Vicdanın Sesi JOAN BAEZ’A

Ben Joan Baez kuşağından değilim. Amerikalı şarkıcı Joan Baez, Vietnam Savaşı’na, şiddete, ayrımcılığa, haksızlığa karşı gitarı ve sesiyle hep ön saflarda yer almış bir sanatçı. 68 kuşağının idolü. Amerika’da Martin Luther King’in başını çektiği Yurttaş Hakları Hareketi’nin aktif destekçisi. We shall Overcome (Üstesinden Geleceğiz) şarkısıyla 1960’lı yıllarda Amerika’daki ırk ayrımına karşı siyah hareketin sesi oldu. Amerika’da öldürülen sendikacı Joe Hill için yazdığı aynı adlı parçasıyla zirve yaptı.

Joan Baez, benim hafızamda siyah uzun saçları, insanın kalbini ısıtan sıcak gülümsemesi ve derin bakışıyla kaldı. Perşembe akşamı Berlin’de bir ödül töreni vardı. Uluslararası Af Örgütü bu yıl Vicdanın Sesi ödüllerini bu özgürlüğün sesi Joan Baez’le, Çinli sanatçı Ai Weiwei’e verdi.

Şimdi 74 yaşında olan Joan Baez’in siyah uzun saçlarından eser kalmamıştı. Ama yüzündeki o sıcak gülümsemesinden, canlı duruşu ve mücadele ruhundan hiçbir şey kaybetmemişti. Bu tükenmez enerjisini “İyiyi, doğruyu isteyen, riskten korkmaz” sözleriyle özetledi. Joan Beaz’i sahneye çağıran Amerikalı rock sanatçısı Patti Smith, onun o mücadeleci ruhunu “Sen bir gemi kaptanı olarak, fırtınaya teslim olmazsın” diye tarif etti. Törene katılan sanatçılar sahneye çıkarak, hep birlikte Joan Baez’ın hit şarkılarını okudu.

PASAPORTUNU ALDILAR

Ülkesinde düşünce özgürlüğünü savunduğu için yurtdışına çıkma yasağı bulunan Çinli sanatçı Ai Weiwei, törene gelemedi. Ödülünü annesiyle birlikte Berlin’de yaşayan küçük oğlu Ai Lao aldı. Ai Lao, “Babamın pasaportu yok. Pasaportunu elinden aldılar. Babamın pasaportunu geri alması için çok dua ediyorum” derken, boğazı düğümlendi.

Suudi Arabistan’da 10 yıl hapis ve bin kırbaç cezasına çarptırılan blog yazarı Raif Bedevi’nin eşi de sahnede aynı duyguyu paylaştı: “Raif Bedevi düşüncesinden dolayı içeride. Çocukları her gün yolunu gözlüyor” dedi. Düşüncesinden ötürü halen cezaevinde insanların olmasını düşünmek bile acı vericiydi.