Ya İslam düşmanları ne olacak?
Güncelleme Tarihi:
Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’de giriştiği ve aralarında çok sayıda çocuk ve kadının da bulunduğu 1400 insanı, sivili öldürmesi ve 200’ün üzerinde kişiyi de rehin alması üzerine, Almanya’da göçmen kökenlilerin Alman vatandaşlığı tartışmaları yeniden gündeme yerleşti. Daha önce de yazdım. İşte yine yazıyorum.
SINIR DIŞI GÜNDEME GELDİ
Hamas’ın giriştiği saldırıları kınamak için Almanya’da ‘İsrail’le dayanışma’ gösterileri düzenlendi.
İsrail’in saldırıları da Filistin’e destek veren ve aralarında Almanların da bulunduğu ağırlıklı olarak Arap kökenlilerin katıldığı gösterilerde kınandı.
Başta başkent Berlin olmak üzere Almanya’nın birçok kentinde ‘Filistin’le dayanışma’ gösterileri yasaklandı.
Alman Anayasası’nın ‘Toplanma Özgürlüğü’ başlıklı 8’inci maddesini görmezden, duymazdan gelen birçok Alman politikacı, ‘Filistin’le Dayanışma’ gösterilerine katılanları ‘Hamas yandaşı’ gibi gösterip, sınır dışı edilmelerini gündeme getirdiler.
Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Friedrich Merz, “Alman vatandaşı olmak isteyen, İsrail’in varoluş hakkını kabul etmelidir” dedi.
‘Kardeş parti’ Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Federal Meclis Grup Başkanı Alexander Dobrint, Friedrich Merz’e tam destek verdi.
İkisi de İsrail’in varoluş hakkını kabul etmeyenlere Alman vatandaşlığı verilmemesini istedi.
Hükümetin büyük kanadı Sosyal Demokrat Parti (SPD) Eş Başkanları Lars Klingbeil da Saskia Esken de “Kim ki, bizim değerlerimizi paylaşmıyor, antisemitizmi (Yahudi düşmanlığını) ve terörü destekliyorsa, ona Alman pasaportu verilmemeli” açıklamasında bulundular.
Hükümetin küçük ortağı Hür Demokrat Parti (FDP) Federal Meclis Grup Başkanı Christian Dürr, “Kim ki, Hamas’ın İsrail’e karşı terörünü överse, ülkemize hoş gelmemiştir” diyerek, Yahudi düşmanı olanlar ile Yahudi düşmanlığı eğilimlilere Alman vatandaşlığı verilmemesi gerektiğini söyledi.
FDP’li Federal Adalet Bakanı Marco Buschmann da “Yahudi düşmanlarının Alman vatandaşı olmalarını engellemek için gereken önlemleri almalıyız” dedi.
Sağ popülist Almana için Alternatif (AfD) ise zaten baştan beri İslam ülkelerinden gelenlere Alman vatandaşlığı verilmesine karşı.
‘Filistin’le dayanışma’ gösterilerine katılanların sınır dışı edilmelerini isteyen politikacılar oldu.
Hatta Alman pasaportlarına el konulmasını isteyenler bile.
RESMİ VERİLER FARKLI SÖYLÜYOR
Her ne kadar hukuk uzmanları, Almanya gibi bir demokratik hukuk devletinde Yahudi düşmanı tutum sergiledikleri gerekçesiyle, koşulları yerine getiren göçmen kökenlilere Alman vatandaşlığı verilmemesinin Alman Anayasası’ndaki temel özgürlük haklarıyla kesinlikle bağdaşmayacağı uyarısında bulunsalar da kimse buna kulak asmıyor.
Almanya’da toplumsal barışın korunması için düşmanlıklara kesinlikle yer olmamalıdır.
Ama resmi verilere göre, Almanya’da ‘safkan’ Almanlar arasında Yahudi düşmanlığının çok çok daha yaygın olduğu yer aldığı halde, bunun üzerine gereken şekilde gidilmemektedir.
Tabii bu Alman pasaportu tartışmaları sürerken, insanın aklından ister istemez “Ama niye yalnız Yahudi düşmanları? İslam düşmanları, Müslüman düşmanları ne olacak?” demek geçiyor.
Federal İçişleri ve Yurt Bakanlığı’nın resmi verilerine göre, Almanya’da her iki kişiden biri İslam düşmanlığı içeren söylemleri benimsemekte, desteklemektedir.
Yani bir yerde ya İslam düşmanı ya da İslam düşmanlığı eğilimlidir.
Almanya’da 5 milyonun üzerinde Avrupa Birliği (AB) ülkeleri vatandaşı vardır.
Bunların büyük bir bölümü de aynı zamanda Alman vatandaşıdır, yani ‘çifte vatandaş’ statüsündedir.
Bunlar arasında da İslam karşıtı, İslam düşmanı ve İslam düşmanlığı eğilimli olanların oranı, ‘safkan’ Almanlardan daha düşük değildir.
HANGİ YASAYA DAYANARAK ALACAKSINIZ?
Evet...
‘Safkan’ Almanların ellerinden pasaportlarını almak yasal olarak mümkün değildir.
İyi de, Yahudi düşmanı olduklarından hareket ettiğiniz göçmen kökenlilerin ellerinden pasaportlarını alacaksınız da ‘çifte vatandaş’ statüsündeki İslam düşmanı AB üyesi ülke vatandaşlarının Alman pasaportlarını ne yapacaksınız?
Kaldı ki, Almanya’da yaşayan 5.5 milyona yakın Müslüman’ın çok büyük bölümü Alman vatandaşıdır.
Hem de ‘sadece’ Alman pasaportları vardır.
Bu insanların ‘vatanı’ Almanya’dır.
Başka bir ülke vatandaşlığı olmayan bu insanların ellerinden Alman pasaportlarını hangi hakla, hangi yasaya dayanarak alacaksınız?