Vekilin gözyaşları

Güncelleme Tarihi:

Vekilin gözyaşları
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 13, 2011 15:46

MHP'li vekil 7’nci sıradan aday gösterildiği anlatırken gözyaşlarına boğuldu.

Haberin Devamı

Atılgan, seçilmesi zor yerden aday gösterilmesinin ardında, Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan uzaklaştırılan Aytaç Durak ile Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkanı Mustafa Tuncel arasındaki kavganın yattığını, Adana Büyükşehir Belediyesi’nin MHP’nin elinden gitmesinden sorumlu tutulduğunu, bu şekilde kendisine bedel ödettirildiğini öne sürdü.

Kürşat Atılgan, Adana’da yayın yapan yerel Akdeniz Televizyonu’nda canlı yayınlanan Hodri Meydan programında Yüksel Evsen’in sorularını yanıtladı. Belediye Meclis Başkanı Mustafa Tuncel ile akraba olan Kürşat Atılgan, listedeki yeriyle ilgili bir soruyu cevaplandırırken Aytaç Durak’ın Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden alınması ve yerine geçen Zihni Aldırmaz’ın MHP’den istifasına kadar uzanan süreçten kendisinin sorumlu tutulduğunu iddia etti. 7’nci sıradan milletvekili adayı gösterilmesinin gerekçesini bir genel başkan yardımcısı aracılığıyla MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den öğrenmeye çalıştığını anlatan Atılgan, "Bana gelen cevap; kavgayı önleyebilme imkan ve kabiliyetim varken, önlememişim. Oysa bu belediyeyi MHP’nin kazanmasında en büyük katkısı olan kişi benim. Ama maalesef bu konudaki kara kampanya ile herhalde Genel Başkanı inandırmışlar ki, böyle dediler" diye konuştu.

MHP’nin baba partisi olduğunu, Tuğgeneralliğe kadar yükseldiği Türk Silahlı Kuvvetleri’nde MHP davasına inandığı için çeşitli riskleri göze alarak hizmet ettiğini ve meslektaşlarının kendisine ’Kurtçu’ dediğini söyleyen Atılgan, bunu söylerken duygulanıp, gözyaşlarına hakim olamadı. Gözlüğünü çıkarıp, yüzünden süzülen gözyaşlarını silen Atılgan, "Meclis’te 70 konuşma yaptım. Konuşma yaptığım zaman CHP’lisi de AKP’lisi de susup dinliyordu. Akil bir milletvekili durumuna gelmeye başlamıştım. Bu pozisyonumu ülkemin hizmetinde kullanamamanın vermiş olduğu acıyla gözlerim yaşardı. Adanalılara göstermiş oldukları destekten dolayı şükranlarımı sunuyorum. Kendilerini mahcup etmedim. Sanıyorum ki görevimi yerine getirdim" dedi.

"APO’YU GÖRSEM ÇEKER VURURDUM"

Atılgan, Şam’da askeri ateşe olarak görev yaptığı 1994-1997 yılları arasında terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile aynı apartmanda oturduğu yönündeki iddiaların doğru olmadığını bu programda da yineledi.

Atılgan, "Şam’da Abdullah Öcalan ile asansörde karşılaşsaydınız ne yapardınız?" sorusuna "Silahım yoktu ama silahım olsa, her halde çeker vururdum" diye cevap verdi. Öcalan’a yönelik suikastı engellediği suçlamasını da kabul etmeyen Atılgan, şunları söyledi:

"Apo dediğiniz şahıs Türk devletine karşı 30 yıldır örtülü bir savaşı yürüten kişidir. 40 bin Türk insanının ölümüne neden olmuş bir kişidir. Kürtçülük faaliyetlerinin, Türkiye’nin başına bela olan konuların lideridir. Şu anda da öyledir. Şam’da silah taşımadım. Silah taşımayı da istemedim. Silahım olsaydı, kesin yüzde yüz Apo olduğunu bilsem, herhalde çekip vururdum. Silahım yok, baktım kesin Apo, askeri eğitimimiz esnasında öğretilen bir takım yakın dövüş teknikleriyle ne yapabileceksen onu yapardım. Sessiz kalıp, çeker gider miydim? Ona da bir şimdiden bir şey söylemek mümkün değil. Yetişme tarzım, ülkeme ve insanlarıma olan sadakatim ve sevgim nedeniyle sessiz kalmazdım herhalde. En azından kapışırdık, kim kimi döverdi belli olmaz. Silahım olsaydı, çeker vururdum, onlar da beni öldürsünler derdim herhalde."

Tuğgenerallikten emekli olduktan sonra siyasete atılan ve 2007’de Adana’da Ali Halaman’ın Yüksek Seçim Kurulu’nca milletvekilliğinin veto edilmesiyle 3’üncü sıradan milletvekili seçilen Atılgan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yaptığı süreçte inançlarından ve ibadetlerinden dolayı hiç bir askerin meslekten ihraç edilmesi için Yüksek Askeri Şura’ya (YAŞ) sevk etmediğini söyledi.

Atılgan, "Birlik komutanlığı yaptığım dönemde hiçbir durumda, başörtüsü nedeniyle, irtica nedeniyle bir kişiyi dahi ayrılmak üzere YAŞ’a sevk etmedim. İhraç bir süreçtir, yönergesi vardır, kişiler hakkında raporlar gelir gider. Ben de namaz kılıyorum. Kişinin suçlandığı konularla ilgili üzerindeki iddiaları ortadan kaldırdım. İnsanların dini inançlarından dolayı suçlanmasına karşıyım. Türkiye’nin şartları nedeniyle bazı kurumlar katı olabilir. Ancak ben kimseyi ihraç edilmesi için YAŞ’a sevk etmedim. Türkiye’de kadınların yüzde 70’i başörtülü. İnsanlar inanarak samimiyetle takıyorsa, buna karşı çıkmanın doğru olduğunu düşünmüyorum" dedi.

14 milletvekili bulunan Adana’da, geçen seçimlerde AK Parti 6, MHP 4, CHP 4 milletvekilliği elde etmişti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!