilmiş otomobiller ateşe verildi.
Polisle göstericiler arasında çatışmalar çıktı, iki taraftan da yaralananlar oldu.
Tabii çok sayıda kişi de gözaltına alındı.
Polis, 3 kız çocuğunun yaşamını yitirdiği saldırıyı Axel Muganwa Rudakubana’nın düzenlediğini açıkladı.
Anne babasının yıllar önce Ruganda’dan geldiği ve saldırganın Galler’in başkenti Cardiff’te doğduğu, 2013 yılında da ailesiyle birlikte Southport bölgesine taşındığını da.
Tabii saldırganın Müslüman değil, Hıristiyan bir aileden geldiği de ortaya çıktı.
YANGINA KÖRÜKLE GİTTİ
Evet... Yalan dünya, yalancı dünya oldu.
Sosyal medya ‘X’ platformundaki saldırganın Ali Al-Shakati isimli Müslüman olduğu yönündeki ‘yalan paylaşımı’, İslam düşmanı İngiliz Savunma Ligi’nin (English Defence League -EDL) yaptığı görüldü.
Bu ‘yalan paylaşımın’ öncüleri arasında EDL’in eski liderlerinden Tommy Robinson adıyla tanınan aşırı sağcı Stephen Yaxley-Lennon’ın bulunduğu da.
Sosyal medyada milyonlarca kez paylaşılan bu yalan haberi İngiltere’de geçen ay yapılan seçimlerde toplam oyların yüzde 14.3’ünü alarak 5 milletvekili çıkaran sağcı Reform UK Partisi lideri Nigel Farage da destekledi
Aynı zamanda İngiltere’nin AB’yi terk etmesine öncülük edenlerin başında geldiği için ‘Mister Brexit’ olarak da tanınan Nigel Farage, sosyal medyada paylaştığı videoda “Acaba polis Southport’taki olaylarla ilgili olarak halka doğru bilgi veriyor mu?” diyerek komplo teorisyenlerine tam destek verdi.
Yani yalan haberleri destekleyerek yangına körükle gitmeyi yeğledi.
HER ZAMAN KARŞINIZDAYIZ
Aynı zamanda İşçi Partisi lideri olan İngiltere’nin yeni Başbakanı Keir Starmer, aşırı sağcıların giriştiği şiddet dolu gösterileri ‘aşırı sağın haydutluğu’ olarak nitelerken, kimseye göz yumulmayacağını ilan etti.
Gerekirse özel tedbirlerin artırılacağını ve 24 saat çalışacak nöbetçi mahkemelerin devreye sokulacağını söyledi.
‘Demokrasinin beşiği’ olarak bilinen İngiltere’de demokrasi sevdalıları, “Biz de varız. Hem de sizden daha fazlayız” diyerek yollara çıktılar.
Bazı kentlerde onlardan daha önce davranıp “Burada nefrete yer yok”, “Aşırı sağı durdurun”, “Irkçılığa hayır” diyerek aşırı sağcılara karşı protesto gösterileri düzenlediler.
“Sığınmacılar hoş geldiniz”, “İngiltere, İngilizler ırkçılığa karşı” sloganları attılar.
Bu gösterilere sivil toplum örgütleri de destek verdi.
Demokrasiden, özgürlükten, hukuk devletinden yana olan çevrelerden de tam destek geldi.
Demokrasi sevdalıları, yalan haberlerle barış içinde birlikte yaşamı dinamitlemeye yeltenen aşırı sağcılara, çok açık bir biçimde “Biz her zaman karşınızdayız” mesajı verdiler.
Ve ‘yalancının mumunun en fazla yatsıya kadar yanacağını’ gösterdiler.
Ve ‘yalan dünyanın, yanlış-yalan, uydurma haberlerle yalancı dünyaya dönüştürülmesine’ izin vermeyeceklerini de sergilediler.
Tabii sosyal medyada yalan haber paylaşımlarına karşı daha ciddi önlemler alınmasını da istediler.