Güncelleme Tarihi:
AVRUPA Adalet Divanı'nın 19 Şubat'ta aldığı ve Türklere Almanya'da uygulanan vizenin AET (AB) Türkiye Ortaklık Konseyi Katma Protokol Kararları'na aykırı olduğu yönündeki kararını (C-228/06) örnek gösteren bir Alman hakim, Ulaş Koç isimli Türk vatandaşını tutuklanmaktan kurtardı.
Çek Cumhuriyet'inden, otomobil almak için Almanya'ya giriş yapmak isteyen Ulaş Koç, Bavyera Eyaleti'nin Fürth im Wald sınır kapısında, Alman polisi tarafından vizesi olmadığı için gözaltına alındı. Sınır polisi sınır kapısının bağlı olduğu Cham Yerel Mahkemesi'ne, vizesiz bir Türk'ün gözaltına alındığını bildirerek tutuklama emri talebinde bulundu.
“Derhal serbest bırakılmalı”
Dosyayı inceleyen Cham Yerel Mahkemesi hakimi Christian Ehrl, aynı gün sınır polisine gönderdiği “Acil” notlu karar niteliğindeki yazıda, “Mahkemenin görüşüne göre tutuklama emri için gerekli şartlar yok. Söz konusu şahıs pasif hizmetten yararlanmak isteyen bir Türk vatandaşı olarak Avrupa Adalet Divanı'nın 19.02.2009 tarihli Soysal Kararı gereği vizeden muaftır. Şahsın otomobil almak için geldiği yönündeki ifadesinin tersi ispatlanmadığı için mahkeme vize muafiyetinin geçerli olduğunu görüşünde. Bu nedenle Almanya'ya izinsiz giriş söz konusu değildir. Şahıs derhal serbest bırakılmalı” dedi.
Sansürlü siteyi kaynak gösterdi
Hakim Ehrl, kararında parantez içinde 20 Nisan'da Schengen vizesi süresini sekiz gün aştığı için hakkında “Almanya'da izinsiz bulunmaktan” ceza davası açılan ve yine Soysal Kararı doğrultusunda Erding Yerel Mahkemesi'nin Türklerin “vizesiz seyahat yapabileceği” yönündeki lehte karara da dikkat çekti. Ehrl, ayrıca Soysal Kararı'nın yabancılar hukukunu konu alan internet sitelerinde, “Türklere vize kalktı” şeklinde yorumladıkları için siteleri bir süre Federal İçişleri Bakanlığı'nın sansürüne uğrayan Edgar Stoppa ve Volker Westphal isimli başkomiserlerin yorumlarına da dikkat çekti.
Avukat: “Adalet kararı benimsedi"
Avrupa hukuku uzmanı Hamburglu avukat Ünal Zeran, Cham Yerel Mahkemesi'nin kararının doğru yönde bir adım olduğunu ifade ederek, “Nisan ayındaki Erding Yerel Mahkemesi kararından daha önemli diyebiliriz. Zira Erding'de Türk vatandaşı avukat tutarak hakkını savunmak zorunda kalmıştı. Cham'da hiç dava dahi görülmeden, otomatik bir uygulama söz konusu. Yani adalet mercileri, siyasetçilerin tüm karşı çabalarına rağmen hukukun üstünlüğünü kabul etmiş, kararı benimsemiş görünüyor. Soysal Kararı'nın adalet sisteminin en küçük birimi olan yerel mahkemelerde dahi bilinip, uygulanması çok iyi bir gelişme. Bu bir bilinçlenmenin gerçekleştiğini gösteriyor. En güzeli ise bu konularda katı tutumuyla tanınan Bavyera'da böyle bir önemli kararın alınması” diye yorumladı.
Avrupa Adalet Divanı Soysal - Savatlı Kararı (C-228/06)
AVRUPA Adalet Divanı, Türk Tır şoförlerinin başvurusu üzerine aldığı 19 Şubat 2009'daki kararında, AET (AB) Türkiye arasında 23 Kasım 1970'de imzalanan ve Aralık 1972'de yürürlüğe giren Katma Protokol ile o zamanki karşılıklı hakların statükosu belirlenerek, hakların kötüleştirilmesine engel konulmuştu. Adalet Divanı, 1980'de seyahat için Almanya'ya gelen Türklere vize konulmasının Katma Protokole aykırı olduğuna kararlaştırarak Tır şoförlerine hak vermişti. Adalet Divanı kararının sadece şoförler, sanatçılar ve sporcular gibi “aktif hizmet” verenleri kapsadığını öne süren Federal Hükümet, turistik (pasif hizmet) amaçla gelmek isteyenlerin vize almasında ısrar ediyor. Buna karşın hukukçular, vize uygulaması başlamadan önce, yani 1980 öncesi, “aktif” ve “pasif” hizmet ayrımı yapılmadığına dikkat çekerek, böyle bir ayrımın Katma Protokolün ihlali anlamına geleceğini belirtiyorlar. Hukuk uzmanları Soysal Kararı'nın, üç ayı geçmemek şartıyla seyahat amacıyla Almanya'ya gelen her Türk vatandaşına vize muafiyeti getirdiği görüşünü savunarak, Almanya'nın Türk vatandaşlarının ülkeye seyahat amaçlı girişlerinde 1973'deki uygulamanın aynısı icra etmek durumunda olduğunu belirtiyorlar.