Viyana’da bir dine yapılan, hepsine yapılmış gibidir

VİYANA’da Avusturya İslam Cemaati (İGGÖ) tarafından verilen iftara, başta Eğitim ve Uyum Bakanı Heinz Fassmann olmak üzere Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Mehmet Ferden Çarıkçı, Viyana Belediye Başkanı Michael Ludwig’in yanı sıra Hıristiyan ve Musevi dini temsilcilerle çok sayıda davetli katıldı. 

İftarda konuşan Bakan Fassmann, ramazanın diyalog ve paylaşma ayı olduğunu, bu çerçevede İGGÖ ile her zaman iyi bir düzeyde iletişim kurabildiklerini anlattı. Kimi zaman hem toplumda hem de siyasette uyumun yanlış anlaşıldığını belirten Fassmann, uyumun birlikte yaşamak, birlikte hareket etmek anlamlarına geldiğini söyledi. Fassmann, bazen Avusturyalıların yabancılara yönelik “Neden benim bölgemde bu kadar çok yabancı var, yaşam alanımı ve sosyal çevremi değiştiriyorlar” gibi ifadeler kullandığını dile getirdi. Aynı şekilde göçmenlerin de “Bizim yaşamımıza karışmayın, geldiğimiz ülkede nasıl yaşıyorsak o şekilde yaşamaya devam edelim” tarzında söylemlerinin olduğunu ifade eden Fassmann, her iki yaklaşımın göç alan bir toplumda istenen hedefe hizmet etmeyeceğini belirtti.

İSLAM DİNİ 1912’DE RESMEN KABUL EDİLDİ
Viyana Belediye Başkanı Ludwig ise İslam cemaatinin Viyana’da önemli bir yere sahip olduğunu söyleyerek, Avusturya’nın İslam dinini 1912’de resmen kabul eden ilk Avrupa ülkesi olduğunu hatırlattı. Başkentte uluslararası kuruluşlar vesilesiyle dünyada barış ve özgürlüklerin yaygınlaştırılması için çaba sarf edildiğini vurgulayan Ludwig, “Bu girişimlere örnek olması açısından Seestadt Aspern bölgesinde dinler kampüsü projesini hayata geçirdik” dedi.
Proje kapsamında her dinin Viyana’daki temsilciliğine ait bayrakların kampüsün girişinde dalgalandığını ancak kısa bir süre önce Musevi cemaatine ait bayrağa zarar verildiğini aktaran Ludwig, “Çok kısa bir süre için de bütün dini temsilciler bir araya gelerek, Viyana’da bu tür saldırılara müsaade edilmeyeceğini güçlü bir şekilde ifade etti. Bir dine yapılan saldırı bütün dinlere yapılmış gibidir. Benim şehrimde, Viyana’da herkes kendi dinini tercih etme özgürlüğüne sahiptir. Kippa taktığı için kimse saldırıya uğrayamaz, aynı şekilde başörtüsü giydiği için şiddete maruz kalamaz” diye konuştu.
Bu nedenle herkese büyük sorumluluk düştüğünü ifade eden Ludwig, Viyana’daki bütün dini kurumların yöneticilerinin, bir dine yapılmış saldırıyı bütün dinlere, bir kişiye yapılmış saldırıyı bütün insanlığa yapılmış gibi değerlendirerek hareket etmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

OLGUN: UMARIM SAYGI DEVAM EDER
İGGÖ Başkanı İbrahim Olgun da üç semai dinin temsilcileri ve çok sayıda siyasetçi, bazı ülkelerin büyükelçileri ile birlikte iftar yemeğini paylaşmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Olgun, ramazan ayının yalnız oruç ve ibadet ayı olmadığını aynı zamanda paylaşma ve birliktelik ayı olduğunu kaydetti.
Bütün dinlerin ortak değerleri olan birlikte yaşam, karşılıklı anlayış ve ibadet özgürlüğünün önemine işaret eden Olgun, bu ortak değerlerin tarihte kimi zaman göz ardı edildiğini, bu nedenle Müslüman, Yahudi ve Hıristiyanların çeşitli sıkıntılara maruz kaldığını anlattı. Olgun, özellikle 1990’lı yıllarda birçok Müslümanın farklı ülkelerde dini özgürlükleri olmadığı ve Müslüman kadınların başörtüsü sorunu nedeniyle okullara gidemediği için Avusturya’ya geldiğini hatırlatarak, “Avusturya her dine karşı hoşgörülü bir ülke oldu ve umarım böyle kalmaya devam edecek” dedi.

Avusturya’da Müslümanların dini tercihleri ve kıyafetlerine saygı gösterildiği için kendilerini iyi hissettiğini dile getiren Olgun, “Bu güzel ülkede insanlar nasıl isterlerse o şekilde giyinmekte özgürler. Umarım dini tercihler ve kıyafetlere olan saygı devam eder ve Yahudiler kippa, Hıristiyanlar haç ve Müslümanlar da başörtüsü takmayı sürdürür” dedi. Olgun, birlikte özgürce yaşamak için herkese görev düştüğünü belirterek, hangi din ve inanca mensup olursa olsun karşılıklı sevgi ve kardeşliğin yaygınlaştırılması için aynı safta yer alınması gerektiğini ifade etti.