Güncelleme Tarihi:
ABD SEÇİMİ ÖNCESİ AÇIKLAMALAR
Evet...
Başka ülkelerin politikacılarının veya politikaya soyunanlarının Almanya’da yapılacak seçimlere müdahale etmeleri doğru değildir.
Olamaz da olmamalıdır da...
Ama bu tüm ülkeler ve tüm politikacılar için geçerli olmalıdır.
5 Kasım 2024 tarihinde ABD’de yapılan başkanlık seçimleri öncesi, Alman politikacıların çoğu Demokratlar’ın adayı Kamala Harris’ten yana olduğunu gizlemedi.
Alman özel televizyonu Sat. 1’de yayınlanan bir programda Şansölye Scholz, “O’nu çok iyi tanıyorum. Kesinlikle çok iyi bir devlet başkanı olur” diyerek tercihinin Kamala Harris olduğunu söylemekten çekinmedi.
Benzer yaklaşımlar, Trump’tan yana olan Macaristan dışındaki Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde de sergilendi.
TÜRK POLİTİKACILARA İZİN VERİLMEDİ
Almanya’da biz bu tür yaklaşımlara daha önceki yıllarda da tanık olduk.
Birçok ülkeden farklı partilerden politikacılara Almanya’da seçim kampanyası etkinlikleri düzenleme olanağı sunulurken, Türk politikacılara izin verilmedi.
Almanya’da 24 Eylül 2017’de yapılan genel seçim öncesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli seçmenlere “Bunlar Türkiye düşmanı” diyerek CDU, SPD ve Yeşiller’e ‘oy vermeyin’ çağrısında bulunması, Almanları küplere bindirdi.
Dönemin CDU’lu Almanya Başbakanı Angela Merkel, “Bizim içişlerimize kimse karışamaz. Buna izin vermeyiz” dedi.
SPD’nin o dönemdeki başbakan adayı Martin Schulz da, Twitter hesabından “Erdoğan ölçüyü iyice kaçırdı. Özgür ve demokratik Türkiye için savaşanlara daha çok destek olacağız” paylaşımında bulundu.
“Bizim içişlerimize karışmayın” diyen Alman politikacılar, Türkiye’de 2023 yılında yapılan cumhurbaşkanı seçimleri öncesi Türkiye’nin içişlerine karışmayı yeğlediler.
Yeşiller’in Eş Başkanları Ricarda Lang ile Omid Nouripour, Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarına, “Erdoğan’a değil, muhalefetin cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verin” çağrısında bulundular.
Hatta Yeşiller yönetimi, “Almanya’da ikamet eden ve Türkiye’de oy kullanma hakkına sahip herkesin 14 Mayıs’ta sandık başına giderek Türkiye’deki demokratik dönüşüm süreci için oy kullanmalarını rica ediyoruz” çağrısında bile bulundu.
Yani “Erdoğan’a oy vermeyin” dediler.
Hem de çok açık bir biçimde...
*
Evet...
Başkalarına “İçişlerimize karışmayın!” demek kolaydır.
Ama ya sizlerin yaptığı nedir?
Sizlere ne demeli?
Sizlerin yaptığına ne demeli?
Başkalarına bir şey söylemeden önce kendiniz şöyle bir aynaya bakın ne olur!