Güncelleme Tarihi:
KARL May’in ,1860’ların Vahşi Batı’sındaki kovboy ve Kızıldereliler üzerine kurguladığı romanı, Almanya’nın efsane hikâyeleri arasında yer alıyor. Geleneksel Karl-May açık hava gösteri oyunları ise 1952’den beri Bad Segeberg’deki Kalkberg sahnesinde her yaz sergileniyor. 7 bin 700 seyirci kapasitesine sahip Kalkberg-Arena’da günde iki gösterim yapılıyor. 1952’den bu yana Karl-May oyunlarını yaklaşık 14 milyon kişi izledi. Son yıllarda ise her yaz ortalama 430 bin seyirci rakamına ulaştı. Kadrosunda 12 oyuncunun yanı sıra 35 figüran, 12 atlı binici, 10 dublör bulunuyor. Ayrıca oyunların vazgeçilmezi 25 at, bir midilli, bir kartal ve bir de şahin yer alıyor.
GÖRSEL BİR ŞOV
Sıla Şahin’in yer aldığı oyun ise Wulf Leisner tarafından açık hava tiyatroları için yazıldı ve prömiyeri 9 Temmuz 1966 tarihinde Karl May Festivali kapsamında Bad Segeberg'deki Kalkberg Stadı’nda gerçekleştirildi. Amfi tiyatro gösterisi film sahnelerindeki patlama ve yanma gibi sahnelerin de canlandırıldığı görsel bir şov olarak gerçekleşiyor. Yeni sezonda Vahşi Batı’da Kızıldereli karakteri Winnetou’nun âşık olduğu ‘Ribanna’ karakterini oynayacak olan Sıla Şahin, 2017’de de yine Karl May Açık Hava sahnesinde ‘Beyaz Tüy’ karakterini canlandırmıştı.
BENİM İÇİN ONUR VERİCİ
RTL’de hafta içi her gün yayınlanan ‘Alles was zählt’ (Önemli Olan Her Şey) adlı dizide de Miray Öztürk karakterini canlandıran Sıla Şahin, bu oyunda Ribanna karakterini canlandırıyor. Bunun kendisi için onur verici olduğunu ifade belirten Şahin, “Çocukken Kızılderili gibi giyinmeyi çok severdim. Onların kendi dünyalarında ve kabilelerinde ne kadar bilgece ve özgürce yaşadıklarına her zaman hayran olmuşumdur. İlk kez 2017’de rol aldığım bir oyunda ata binmeyi öğrendim” dedi. Konuk oyuncuların sadece bir kez oynamasına iznin verildiğini belirten Şahin, kendinsin ikinci kez farklı bir karakteri canlandırarak rol almasının ayrı bir heyecan yarattığını söyledi.
‘DÖRT GÖZLE BEKLİYORUM’
“Ribanna karakteri zamanının çok ötesinde, cesur bir şef kızı ve kabilesi için yaşıyor. Kültürüne ve halkına sıkı sıkıya bağlı. O dönemdeki herhangi bir erkek gibi ava çıkıyor, savaşıyor ve ata biniyor ki, bence böylesine güçlü bir karakteri oynayabilmek harika. Ayrıca o zamanlarda özgürce yaşamaya çalışıyor ve kendini kabilesinin yasalarının kısıtlamalarından kurtarmaya çalışıyor. Seyirciyi büyülemek ve seyircinin enerjisini almak harika bir duygu. Oyunun prömiyeri 29 Haziran'da ve 8 Eylül'e kadar oynuyoruz! Almanya'nın dört bir yanından gelecek ziyaretçileri dört gözle bekliyorum.”