Ya AB ya da yaptırım tehdidi

Güncelleme Tarihi:

Ya AB ya da yaptırım tehdidi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 18, 2020 09:46

Türkiye ile ilişkilerde ne zaman gerginlik ve sıkıntılar yaşansa ya “Avrupa Birliği (AB) ile müzakerelere son verilsin” ya da “Ekonomik yaptırım uygulansın” sesleri yükselir. Protestan cemaatine ait İzmir’deki Diriliş Kilisesi’nin rahibi Amerikalı Andrew Craig Brunson, FETÖ üyesi olmak ve casusluk yapmak şüphesiyle gözaltına alınır, hemen Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD), “Türkiye’ye ekonomik yaptırım” tehdidi gelir.

Haberin Devamı

Ya AB ya da yaptırım tehdidi
TÜRKİYE, Rusya’dan S400 hava savunma sistemi satın almak için sözleşme yapar, ABD’den “Türkiye’ye yaptırım” sesleri yükselir.
Hatta Türkiye’nin NATO’dan atılmasını isteyen Amerikalı politikacılar bile olur.
Türk Hava Kuvvetleri, Türkiye-Suriye sınırında Türkiye’nin hava sahasında Rus uçağını düşürür, Moskova’dan ‘ekonomik yaptırım’ tehdidi gelir.
Uygulanır da...
Rusya’dan Türkiye’ye turist gitmesi yasaklanır.
Türkiye’den meyve sebze alınması da.

*


Türkiye ile Almanya arasında zaman zaman yaşanan gerginliklerde de öyle.
Alman Parlamentosu yıllarca ‘katliam, tehcir ve felaket’ olarak nitelediği 1915 yılındaki Ermeni olaylarını 2016 yılında ‘soykırım’ olarak kabul edince, Ankara ile Berlin arasında gerginlik yaşandı.
Türkiye’nin, Konya’daki NATO üssündeki Alman askerlerini Alman milletvekillerinin ziyaret etmesine izin vermemesi üzerine bu gerginlik arttı.
Almanya 200’e yakın askerini geri çekti.
Tabii muhafazakârından solcusuna kadar her partiden birçok milletvekilli, “Türkiye ile AB arasındaki müzakerelere derhal son verilsin” diyerek seslerini yükselttiler.
Aynı yıl Türkiye kökenli Alman gazeteci Deniz Yücel ile Alman insan hakları aktivisti Peter Steudner’in Türkiye’de tutuklanmaları, Almanları çileden çıkardı.
Yeniden, “Türkiye’ye ekonomik yaptırım uygulansın”, “Türkiye’nin AB’de yeri yok. Müzakerelere derhal son verilsin” sesleri yükseldi.
Benzer sesler Avusturya’dan da geldi.
Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, her fırsatta “Türkiye ile AB arasındaki müzakerelere son verilsin” diyor.
Türkiye’nin sığınmacılara Bulgaristan ve Yunanistan sınırlarını açması, ülkesinin kapılarını sığınmacılara kapatan Sebastian Kurz’u küplere bindirdi.
“AB, Türkiye’ye yaptırım uygulamalı” dedi.
İktidara gelebilmek için aralarında faşistlerin de bulunduğu aşırı sağcı, sağ popülist Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) ile 2017-2019 yılları arasında ortaklık bile yapan Sebastian Kurz, Türkiye karşıtı tutumunda ısrar ediyor.
Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron da öyle.
Türkiye kendi anakarasına 15 km. Yunanistan anakarasına 450 km. uzaklıkta Doğu Akdeniz sularında sondaj ve sismik gemilerle araştırma yapar, Emmanuel Macron, Paris’ten Ankara’ya sopa gösterir.
“Yunanistan’ın ve Kıbrıs’ın (Güney Kıbrıs) yanındayız” der.
Hatta Fransız askerlerin Türkiye’nin dibinde Yunan askeriyle birlikte ortak manevra yapmasına izin verip, aklı sıra Türkiye’ye gözdağı verir.
Tabii Macron da ‘Türkiye’ye yaptırım’ tehdidini yineler.
“Türkiye ile AB arasındaki müzakerelere son verilsin” der.
Fransa savaşan ülkelere bile silah satar, ama Libya’da seçimle gelmiş hükümete destek veren Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını ister.
Ama AB’nin Belarus’a (Beyaz Rusya) yaptırım uygulamasını engellemek için tüm imkânlarını kullanan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi karşında sus pus olur.

*

Haberin Devamı


Ermenistan, Azerbaycan sınırları içinde kalan Dağlık Karabağ’ı işgal eder, AB sessiz kalır.
Ermenistan’a bağlı güçler Azerbaycan sınırları içindeki Hocalı’da 83’ü çocuk 106’sı kadın 613 Azerbaycan Türk’ünü katleder, AB seyirci kalır.
Azerbaycan topraklarının beşte biri 28 yıldır Ermenistan işgalindedir.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu 1993 yılında aldığı 3 ayrı kararla Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini ve Ermenistan’ın işgal ettiği bölgelerden çekilmesini istemiştir.
Daha sonraki yıllarda Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) da, Avrupa Konseyi de, Avrupa Parlamentosu da, NATO da öyle.
Ama buna rağmen Ermenistan bırakın işgal bölgesini terk etmeyi, yeniden bir saldırıda bulunup adeta Azerbaycan’a savaş açmıştır.
AB ise sesini yükseltip Ermenistan’a “uluslarası sözleşmelere usulsüz olarak işgal ettiğiniz bölgeyi terk edin” diyememiştir.
AB, “Sorun barışçıl yöntemlerle çözülmeli” açıklamasıyla yetinmektedir.
Azerbaycan’a destek veren Türkiye’ye ise tehditler yağdırmaktadır.
Fransa, Almanya, Avusturya, Yunanistan başta olmak üzere birçok AB ülkesi “Türkiye’ye yaptırım uygulansın” demekteler.
Tabii her zaman olduğu gibi, “Bu Türkiye’nin AB’de yeri yoktur. Türkiye-AB arasındaki müzakerelere derhal son verilsin” demeyi de sürdürmekteler.

BAKMADAN GEÇME!