Güncelleme Tarihi:
Radyospor’da yayınlanan Yalçın Dümer’le Radyovole programına katılan Hakan Şükür, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Galatasaray adına başarısız bir tablonun olduğunu söyleyen Hakan Şükür, “Son başkanlık seçiminde biz Galatasaray’ı destekledik. Bizim oylarımız Galatasaray için. Biz hiçbir zaman neden ayrıldık demedik. Biz zaten zamanı geldiğinde gidecektik. Ama gidiş şeklimize itiraz ettik. Verilen sözlerin tutulmamasına itiraz ettik. Başarılar nasıl gelmiş, yokluk dönemlerinde gelmiş.” dedi.
GERİ DÖNSEM BAZI YILDIZLARDAN DAHA İYİ OYNARIM
Transferlerin yapılış tarzının yanlış olduğunu dile getiren Hakan Şükür, “Alınan isimlere baktığınızda, ben bir iki ay hazırlansam onlardan daha yararlı olurdum. Geçmişte bunu yaşadık. Şu anda yönetim beni çağırırsa, yıldız diye alınan bir çok oyuncudan iyi oynarım.” şeklinde konuştu.
Galatasaray’ın mevcut kadrosunun doğru yönetilmediğini de kaydeden Hakan Şükür, “Her şeye rağmen Galatasaray’ın mevcut kadrosuna göre bu takım anda 10-15 puan farkla şampiyon olması gerekirdi. Arda bu takımın yıldızı. Ancak Arda daha ileri gitmiyor. Ne takıma ne de milli takıma sağlam gidiyor. Buraları yeterli görüyor. Futbol şöhret olduğunuzda güçlenmeniz gereken bir spor. Seyirci her gün üzerine bir şey koymanızı istiyor. Futbol bunu gerektiriyor. Devamlı güçlü olursanız başarılı olursunuz.” dedi.
ARDA'YI GÜNAH KEÇİSİ OLARAK ORTAYA ATTILAR
Yönetimin oyuncuları iyi yönlendirmediğine de değinen Hakan Şükür, “Yönetici nasıl olursa futbolcu da öyle olur. Deyim yerindeyse at sahibine göre kişner. Arda, yıldız bir oyuncu, sağlam karakterli, çok da iyi bir çocuk. Ama bugün yönetimler zor zamanda birinin üzerine suçu atma çabası içerisinde. İyi olduğu zaman da başarıyı kendilerine malediyorlar. En son şampiyon olduğumuzda bunu yaşamıştık.” ifadelerini kullandı.
Kaptanlığı döneminde sahada eylem yapan futbolcuya ders yapacak şekilde neler yapması gerektiğini anlattığını kaydeden Hakan Şükür sözlerine şöyle devam etti; “Suçluluk duygusunu iyi bilirim. Sizi, aslanların arasına suçlu olarak atarlar; gerçek suçlular ortada görünmez. Arda günah keçisi olarak ortaya atıldı. Onu ortaya atanlar en başta sırtını sıvazlayıp, işler kötüye gidince kenara çekilenlerdir. Onu bu hale getirenler Adnan Polat ve yönetimidir. Ortada plansız çok büyük paralar harcanarak takım kurulmuş. Özhan Canaydın zamanında yaşananlardan dolayı aleyhine tezahüratlar yapıldı, pankartlar açıldı. Kırgın gitti. Yapılanları onunla konuştuk ve bunları söyledi.
YÖNETİCİLER DEVAMLI OYNAR
‘Adnan Polat’ın Bursaspor şampiyon olsun’ şeklindeki demecine de katılmadığını söyleyen Hakan Şükür, “Böyle popülist yaklaşımlar yaparak istikrarlı olamazsınız. Ağabeyimiz Mehmet Helvacı’nın ‘Kupayı biz alamayacaksak kim alırsa alsın’ sözü çok doğru. Bu aşamada kimin şampiyon olacağı önemli olmamalı. Bunun yerine daha akılcı adımlar atılmalı. Şampiyonluk için çalışmalar yapılmalı. Ancak yöneticilik böyledir, devamlı oynarsınız. Özellikle işler yolunda gitmediğinde kendine menfaat kazandırmak için sürekli konuşursunuz. Ben burada başkanlık dersi vermiyorum, onların duygularını bilemem. Ama Adnan Polat’la bunları çok yaşadım. Türkiye’de İşler iyiyken her yere gelirsiniz. Kötü olduğunuzda Jo, Arda gibi isimler ortaya atılır; ancak onları getirenlerin isimleri ortada yok.” dedi.
ARDA'YI METİN OKTAY YERİNE KOYMAK HATAYDI
Arda’nın sinema kapatması ve bunun basına yansıması gibi çok büyük hataları olduğunu söyleyen Hakan Şükür şöyle devam etti; “Arda genç bir çocuk. Arda’yla altı ay önce bir seyahat yaptık orda konuştuk. Ona yükseldikçe “Ne kadar kaçarsan o kadar büyük yıldız olursun.” dedim. Şu anda güzel bir ilişkisi var. Ama kamuoyunda kıskanılacak şekilde bir ilişki yaşaması onu yaralar. İnsanın olaylara karşı sağlam durması gerekir. Arda’ya neler yapması gerektiğini anlattım. Böyle büyük bir camiada, Galatasaray gibi sosyal değeri çok yüksek bir camiada kendine duyulan sevgiyi başka alanlara çekmemeli. Mesela ben televizyona çıkmazdım. Çıkmadığım için televizyoncular ve gazeteciler ağır şeyler söylerdi veya yazardı. Ancak ben takım arkadaşlarımı rahatsız etmemek için çıkmazdım. O takımda her şeyi ben yaptığım imajını vermemek için böyle davranırdım. Bütün gazeteler senden çok büyük kahraman gibi bahsediyor. Arda da böyle yaşıyor ve yapıyor. Biz gıbta ile bakmayız kıskanarak bakarız.”
Arda’nın çok iyi bir futbolcu olduğunu söyleyen Hakan Şükür, “Ancak Onu Metin Oktay’la kıyasladılar. Belki de ya fazla forma sattırmak ya da bizi unutturmak için böyle bir şey yaptılar. Ancak Metin Oktay oralara çok çok şeyler yaparak kupalar kazanarak geldi. Metin Oktay gibi değer görmek bu kadar basit olmamalı. Ancak Metin Oktay da öldükten sonra kral yapıldı. Yaşarken niye o muamele yapılmadı. Niye biz yaşarken bu muameleyi göremiyoruz. Kıskançlığımızdan. Metin Oktay’ın yerine getirildiği söylenen Arda üç maçtan sonra protesto edildi. Oraya doğru bir meyil oluşturuldu. Zamanında olmayan şeyleri gazete köşelerine taşırsanız bu sonuç doğar. Onu Jo’yla aynı kefeye koyarsanız, taraftarın önüne atmış olursunuz. Kötü zamanda herkesin gördüğü şekilde Arda’yı kenara çekip onları söylemeyeceksiniz. Kötü zamanda birine sahip çıkıyormuş gibi davranmak “onu suçlu görmektir”. Sahip çıkan kahraman, sahip çıkılan suçlu. Halkta bu intiba oluşuyor.” ifadelerini kullandı.
KENDİ TAKIMIM İÇİN AĞLADIM
Fenerbahçe’ye yenildikleri 3-2’lik maçta bir gol kaçırdığını hatırlatan Hakan Şükür, “Maçtan sonra ağladım. Dedim ki bu mağlubiyetin tek sorumlusu benim dedim. Benim için “İşte Metin Oktay” dediler. Ben sorumluluğu üzerime alarak 30 kişiyi kurtardım. Futbolculardan ve yöneticilerden oluşan o 30 kişi de beni dünya gol kralı yaptı. Sonra da Fenerbahçe’yle oynadığımız Cumhurbaşkanlığı Kupası’nda gidip üç gol birden attım.” dedi.
YABANCILARA AŞIRI DEĞER VERİLİYOR
Yönetimin başarısızlıkta kendi getirdiği oyunculara laf söylenmemesi için Arda veya diğer yerli yıldız oyuncuları kurban ettiklerini vurgulayan Hakan Şükür, “Şu anda Keita dışında diğer hangi oyuncunuz Arda kadar iyi oynadı. Hangisi Onun kadar maç yaptı. İtalya’da oynadım. Onların kendi oyuncularına verdiği değeri gördüğüm için burada yerli oyunculara farklı bakabiliyorum. Arda gelen diğer yabancı oyunculardan 10 kat daha iyi yaşıyor. Ama şu anda başarısızlığın faturası Arda’ya kesildi. Takım kaptanınız Jo’yla birlikte aynı ortamda protesto ediliyorsa burada sorun var demektir. Daha yeni bir yanlıştan döndüler. Artık yabancı oyuncu havalanında karşılanmayacak. Hem milyonlarca dolar veriyorsun hem de el üstünde tutuyorsun.” ifadelerini kullandı.
FUTBOLCULARIN ALACAKLARINI VE PRİMLERİNİ CEBİMDEN ÖDEDİM
Kaptanlığı dömeninde kazandıkları şampiyonlukla ilgili çarpıcı ifadelerine devam eden Hakan Şükür, “Oyuncu arkadaşlarımızın zaman içerisinde alamadığı parayı ve geri dönüşümü olmayan primleri cebimden ödedim. Sezon sonunda ayrılacağımı bilmeme rağmen kendi cebimden Fenerbahçe maçına prim ödedim. Hacettepe maçının ardından Jübile istemiyorum, şampiyonlukla veda ediyorum dedim. Ancak beni öyle uğurlasalardı, entrikalar yapmasalardı. Sekiz şampiyonluk yaşamışsınız. Çok büyük paralar kazanmışsınız. Metin oktay’ın rekorlarını kırmışsınız. Yapılan muamele kabul edilemezdi.” İfadelerini kullandı.
FUTBOLUN İÇİNDE DUYGU VE SAMİMİYET KALMADI
Kendi döneminde yenildikleri maçların ardından Florya’da gece beşlere kadar kaldırımlarda oturduklarını belirten Hakan Şükür, “Şimdi takım daha profesyonel oldu! Artık futbolun içerisinde duygu ve samimiyet kalmadı. Un var yağ var ama helva yapamıyoruz. Yönetim de böyle diyor. Yani bir anlamda Rijkaard bunu yapamadı diyorlar. Ersun Yanal olayında da bana aynı şey yapıldı. Galatasaray’dayken Nonda, Ümit Karan ve ben takımın en golcü isimleriyiz. En fazla asistini yapan kişiyim. Avrupa şampiyonasında gruplarda gol kralıydım. Buna karşın şampiyonluğa giden takıkmın golcüsünü milli takıma almıyor.
Hiç kimse bunun hakkını aramadıysa burada yanlış bir şeyler var. Galatasaray’dan Galatasaray’dan ayrılmam çok üzücü. Jübime de istemem; zaten jübile yapılmamasını vasiyet ettim.” dedi.
FUTBOLUN ÜST YAPISI BOZUK
Hasan Şaş’la kendisinin bir maç sırasında ıslıklandığını bu ıslıkları da tribünden gelen Haldun Üstünel’in tanıdığı bir kaç kişinin yaptığını belirten Hakan Şükür, “Galatasaray’dan ayrıldım, bu yapının içerisine tek başına gelmek çok kolay değil. Bir şey yapamazsınız, Don Kişot gibi yel değirmenlerine karşı mücadele edersiniz. Hala Galatasaray forması üzerimdeymiş gibi giderim. Ama gizli giderim. Hala gizli olarak gidip futbolcularla görüşürüm, taraftarın arasına karışırım. Ancak futbolu çok fazla yorumlayamaz oldum, çünkü futbolun üst yapısı bozuk.
Futbolcu soyunma odasına girer üzerini değiştiririr antrenmanını yapar. Ben hiç bir zaman böyle bir futbolcu olamadım. Kaptanlığımda soyunma odasındaki arkadaşlarıma “beni sevmeyen söylesin.” dedim. Daha sonra ise herkes buraya saat dokuzda gelecek dedim. Senin futboldan başka işin yok. Bu kadar taraftar topluluğuna karşı yükümlülüklerin var. Gerekirse soyunma odasında kavga da edeceksin. Sorumluluklar çok ağır. Bugün büyük paralar alan futbolcular çalışmak zorunda. Yöneticilerin bu tip oyunculara fazla para ödememeleri gerek. Ancak bu tip oyunculara fazla ödenen paralar gerçekçi değil. Artık neler oluyor arada ne pazarlıklar yapılıyor? Futbol yöneticiliği çok büyük raht ve büyük itibar kapısı. Böyle yönetip bunu medyayla süslüyorlar.” ifadelerini kullandı.
KENDİLERİ ÖN PLANA ÇIKMAK İÇİN ŞAMPİYONLUK MESAJI VERDİRMEDİLER
Galatasaray’ın son şampiyonluğunda yöneticilerin kasıtlı olarak şampiyonluk mesajı verdirmediklerini söyleyen Hakan Şükür, “Açın arşivlere bakın. Hiç bir oyuncunun şampiyonluk mesajı yok. Bir kaç tanesi milli takım kampında bir şeyler söylemeye çalıştı. Tüm bunların nedeni benim.Yapılanları kendilerine maletmek için bu yolu seçtiler.
Dünya futbol tarihinde ilk kez bir takım şampiyonluğunu anlatamadı. Ben de kendimi anlatmayı sevmediğim için bir şey demedim. Şampiyonlukla ilgili olarak röportaj verilmemesi konusunda tüm takıma çekilen ortak mesaj var. ‘GS yönetim kurulunun kararıyla röportaj yapması yasaktır’ mesajı hala bende duruyor. İsteyene gösteririm.” ifadelerini kullandı.
Son seçimde Adnan Polat ve yönetiminin medya ve iktidar gücünü kullandığını söyleyen Hakan Şükür, “Adnan Öztürk kaslında çok büyük oy aldı. Kaybedene oy atmak nasıl bir mantıktır. Bunları da düşünmek lazım. Ancak Adnan Öztürk’e hiç söz hakkı verilmedi. Kendisini anlatamayan insan nasıl başarılı olacak. Sayın Adnan Polat da değerli, Adnan Öztürk de. Ancak samimiyetin anlatılmadığı ortamda uzun süre Galatasaray’ın başarılı olması çok zor. Çok para vererek oyuncular alabilirsiniz. Fakat bunları ticari şirketinizin kasasından alıp Galatasaray’a vermiyorsunuz ki. Arda ve Mehmet Topal gibi değerlerinizi satıyor, onlardan gelecek paraları Elano ve Lincoln’e veriyorsunuz.” dedi.
3,5 MİLYON EUROYU LINCOLN MÜ YOKSA BAŞKA BİRİ Mİ ALDI BİLMİYORUM
Lincoln’ün transferine de değinin Hakan Şükür , “Lincoln 15 milyon euro maliyetle alındı. Yıllık 3.5 milyon euro futbolcuya verildi. Lincoln Brezilya’nın varoşlarından gelen, son olarak Schalke’de aylık 8 bin 800 dolara kontratı olan bir oyuncuydu. O paralar hiç bir şey vermeyen insanlara gitti. 3.5 milyon avro’yu Lincoln’e mi yoksa başka birine mi ödedik onu da bilmiyorum. Bunlara karşın Lincoln iyi bir oyuncuydu. Takım oyuncusu olması için çabaladık. Onla çok şey paylaştık. Evine gittim, gezdik. Biraz cimriydi. Ancak daha sonra Kalli döneminde onunla kadro dışı kaldık. Bir anlamda yaşın yanında kuru da yandı.” ifadeleriyle sözlerini bitirdi.