Güncelleme Tarihi:
ALMANYA'nın ilk Türk kökenli müsteşarı olan Kuzey Ren Vestfalya (NRW) Eyaleti Çalışma ve Uyum Bakanlığı Müsteşarı Zülfiye Kaykın, göçmenlerin karar mekanizmalarında daha etkin olmalarının uyum sorunun önemli ölçüde azaltacağını söyledi. Kaykın, göçmen kökenli bürokrat ve siyasilerin o toplumla empati kuracaklarını belirterek, böylece sorunların daha kolay çözüleceğini vurguladı. Bir önceki hükümet döneminde Armin Laschet'in uyum bakanı, Thomas Kufen'in uyum sorumlusu yapılmasını, “Benim, saçlarım kara diye neden kendimi küçümsenmiş hissettiğimi Sayın Laschet, Sayın Kufen bilemez” diyerek eleştirdi.
AİDİYET DUYGUSU
Eyalette SPD ve Yeşiller Hükümeti'nin uyum politikasından sorumlu olan Zülfiye Kaykın, entegrasyonda aidiyet duygusunun önemine işaret ederek olumsuzluklardan ötürü bir çok kişinin kendisini Alman toplumunun bir parçası olarak görmediğini dile getirdi. Kaykın şöyle konuştu: "Çoğunluk toplumu uyum konusunda doktor-hasta ilişkisi çerçevesinde ilaçlar, reçeteler vermekten ziyade göçmen toplumun yaptırım gücünü arttırmalı. İnsanlar kendilerini entegre olmuş hissettikleri andan itibaren entegre olmuşlardır. Çünkü bu bir his meselesi. Sizin aidiyetlik duygunuz önemli. Eğer göçmenler kendini bu topluma ait hissedemiyorsa entegre olmamıştır"
HİSSEDİLEN OLGU BAŞKA
Kaykın, "Aidiyetin Almanca bilip bilmemekle veya burada yaşamakla ilgisi yoktur. Siz kendinizi Alman toplumunun bir parçası hissettiyseniz, sorumluluk üstlendiyseniz entegre olmuşsunuz demektir. Benim 8 ve 9 yaşlarında iki oğlum var. Burada doğdular, okula gidiyorlar ve Türkçe'den çok Almanca konuşuyorlar. Bir entegrasyon olgusu var. Bir de hissettiğiniz entegrasyon var. Hissettikleriniz ve gördükleriniz ile algıladıklarınız aynı değil. Evde eşimle, 'Türk toplumu hakkında şu yazıldı, bu yazılıyor' diye konuşuyorum. Çocuklar bundan ister istemez etkileniyor diye düşünüyorum.” dedi.
TOPLUM KENDİNİ SORGULAMALI
Kaykın: “Türklerin ekonomik gücü, potansiyeli, akademisyenleri var. Artık Almanya'ya gelen akademisyenden daha fazla akademisyen Türkiye'ye dönüş yapıyorsa hem göçmen toplum hem egemen toplum kendini sorgulamalı. Uyum denildiği zaman genellikle Türk toplumu ve biraz da Arap kökenli insanlar tartışılıyor. İki toplumun Müslüman olması nedeniyle sorunların Müslümanlıktan kaynaklandığı algılanıyor. Dolayısıyla uyum müsteşarının Türk kökenli olması çok tesadüf değil. Bu, gelecek nesillere bir örnek teşkil etmesi, cesaret vermesi, toplumu güçlendirmesi adına siyasiler tarafından verilen bir mesajdır.”
AYRIMCILIĞA KARŞI PROJE
Eyalette yeni bir uyum yasası hazırlıkları içinde olduklarını vurgulayan Kaykın göçmenlerin işe alınmada kökenlerinden ötürü ayrımcılığa uğramalarının da önüne geçeceklerini ifade etti. Kaykın bu bağlamda kamu kurumlarına başvurularda isim, resim ve kökene ilişkin bilgilerin yer almadığı bir model projenin uygulanacağını belirterek, “Görülen o ki hangi akademik kariyere, niteliklere sahip olursanız olun ayrımcılığa maruz kalabiliyorsunuz. İsminizden ötürü iş bulmakta zorluk çekiyor veya hiç iş bulamayabiliyorsunuz. Bu sorun özel sektörde daha çok. Biz bunları aşmak istiyoruz. Projeyi ocak itibaren uygulamayı başlatmayı düşünüyoruz. Bir yılın sonunda istatistiksel verileri açıklayacağız” dedi.