Güncelleme Tarihi:
Toplantının önceki gün konuğu olan Almanya eski Cumhurbaşkanı Richard von Weizsaecker, Türkiye'nin bölgedeki rolüne dikkat çekerken, ABD'nin Irak'a girmeden önce Osmanlı'nın tecrübesinden faydalanmamasının hata olduğunu söyledi. Türkiye'den ve Almanya'dan davet edilen öğretmenlerin katıldığı bir haftalık seminere, İstanbul Politikaları Merkezi Direktörü Prof.Dr. Üstün Ergüder de von Weizsaecker ile birlikte konuşmacı olarak katıldı.
“Global dünyada kimlikler” konulu bir tebliğ sunan Richard von Weizsaecker, Türkiye'ni AB üyeliği konusunda Almanya'da farklı görüşler bulunduğunu belirtirken, “Bugünlerde Avrupalılar, ABD tarafından, Türkiye'nin AB'ye alınması için baskı görüyor. Bunun da soğuk savaş döneminde, Türkiye'nin Sovyetlerden gelebilecek muhtemel tehlikelere karşı önemli bir karşı blok pozisyonunda olması gibi derin kökleri var. Tabi ki bu konuda bazen Almanya'da çok farklı görüşler mevcut. Ben ise her zaman Türkiye'nin AB'ye üyeliğinden yanaydım” dedi.
Cumhurbaşkanlığı öncesinde Berlin Eyalet Başbakanlığı görevinde de bulunan Weizsaecker, Irak savaşı öncesinde ABD'nin bölgedeki Osmanlı tecrübesine başvurmadığına gönderme yaptı. Weizsaecker, “Osmanlılar daha sonra gelen Britanyalı kolonisel güçler gibi bu bölgede benzer tecrübe edindiler. Irak birleşik bir millet değildi. Hem Osmanlı hem de İngilizlerin tecrübesi bize, ABD Başkanı Bush'a, Irak'ın tek bir millet olmasından yola çıkmaması gerektiğini anlatmamız konusunda yardımcı olabilirdi” şeklinde konuştu. Richard von Weizsaecker, Türkiye'in Ortadoğu'da oynadığı arabulucu rolünün çok önemli olduğunu da belirtirken, “Çok önemli olumlu bir işarette, Türkiye'nin Ortadoğu'da İsrail, Filistin ve Araplar arasındaki sorununun çözümünde önemli bir danışman rolü oluşturmasıdır. Türkiye, Kudüs'le ne kadar sıkı bağ geliştirir ve Kudüs'e ne kadar dostça ve açık tavsiyelerde bulunursa şu andaki akut durum için çok daha faydalı olacaktır” şeklinde konuştu.
Toplantının ikinci konuşmacısı olan Prof. Dr. Üstün Ergüder ise Türkiye'nin gerçek sorunu kimlik sorunu olduğunu belirtti. Ergüder, Türkiye'nin kimlik arayışı konusunda yeni bir paradigma değişikli içerisinde olduğunu kaydetti. Ergüder, Türkiye'nin Avrupa'yla ilişkisini “Aşk-nefret” ilişkisi olarak tanımladı. Ergüder, “Türkiye tarihi boyunca sırtını ortadoğuya, yüzünü ise Avrupa'ya dönmüştür. Bu bir anlamda aşk nefret ilişkisidir. Osmanlı'dan 'Avrupa'nın hasta adamı' diye bahsedilmesi bile aslında Türkiye'nin Avrupa'nın bir parçası olduğunun kabulüdür” dedi. Türkiye'deki demokrasi sürecinin çok önemli olduğuna vurgu yapan Ergüder, “Ben Türkiye'nin geleceği konusunda çok iyimserim. Demokrasi ve hukuk devleti anlayışı evrenseldir” dedi.