Yabancı düşmanlığına daha kapsamlı tepki verilmeli
Güncelleme Tarihi:
Avrupa’da ırkçı fikirlerden beslenen partilere kamuoyu desteğinde son dönemlerden artış gözlendiğine işaret eden Çavuşoğlu, klasik partilerin seçmen çekebilmek için yabancı karşıtı partiler gibi “ırkçı” ve “ayrımcı” söylemlerde bulunmaya başladıklarını belirterek, “Bu son derece yanlış bir trend. Popülist söylemlerin arkasına sığınmamalıyız. Avrupa’nın temeli çeşitliliğe saygıya dayalı açık toplum üzerine olmalıdır” dedi.
HOLLANDA’ya resmi bir ziyaretten bulunan Avrupa Komisyonu Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hollanda Senatosu Başkanı Rene van der Linden ve Meclis Başkanı Gerdi Verbeet ile bir araya geldi. Çavuşoğlu, görüşmelerinin ardından parlamentoda düzenlenen “Modern küresel dünya ve Avrupa’da Türkiye’nin rolü” konulu yuvarlak masa toplantısına katıldı. Daha sonra Hollanda Senatosu’nda bir konuşma yapan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanı ve AK Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, Romanlara karşı uygulanan ayırımcılığın buzdağının yalnızca görünen kısmı olduğuna dikkat çekerek, vrupa’da ırkçı fikirlerden beslenen partilere kamuoyu desteğinde son dönemlerde artış gözlendiğine dikkat çekti. Çavuşoğlu, klasik partilerin seçmen çekebilmek için yabancı karşıtı partiler gibi “ırkçı” ve “ayrımcı” söylemlerde bulunmaya başladıklarını belirterek, “Bu son derece yanlış bir trend. Popülist söylemlerin arkasına sığınmamalıyız. Değişen bir dünyada yaşıyoruz. Bizim politikacı olarak birinci sorumluluğumuz yeni siyasi gelişmeleri görmek, seçmenlerin kaygı duydukları konuları açıkça tartışmak ve gerçek sorunlara uygun çözümler önermektir” dedi.
Politikacılara önemli görevler düştüğünü ifade eden Mevlüt Çavuşoğlu, “Bu bağlamda politikacıların, siyasi tartışmalarda yabancıların karalanmalarına meydan verilmemesi konusunda özel sorumlulukları vardır. Politikacılar hoşgörü, saygı mesajı vermelidirler” ifadesinde bulundu.
Yabancıların “tehdit” olarak görülmemesi gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu, şunları söyledi: “Avrupa’nın temeli çeşitliliğe saygıya dayalı açık toplum üzerine olmalıdır. Ayrımcılığa, korkuya, dışlanmaya değil. Göçmenler ‘tehdit’ olarak, değil, ‘fırsat’ olarak görülmelidirler. Irkçılık, yabancı düşmanlığı, anti semitizm, İslamafobi ile ayrımcılık ve hoşgörüsüzlüğe neden olan her türlü fobileri yok etmeliyiz. Kültürler ve dinlerarası diyaloğu teşvik etmeliyiz.”