Uyumdaki başarı şirketlere bağlı

ALMANYA'nın yeni Cumhurbaşkanı Christian Wulff'un, görevine başlar başlamaz, "Uyum politikası görev alanımın öncelikli konuları arasında" demesi üzerine, gerek uyum sorunlarının çözümü gerekse kalifiye işgücü açığının nitelikli göçmenlerle kapatılması konuları, ülkenin siyasi gündemine damgasını vuruyor.

Çağrı yetmez

Alman Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü Başkanı (DIW), Prof. Dr. Klaus F. Zimmermann, nitelikli işgücü açığının geleceğin değil, günümüzün bir sorunu olduğunu söyledi. Bunun şimdiden mühendislik ve tıp alanının dışında, sanayi, el sanatları ve bakım gibi önemli hizmet sektörlerinde iyice hissedildiğini söyleyen uzman, "Bu darboğazın aşılması için şirketler, işgücü göçünün kolaylaştırılması çağrısı yapıyorlar. Bu yeterli değil. Yeni Cumhurbaşkanı'nın uyum konusuna sahip çıkmasıyla, artık siyaset, ekonomi dünyası ve topluma, uyum görevini paylaşmak düşüyor. Göç, ekonomik ihtiyacı karşılamaya dayanacaksa, şirketlere uyum konusunda daha fazla görev düşer" dedi.

Sinerji oluşmalı

"Nitelikli işgücü göçünün kolaylaştırılmasını isteyen şirketler, aynı hassasiyeti uyumla ilgili üzerlerine düşen görevi üstlenmede göstermiyorlar. Oysa, Almanya'ya gelecek olan nitelikli göçmenler ve ailelerin, toplumumuza başarılı bir şekilde ayak uydurmaları, kalifiye göçmeni istihdam edecek şirketlerin göstereceği uyum çabalarına bağlı. Globalleşen bir dünyada, çok kültürlü toplumların getirdiği avantajlardan biri de sinerjinin oluşmasıdır. Bundan da yaratıcı yenilikler doğabilir. Bu Alman ekonomi dünyası için de geçerli. Nasıl başarılı olunduğunu gösteren Alman Milli Takımı örnek alınmalı. Ama gerçek şu ki, hala fazlasıyla kapalı bir toplumuz."

Neler yapmalılar

DIW Başkanı Prof. Dr. Zimmermann, Federal Hükümetin göçmenlerle imzalamayı planladığı uyum sözleşmesini desteklediğine işaret ederek, şu tavsiyelerde bulundu: "Ancak bu sözleşmeye sadece göçmenler değil, göçmenleri istihdam edecek olan şirketler de taraf olmalı. Örneğin işyerindeki yuva sayıları artmalı, ülkemize gelecek nitelikli göçmen ve ailelerinin dil öğreniminde şirket kendi bünyesinde kurs imkanları sunulmalı. İş başvurularında yabancı isim, eleyici kriter olmaktan çıkarılmalı. Bu tür dışlayıcı uygulamalardan vazgeçilmeli, çünkü bu şirketlere de zarar veriyor. Serbest girişimciliğe giden yol kolaylaştırılmalı. Tüm bunları, göçmenlerin değerlerinin altında istihdam edilmeleri veya işsiz kalma sonucunu beraberinde getiriyor. Eğer yaşı 20 ile 30 arasında olan 100 göçmenden 14'ü ne bir işi ne de meslek eğitimi yeri varsa, bunun tek sorumlusu devlet olamaz. Bu konuda ekonomi dünyası da elini taşın altına koymalı."

Schavan'a eleştiri

Hırıstiyan Demokrat Partili (CDU) Federal Eğitim Bakanı Annette Schavan'ın, kalifiyeli göçmenleri Almanya'ya çekmek için koşulların daha cazip hale getirilmesi için göç yasasının yumuşatılması yolundaki talebi, muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Sol Parti tarafından eleştirildi.

SPD eğitim uzmanı Ernst Dieter Rossmann, Almanya'da yaşları 20 ile 30 arasındaki 1,3 milyon insanın diplomasız olduğunu hatırlatarak, "Kalifiye işgücü açığının kapatılması için göçü koşullarını kolaylaştırmak yerine, halihazırda Almanya'da bulunan genç insanların teşvik edilmesi gerekiyor. Sayın Bakan'ın asıl çözmesi gereken, buradaki diplomasız gençleri kalifiye hale getirilmesi sorunudur" dedi.

Sol Parti ise, özellikle son yıllarda meslek eğitimi konusunda zayıf kalan şirketlerin maddi katkıda bulunacağı bir "eğitim fonunun" kurulmasını önerdi. Sol Parti açıklamasında, bu fonun, gençlere meslek eğitim yeri bulunmasına büyük kolaylık sağlayacağına işaret edildi.